ويكيبيديا

    "الأمر الصواب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Doğru olanı
        
    • doğru şeyi
        
    • doğru şey
        
    • yapılacak doğru
        
    O gece gerçekten Doğru olanı yapmaya çalıştın. Bunu yaptın da. Open Subtitles لقد حاولت حقًا فعل الأمر الصواب تلك الليلة و لقد فَعلت
    Doğru olanı yapmaya çalışıyorum dostum çünkü yanlış yapmaktan bıkıp usandım. Open Subtitles لكني أحاول فقط فعل الأمر الصواب يا رجل لأني سئمت و تعبت من فعل الأمر الخاطئ
    Eğer yeniden olsa Doğru olanı yapardım. Open Subtitles لو مررت بنفس الموقف مجددًا لكنت فعلت الأمر الصواب
    Eğer doğru bilginiz varsa doğru şeyi yapmış olmalısınız. Son olarak, besleyen ajan olmak istersiniz. TED اذا كان لديك المعلومة الصحيحة، تكون قد فعلت الأمر الصواب. أخيرا، تريد أن تكون خبير التغذية.
    Eğer doğru şeyi yapmazsak, Tanrı bizi cehenneme gönderir ve şeytan da buraya geri gönderir. Open Subtitles الرب سوف يرسلنا جميعنا إلى الجحيم والشيطان بالتأكيد سوف يرسلنا مرة أخرى اذا لم نفعل الأمر الصواب
    Bir çocuğu annesinden ayırmak hoşuma gitmiyor ama şüphesiz ki böylesi bir durumda yapılacak en doğru şey bu. Open Subtitles إني لا أستمتع بأخذ طفل من والدته لكنّ في هذه القضية، من الواضح أنه الأمر الصواب الذي ينبغي فعله
    Ayrıca bu güçleri biz istemedik ama onlara sahibiz, o yüzden Doğru olanı yapmalıyız. Open Subtitles هذا غير عادل ولم نطلب الحصول على تلك القدرات، ولكن.. -قد حصلنا عليهم، لذا يجب أن نفعل الأمر الصواب
    Doğru olanı yaptığına emin olabilirsin. Open Subtitles لقد فعلتِ الأمر الصواب بالتأكيد
    Hayır, hayır bence sen Doğru olanı yapmışsın. Open Subtitles كلا, كلا, اظن أنك قد فعلت الأمر الصواب
    - Sana ne derlerse desinler, ...sen Doğru olanı yapıyorsun. Open Subtitles -مهما قالوا لك أنت تفعل الأمر الصواب
    Doğru olanı yaptın. Open Subtitles لقد فعلت الأمر الصواب
    "Hey Laurie, Doğru olanı yap." Open Subtitles "مرحباً (لوري) إفعلِ الأمر الصواب" "لا ، الأمر الخاطئ مرحٌ جدّاً"
    Sana Bailey'yi Doğru olanı yaptığımıza ikna et diye acil çağrı atmıştım. Open Subtitles لا، استدعيتك بنداء الطوارئ لكي تتمكن من مساعدتي على إقناع (بيلي) أن نقوم بعمل الأمر الصواب هنا.
    Seni rahatlatacak. doğru şeyi yapıyormuşsun hissiyle seni rahatlatacak. Open Subtitles سيجعلك تشعرين أفضل، سيبدو بأنك تفعلين الأمر الصواب
    Bu insanlar hayatlarını size borçlular, efendim. doğru şeyi yapıyorsunuz. Open Subtitles هؤلاء الناس يدينون لك بحياتهم أنت تفعل الأمر الصواب
    Pekala, belki bu kadar hızlı davranmasaydı belki sonuç farklı olabilir idi belki de doğru şeyi yaptınız. Open Subtitles حسنًا، إن لم يكن ليتصرف سريعًا لكانت النتيجة مختلفة ربما أنتم فعلتم الأمر الصواب
    Bize geri dönüş yaparak doğru şeyi yaptın sen. Open Subtitles فعلت الأمر الصواب بمعاودة الإتصال بنا لذا تفضل
    Bana ilk şansımı vererek doğru şeyi yaptınız. Open Subtitles لقد فعلت الأمر الصواب بمنحي الفرصة الأولى
    Bazen doğru şey ve zor şey, aynı şeydir. Open Subtitles أحياناً، الأمر الصواب والأمر الصعب هما نفس الأمر
    Ama bir baba olarak söylüyorum ki yapılacak doğru şey bu. Open Subtitles لكن كـ أب أنا أخبرك، أنه الأمر الصواب لفعله
    Açıkçası bu durumda yapılacak en doğru şey bu. Open Subtitles في هذه الحالة، من الواضح أنه الأمر الصواب الذي ينبغي فعله
    Bazen istediğimiz şey uğruna savaşmak yapılacak doğru şeydir. Open Subtitles بعض الأحيان, القتال من أجل ما تريده هو الأمر الصواب لتفعله.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد