Yapmadığımız bir diğer şey ise on yıllardır aynı ekonomi yapısını sürdürüyor olmamız. | TED | الأمر الآخر الذي لم نقم به أنّ نظمنا الاقتصادية حافظت على نفس الهياكل التي كانت لدينا منذ عقود |
Aynı şekilde gördüğümüz bir diğer şey, yeterince utanç verici, aynı oranda görülen hırsızlık kanıtı. | TED | الأمر الآخر الذي لاحظناه بشكل عفوي، وبشكل محرج تماما، هو دليل عفوي على الاختلاس. |
Locadan çıkan bir diğer şey de peçetenin üzerinde bulunan kurbanın kanı. | Open Subtitles | الأمر الآخر الذي وجدناه من منصتك هو منديل دماء الضحية عليه |
Bıçakla ilgili sevdiğim diğer şey de ne biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمون الأمر الآخر الذي أحبه في السكين؟ |
Anlamadığım diğer şey, kirli havlularımızı ve kokan çoraplarımızı kilitlemek için ne kadar dikkatli olduğumuz. | Open Subtitles | الأمر الآخر الذي لا أستوعبه هو لماذا نكون حذرين للغاية... بشأن تخبئة مناشفنا وملابسنا المتسخة... |
Anlamadığım diğer şey, kirli havlularımızı ve kokan çoraplarımızı kilitlemek için ne kadar dikkatli olduğumuz. | Open Subtitles | الأمر الآخر الذي لا أستوعبه هو لماذا نكون حذرين للغاية... بشأن تخبئة مناشفنا وملابسنا المتسخة... |
Çünkü Tulane konusunda ne yapacağımı bilemiyorum ve sınava gittiğimizde olan şu diğer şey var bir de. | Open Subtitles | لأنني لا أستطيع أن أقرر ماذا أفعل بشأن "تولان"، وهناك هذا الأمر الآخر الذي حصل وقت الامتحان. |
Tanındığım diğer şey ise 1 Ağustos 1976'da onu bir yavşak gibi kovaladığım yarıştı. | Open Subtitles | "الأمر الآخر الذي أُذكر به، هو ما جرى في 1 أغسطس عام 1976" "حين كنت أطارده كمعتوه" |
Sizi korkutan diğer şey. | Open Subtitles | -ماهو الأمر الآخر الذي يُصيبك بالخوف؟ |