Babam yaptığım kötü şeyleri öğrenirse dolandırıcılık, uyuşturucu falan, o zaman her şeyi kaybederim. | Open Subtitles | إذا علم أبي عن كل الأمور السيئة التي قمت بها , الخداع المخدرات |
Tüm bu kötü şeyleri hayatıma senin soktuğunu düşünüyorsun, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنكَ تظن بأنكَ من جلب جميع الأمور السيئة إلى حياتي |
Telafi etmeye çalıştığım o kadar çok kötü şey yaptım ki. | Open Subtitles | بالإضافه انه لدي العديد من الأمور السيئة التي احاول جاهداً ان اعوض عنها |
Ama o kadar çok kötü şey yapmıştım ki evden atılmıştım. | Open Subtitles | لكن بحدود ذلك الوقت كنت قد فعلت الكثير من الأمور السيئة لقد سببت طردي من المنزل |
kötü şeylerin sadece geceleri olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد بأن الأمور السيئة تحدث بالليل فقط؟ |
kötü şeylerin gerçekleşmesinin bir nedeni olabileceğini hiç düşünüyor musun? | Open Subtitles | كـنت تـتـساءل إذا كانت الأمور السيئة تحدث لسبب ما؟ |
kötü şeyler oldu. Fakat bunun haricinde iyi şeylerin de olacağına inanmalısın. | Open Subtitles | الأمور السيئة تحدث ولكن يجب أن تؤمني بأن هناك خير سيلأتي بعدها |
Ayrıca yaptığına emin olduğum kötülükleri de okuyup herkese nasıl da korkunç biri olduğunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | وقراءة أيضًا كل الأمور السيئة والفظيعة التي فعلتها حتمًا كي أستطيع إثبات أنها شخص طالح. |
Bazen aklımdan çıkarıyorum bazı kötü şeyleri aynen komşuma yaptığım şey gibi işte. | Open Subtitles | أحياناً أقوم بحجب بعض الأمور بعض الأمور السيئة مثل المره التي قمت بذلك الشيء لجاري |
Her zaman sadece kötü şeyleri hatırladığından dolayıdır diye düşünüyordum. | Open Subtitles | أظن دائماً أنه بسبب أنكِ تتذكرين الأمور السيئة. |
Sen sensin, bütün bu yaptığın kötü şeyleri saymazsak. | Open Subtitles | أنت هو أنت، بإستثناءِ كل تلك الأمور السيئة التي قمتَ بها |
kötü şeyleri hatırlayamaman bence güzel bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أنه أمر رائع أنّك تعجزين عن تذكر الأمور السيئة |
Keşke yaşanan tüm kötü şeyleri bir kalemde silebilsek. | Open Subtitles | أتمنى لو أن بإمكاننا أن نمحوَ فحسب الأمور السيئة التي حدثت |
Kimse burada olduğumu bilmediği için... ve yaptığın kötü şeyleri bana anlatacak birilerini tanımadığım için memnunum. | Open Subtitles | -أنا سعيدة لأن لا أحد يعرف اني هنا وأني لا أعرف أحداَ يعرفك ليخبرني عن الأمور السيئة في حياتك -نعم |
Burada birçok kötü şey yaşandı. | Open Subtitles | نعم، لقد حدثت العديد من الأمور السيئة هنا |
Anormal sayıda kötü şey atlattık. | Open Subtitles | لقد نجونا من عدد غير عادي من الأمور السيئة حقًا. |
Eski ateşkes ihlâl edildiğinden beri birçok kötü şey yaşandı. | Open Subtitles | وحدثت لنا الكثير من الأمور السيئة منذ إنتهاك الهُدنة القديمة... |
Sen sadece başına bir sürü kötü şey gelmiş birisin. | Open Subtitles | أنت فقط انسانة تعرضت للكثير من الأمور السيئة |
İyi insanların başına kötü şeylerin gelmek zorunda olmadığını düşünürsen bunu yapmanın daha kolay olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أؤمن حقاً أن الأمر أسهل كثير حين لاتحدث الأمور السيئة لأشخاص جيدين |
Bu kötü şeylerin geldiği ilk etap. | Open Subtitles | هذا الفصل الأول من الأمور السيئة القادمة |
O etrafta olduğunda kötü şeylerin olacağını söylemek için bir falcıya gerek yok. | Open Subtitles | الأمر لا يتطلب عرافًا لاكتشاف أن الأمور السيئة تحدث في وجوده |
Ama benim çocuğum... benim parçam sadece haberleri aç bak ve tüm o kötü şeylerin başına gelmeye daha yeni başladığını görürsün. | Open Subtitles | لكن طفلي ، روحي كل ما عليك القيام به هو تشغيل الأخبار لتري أن الأمور السيئة بالنسبة له |
O yüzden ilk fırsatta kestirip kaçacak birini istemiyorum. Çünkü kötü şeyler olur. | TED | فنحن لا نريد ذلك الشخص الذي يحقق مكاسبه الشخصية ويهرب عند الفرصة الأولى التي تلوح له. لأن الأمور السيئة تحدث. |
Yaptığım kötülükleri. | Open Subtitles | كل الأمور السيئة |