Hala bizle ilgili, ve eğer bencilce düşünmeye devam edersek, büyük sıkıntıya gireriz. | TED | ما زال الأمر يتعلق بنا شخصيا، وإذا استمرينا بالتفكير بأنفسنا، سنكون بمشكلة كبيرة. |
Bir hastanede ayakta kalıp kalmaman tamamen, ilişkilerinde nasıl olduğunla ilgili. | Open Subtitles | في هذه المستشفى, نجوت أم لا, الأمر يتعلق بكيفية تعاملك بعلاقاتك |
Çünkü ne olursa olsun burda Konu biz değiliz,Konu Sydney. | Open Subtitles | لأنه في نهاية الطاف لا يتعلق بنا الأمر يتعلق بسيدني |
Burda Konu para değil Hayır bu benle ve işimle ilgili | Open Subtitles | هذا لا يتعلق بالمال ان الأمر يتعلق بي فأنا أقوم بعملي |
Mesele sadece dogru takimi yollamak sonra bir gecede hayatin degisebiliyor. | Open Subtitles | الأمر يتعلق بتجميع الفريق الصحييح و بين ليلة و ضحاها حياتك قد تتغير |
Sorun paraysa, ücretini karşılayabilirim. | Open Subtitles | إذا كان الأمر يتعلق بالنقود، أستطيع أن أدفع لك |
Ve anahtar şu: bu güçle alakalı. İnsanlara kasıtlı olarak psikolojik zarar vermek, | TED | وهذا هو المفتاح: الأمر يتعلق بالسلطة. لتعمد التسبب بالأذى النفسي للآخرين، |
Bay Jarrah'ın bir akrabasıyla ilgili bir delil olsa bile. | Open Subtitles | حتى لو كان الأمر يتعلق حقاً بأحد أقارب السيد جراح |
Sanırım iç organ veya sinir zedelenmesi şeklinde bir ölümle ilgili. | Open Subtitles | أظن أن الأمر يتعلق بطريقة الموت.. ضرر بالأحشاء مُقابل تلف بالدماغ |
Ve tasarım bakış açısından, bu teknolojiye neler emanet edebileceğimiz ve diğer kişileri neyle görevlendirebileceğimizle anlamak ile ilgili. | TED | ومن منظور تصميمي، الأمر يتعلق بما تستطيع تفويضه للتقنية وما تستطيع تفويضه للناس. |
Konu insanların ihtiyaçlarını anlamayla ilgili. | Open Subtitles | إن الامر لا يتعلق بالجنس الأمر يتعلق بإدراك حاجات البشر |
Konu sadece babam mı, yoksa aradığın başka biri de mi var? | Open Subtitles | هل الأمر يتعلق بأبي فقط ؟ أم أنك تبحث عن شخص آخر أيضاً ؟ |
Fakat Konu aşka gelince birbirinden bu kadar farklı iki bakış açısını bulmak neredeyse imkânsızdı. | Open Subtitles | و لكن حين كان الأمر يتعلق بالحب كان من الصعب العثور على رأيين مختلفين لهذه الدرجة |
Geç kalacağım.Kalple ilgili Mesele. Lütfen acele et. | Open Subtitles | انظر، أنا تأخرت كثيراً إن الأمر يتعلق بقلبي وحبي، أرجوك أسرع |
Mesele sadece dogru takimi yollamak sonra bir gecede hayatin degisebiliyor. | Open Subtitles | الأمر يتعلق بتجميع الفريق الصحييح و بين ليلة و ضحاها حياتك قد تتغير |
Eğer gerçekten bir fantazi yaşayacaksak tüm evini bile temizlesem Sorun olmaz. | Open Subtitles | إذا الأمر يتعلق بإشباع نزوة، أنا مستعد لتنظيف منزلك |
Sorun paraysa ben yardım edebilirim. | Open Subtitles | لو كان الأمر يتعلق بالمال.. ربما يمكنني مساعدتك.. |
Bazıları için bu sadece şu andaki durumla alakalı bir süreçtir, millet ne yapıyor ve siz ne hissediyorsunuz gibi. | TED | لبعض الناس الأمر يتعلق فقط بالموقف الحالي، ماذا يفعل الأخرون ومايشعرون. |
Kontrolün yitirilmesidir seksle ilgisi yoktur... | Open Subtitles | الأمر يتعلق بالتحكم في النفس و لا يتعلق بممارسة الحب |
Önemli olan nasıl hareket ettiğin, kendini nasıl ifade ettiğin. | Open Subtitles | الأمر يتعلق بكيف تتحرك . و كيف تعبر عن نفسك ، هذا المهم |
Frankie, birçok kişi bunun bir inanç meselesi olduğunu çocukluktan beri bilir. | Open Subtitles | فرانكي ، معظم الناس يدركون عند دخولهم الحضانة أن الأمر يتعلق بإيمانهم |
Eğer söz konusu kurtulmak ise, biraz acı buna değmez mi? | Open Subtitles | لو الأمر يتعلق بالنجاة ، أليس القليل من الألم الموجع يساوي ؟ |
Bunun Jeffersonian'ın uzman tanıklara sahip olması ile ilgili ünüyle alakası var. | Open Subtitles | الأمر يتعلق بسمعة معهد جيفرسون كمصدر للشاهدين الخبراء |