renk ertesi gün yıkayarak çıkarılıyor ancak, o anda bu onların güzel bozulmaları. | TED | وبينما تزول الألوان في اليوم التالي، إلا أن هذه اللحظة، تشكل اعتراضهن الجميل. |
Dil, çok erken gelişen etkilere de neden oluyor, renk örneğinde gördüğümüz gibi. | TED | من الممكن أن يكون للغة تأثير مبكر جداً، ما شاهدناه في موضوع الألوان. |
renkli görüntülerde, her piksel ana renklere karşılık gelen üç adet ikili kod dizisi tarafından temsil edilir. | TED | في الصور الملونة، يتم تمثيل كل بكسل بثلاثة تسلسلات ثنائية التي تقابل الألوان الأساسية. |
Bu bilgi paketlerinde, renkler, pikseller, şekiller ve hastalığın tıbbi görüntüsü bulunuyordu. | TED | تتضمن حزم المعلومات هذه: الألوان والبكسلات والأبعاد وتوصيفات المرض على الصورة الطبية. |
Onları altıda bir oranında döndürebilirsiniz eğer renkleri gözardı ederseniz. renkleri karşılaştırmıyoruz. | TED | يمكن أن نديرهم بسدس دورة إذا تجاهلنا الألوان. إننا لا نقارن الألوان. |
bana bir tuval ve biraz boya getirin, o iğrenç naziye sattığımdan çok daha iyi bir Vermeer yaparım. | TED | احضروا لي فراشي رسم و بعض الألوان وسوف أرسم لكم لوحة فريدة لفيرمير أفضل من تلك التي بعتها لذلك النازي |
Karışık renkte bayraklarla donanmış bu manzara beş elementi temsil etmektedir: | Open Subtitles | إن المنظر الطبيعي مزين بالأعلام متعددة الألوان الذي يمثل العناصر الخمسة، |
Fakat o gün büyükannem başka bir şeyi de kaybetti; sahip olduğu tek mutluluğu; renkli giyinmek. | TED | ولكن في ذلك اليوم كانت ستفقد شيئًا آخر أيضًا، الأمر الوحيد الذي يبهجها: وهو ارتداء الألوان. |
Düşündük ki renk ve sayı bölgesi arasında kazara oluşmuş çapraz bağlantılar olabilir. | TED | فقد قلنا أن هناك بعض الالتباس العرضي للمناطق بين الألوان والأرقام في المخ. |
Üniversitede bu terimden oldukça gözümün korktuğunu hatırlıyorum -- renk teorisi. | TED | أستطيع تذكر رهبتي الشديدة من هذا المصطلح في الكلية، نظرية الألوان. |
Argon gibi başka gazların eklenmesiyle birçok renk elde edilebilir. | Open Subtitles | وبإضافة غازات أخرى كالأرجون يمكن إستخدام مدى واسع من الألوان |
Önceden renk renk çiçeklerin açtığı yerler artık çorak birer viraneye döndü. | Open Subtitles | حيث كان مليئا بالزهور من جميع الألوان والأصناف لكنه الآن قاحل وجاف |
Gerçekte ise beyaz ışık, görebildiğimiz tüm farklı renklere karşılık gelen dalga boylarını içerir. | TED | في الواقع، فإنّ الضوء الأبيض يتضمن أطوالًا موجيّة تتوافق مع كلّ الألوان المختلفة التي نستطيع رؤيتها. |
ve bütün bu renkler alttaki bir ana hazneden çıkıyor. | TED | وجميع الألوان تخرج من منفذ واحد وسطي في الجزء السفلي. |
Yanıp sönen farklı ışıkların hepsini göremedim, renkleri ayırt edemiyorum. | TED | فلم يكن بمقدوري رؤية الأضواء الوامضة المختلفة، ولا تمييز الألوان. |
Şu an bu gerçekten ilginç görünüyor ama buna biraz sulu boya ekleyelim. | TED | الآن هذا يبدو بالفعل مثيرا للاهتمام، ولكن اسمحوا لي الآن بإضافة بعض الألوان المائية لها. |
Bize, hepimize, tüm renkte ve inançtakilere diyorlar ki bunu yapmalıyız. | Open Subtitles | يقولون لنا، لنا جميعًا، كل الألوان والمذاهب، أن علينا عمل ذلك. |
Mart ayında bir gün bu kadınlar geleneksel renkli tozları alarak birbirlerini boyuyorlar. | TED | وفي هذا اليوم الوحيد في مارس، تأخذ هذه النساء مسحوق الألوان الخاص بالاحتفال ويلون بعضهن. |
Ve bu, bazı açıdan, kelimelerin hangi kategoriye ait olduğunu çözmek biraz zordu, ardından kategorileri renklerle kodladım. | TED | وفي بعض الحالات، كان من الصعوبة نوعًا ما إيجاد التصنيف المناسب لهم بعد ذلك صنفتهم حسب الألوان |
İşte renge çevrilmiş birkaç müzik parçası. | TED | إليكم بعض الموسيقى التي تمت ترجمتها إلى الألوان. |
Bazı renkler absorbe edilip kimyasal bir iz oluşturabilir, bazı renklerde bu olmaz. | TED | ربما قد يمتص بعض الألوان، مما يعطيه بصمة كيميائية، في حين أنه ربما الألوان الأخرى لن تقوم بهذا. |
Kalem sarı görünür, çünkü sarı ışığı diğer tüm renklerden daha iyi yansıtır. | TED | قلم الرصاص يبدو أصفرا نظراً لأنه يعكس الضوء الأصفر أكثر مما يعكس الألوان الأخرى. |
Sizden katılmanızı isteyeceğim, bu yüzden siz oyunu benimle birlikte oynamak zorundasınız. Size renkli kelimeler göstereceğim. Sizden mürekkebin rengini bağırarak söylemenizi istiyorum. | TED | سأطلب منكم أن تشاركوا، وتلعبوا معي. سأريكم كلمات ملونة، وعليكم أن تذّكروا بصوت واحد الألوان التي كتبت بها هذه الكلمات. |
Çok sevimli bir tip değil. Ama şu renklerine bakın. | Open Subtitles | ليس محبوب جداً , كما ترون دعونا نلقى نظرة على الألوان |
Yoksa her rengin griye döndüğü, ...dünyanın gölgesi içindeymiş gibi hissettiğin, günlerden mi? | Open Subtitles | أو إذا تحولت كل الألوان إلى اللون الرمادي فتشعرين بإنكِ في ظلّ العالم |
Zor adamdır ama geçen ay Paintball sahası için radyo reklamı işi aldım. | Open Subtitles | هو صارم و لكن الشهر الماضي حجزت اعلان في الراديو لحلبة كرة الألوان |