ويكيبيديا

    "الأمر كله" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Her şey
        
    • Her şeyi
        
    • Tüm bunlar
        
    • Bunların hepsi
        
    • hepsini
        
    • Herşey
        
    • Bütün bunlar
        
    • Herşeyi
        
    • hepsinin
        
    • Her şeyin
        
    • Bu tamamen
        
    • bütün bunları
        
    Basit bir soygun olması gerekiyordu Her şey onun yüzünden ters gitti. Open Subtitles كان من المفترض ان تكون عملية سرقة بسيطة, وفسد الأمر كله بسببه.
    Madem Her şey kanla ilgili, neden oradan başlamayalım ki? Open Subtitles إن مناط الأمر كله في الدم فلم لا نبدأ به؟
    Madem Her şey kanla ilgili, neden oradan başlamayalım ki? Open Subtitles إن مناط الأمر كله في الدم فلم لا نبدأ به؟
    Sen Her şeyi bana bırak. Ben Her şeyi yaparım. Endişelenme. Open Subtitles سينجح، يجب أن تتركي لي الأمر كله سأجعل كل شئ يتحقق
    Ve böylece, Tüm bunlar beni burada olduğum için heyecanlandırıyor, çünkü hayat sonsuz. TED وهكذا، فإن هذا الأمر كله قد قدر لي أن أكون مسرورا لوجودي هنا، لأن الحياة محدودة.
    Evet, yarını bir kenara bırakınca Bunların hepsi rüya gibi gelecek. Open Subtitles أجل ، عندما نتجاهل الغد يصبح في ظني الأمر كله كحلم
    hepsini bugün bitirmek için muhtemelen herkese. Open Subtitles لينتهي الأمر كله اليوم؟ كل من عندك تقريباً.
    İstersen hemen girişini yapabilirim ve Her şey daha farklı olur." "Ha ha ha. TED بإمكاني إدخالك فوراً و الأمر كله قد يتم بسرية .' ' ها ها ها.
    Her şey bunu devam ettirecek imkânsız bir fikirle başladı: Hiçbir çocuk geride kalmayacak. TED لقد بدأ هذا الأمر كله مع فكرة مستحيلة واحدة كما ستستمر في ذلك، فعلا: لا إقصاء لأي طفل.
    DB: Ama Her şey kaydı. TED ديڤيد برووكس: لقد تحول الأمر كله على أية حال.
    Biliyorsunuz, iklim çok karmaşık bir konsept hareket eden bir sürü şey var ama Her şey aslında suyla ilgili. TED وكما تعلمون، المناخ معقد جدًا، الكثير من الأجزاء المتحركة هنا، ولكني أعتقد أن الأمر كله يتعلق بالمياه.
    Her şey mevcut düşünce, duygu, çevre ve fiziksel durumunun, farkındalığını onayını ve kabulünü geliştirmekle ilgili. TED الأمر كله يتعلق بتطوير الوعي، والإقرار والقبول بأفكارك الحالية وعواطفك وببيئتك وحالتك المادية.
    Her şey açığa çıkınca kimseye bir şey söylememem için benden söz aldı. O da ben de birlikte olduklarını biliyorduk. Open Subtitles وعندما اتضح الأمر كله, جعلتنى اعدها الا اقول شيئا, لأنها تعرف اننى اعرف
    Bir bakıma evet. Aslında Her şey daha siz konuşmaya başlamadan önce başladı. Open Subtitles أنظرى ، لقد بدأ الأمر كله حتى قبل أن تتمكنى من الكلام
    Polisler eskisi gibi kanıtları görmezden gelmiyor. Güvenlik kamerası Her şeyi yakalamış. Open Subtitles الشرطة لم تعد تأتي بالأدلة كما كانت كاميرا آمنية ألتقطت الأمر كله
    Biz Her şeyi görmek istiyoruz. Şişirelim ki ne varsa görelim. TED نريد رؤية الكل دعونا إذن نضخّم، كي نرى الأمر كله
    Gördüğünüz gibi, o geceden sonra Her şeyi... adım adım planlamış olmalı. Open Subtitles وكما ترين يا سيدتى, لقد قام بالتخطيط لهذا الأمر كله خطوة بخطوة منذ تلك الليلة
    Geriye baktığımda Tüm bunlar oldukça normal geliyordu bana. TED لكن بدا الأمر كله طبيعيا جداً، مروري بهذا.
    Bunların hepsi uzun zaman önce Sao Jin şehrinde yaşandı. Open Subtitles الأمر كله بدأ منذ زمن بعيد في مدينة جين زاو
    hepsini ana bilgisayarla senkronize ettik ve biometrik uygunluğunu değerlendirdik. Open Subtitles نزامن الأمر كله الى الحاسوب ونقيم التشخيص وتوافق التوقيع
    Özür dilerim. Bütün bu meseleler canımı sıktı. Yakında Herşey iyi son bulacak. Open Subtitles آسف ، أشعر بالملل من الأمر كله وكلما انتهينا مبكراً كان ذلك أفضل
    ama doğrusu Bütün bunlar benim için bile acayipti ve inandırıcı değildi ve sonunda eve döndüğümde kafam öncekinden de karışıktı. TED ولكن لأكون صريحة، الأمر كله كان غريبًا وغير حاسم بالنسبة لي، وبالنهاية، عدت إلى وطني، أكثر حيرة من ذي قبل.
    Herşeyi ona anlatıp buna bir son vermek için kendime bir söz verdim. Open Subtitles ووعدت نفسي أن أخبرها حيال كل شيء وأننا سنوضح لها الأمر كله أخيرًا
    Çünkü o zaman polise hepsinin senin fikrin olduğunu söyleriz. Open Subtitles -ولمَ لا ؟ -سنخبر الشرطة أن الأمر كله من إبداعك
    Mary ve Rosalie Wells Her şeyin Büyük bir yalan olduğunu kabul ettiler. Open Subtitles ماري وروزلي اعترفتا أن الأمر كله كان مجرد كذبة
    Açık konuşmak gerekirse, Bu tamamen senin hatanmış gibi geldi bana. Open Subtitles حسنا ، بأمانة ، يبدو أن الأمر كله كان خطأ منك
    Eğer bütün bunları tekrardan yapmam gerekseydi çok daha farklı yapardım. Open Subtitles إن كان يمكنني إعادة الأمر كله كنت لأتصرف بشكل مختلف

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد