| İçeri adım attığın an, her yerde güvenliği ikna etmen gerekecek, biliyorsun. | Open Subtitles | أنت ستقود الأمن في كل مكان في اللحظة التى تدخل فيها |
| Güneydeki ikinci bölüme güvenliği gönderin. | Open Subtitles | نحتاج الأمن في القسم الثاني الغربي حالا. |
| Bu sirkin güvenliği sen misin? | Open Subtitles | هل أنت المسئول عن الأمن في حديقة الحيوان هذه؟ |
| En iyisi bunları ilk istasyonda, tuttuğumuz zabıtla birlikte Güvenlik görevlilerine teslim ederiz. | Open Subtitles | دعنا نسلمهم لقوات الأمن في المحطة الأولى هناك قواعد وتعليمات في هذه البلاد |
| Tüm odalar 24 saat boyunca gözetim ve Güvenlik altında. | Open Subtitles | مراقبة على مدار الساعة و رجال الأمن في كلّ غرفة |
| Ama Gerhardt şu anda ülkenin güvenliğini yerle bir ediyor. | Open Subtitles | ولكن تحويل الأمن في البلاد وإعادته إلى أحداث 11 سبتمبر |
| İçişleri güvenlikten Ajan Gibson'ı hatırlıyorsundur. | Open Subtitles | أنت تذكرين العميل جيبسون رجل الأمن في أرض المطار؟ |
| Korsika'nın güvenliğinin başı ve pozisyonunu kumarhane üzerinden... büyük miktarda parayı aklamak için kullanıyor. | Open Subtitles | انه رئيس الأمن في كورسيكا و هو يستخدم مركزه للقيام بعملية غسل أموال واسعة النطاق |
| Elektriği kesince, dışarıdaki güvenliği harekete geçireceğiz. | Open Subtitles | بتعطيل المولِد سنكون قد عطلنا كل سُبل الأمن في المكان |
| Bütün bodrum giriş katlarındaki güvenliği ikiye katladık. | Open Subtitles | لقد ضاعفنا من الأمن في كل الأماكن بالقبو |
| Evet, İnanç Mirası güvenliği. | Open Subtitles | نعم، معك قسم الأمن في متحف التراث الإيماني |
| Ama bina güvenliği ofise gittiğini söylemiş. | Open Subtitles | ولكن الأمن في مبنى الشركة يقولون بأنها ما زالت موجودة في المكتب |
| 90'larda, dijital veritabanı güvenliği üzerine bir kitap yazdı. | Open Subtitles | بالعودة إلى التسعينيات ، كتبَ كتاباً عن الأمن في قاعدة البيانات الرقمية |
| Bugün kilisede güvenliği geçmen gerekecek. | Open Subtitles | ستحتاجها للمرور من عند الأمن في الكنيسة اليوم |
| Böylece Güvenlik görevlileri en az 10 dakika dışarıda olur. | Open Subtitles | هذا سوف يؤتي بحرّاس الأمن في أقل من 10 دقائق. |
| Katliam sırasında altı bilim adamı ile üç Güvenlik görevlisinin öldürüldüğü doğrulandı. | Open Subtitles | تمّ تأكيد مقتل ستة علماء و ثلاثة من أفراد الأمن في المجزرة. |
| Afganistan'daki Güvenlik birimleri, bir grup Taliban savaşçısının Kabil havaalanını hedef aldığını bildiriyor. | Open Subtitles | قوات الأمن في أفغانستان تقول بأن عددًا من مسلحي طالبان استهدفوا مطار كابول. |
| Binalara tırmanıyorsun Güvenlik görevlilerini panik odasına hapsediyorsun insanlara yumruk atıyorsun. | Open Subtitles | تتسلق المباني تحبس أفراد الأمن في غرفة آمنة تلكم الناس ؟ |
| Güvenlik ofisi, yönetim koridorunda tam da cesedin olduğu koridor. | Open Subtitles | مكتب الأمن في الجناح الإداري، حيث عثرتي على تلك الجثة. |
| Eğer isterseniz, aynı prensibi havalimanlarındaki Güvenlik şeridi için de uygulayabilirsiniz. | TED | يمكنك تطبيق نفس المبدأ في الواقع اذا اردت على ممرات الأمن في المطارات |
| Bazı diplomatlar, şehir uzmanları ve konuyla ilgili diğer uzmanlar 21. yüzyılın güvenliğini şekillendirecek 40 ila 50 arası kırılgan şehir olduğunu söylüyorlar. | TED | الآن، بعض الدبلوماسيين ومختصو وخبراء التنمية، يتحدثون عن 40 إلى 50 ولاية هشة ستؤثر على الأمن في القرن 21. |
| güvenlikten geçmeden önce küçük bir konuşmamız oldu. | Open Subtitles | حسناً لقد تكلمنا قليلاً قبل أن نمر في قسم الأمن في المطار. |
| - Dostum, adam "veri tabanı güvenliğinin kitabını yazmış" cümlesinin neresini anlamadın? | Open Subtitles | -يا صاح ماذا عن "كتبَ كتاباً عن الأمن في قاعدة البيانات الرقميّة" فإن كنتَ لا تفهمه |