- İşler çok karıştı. - Aklımıza bir fikir gelmişti. | Open Subtitles | ـ الأمور كانت سيئة حقاً ـ لقد راودتنا هذه الفكرة |
Son birkaç bin yıl kesinlikle zordu evet ama sonunda işler yoluna girmişti. | Open Subtitles | لم تكن آلالاف السنوات الأخيرة كافية، بلا شك بإن الأمور كانت تسير بسلاسة. |
- Biliyorum işler kötü gitti ama... | Open Subtitles | أنا اعلم ان الأمور كانت سيئة ..ولكني اظن حقاً |
Sen dönmeden önce adada herşey yolundaydı. | Open Subtitles | أتعلم بأنّ الأمور كانت رائعة على هذه الجزيرة قبل عودتك |
Her şey çok rahattı o zamanlar, ama aynı zamanda da zor. | Open Subtitles | الأمور كانت سهلة في ذلك الزمن لكن قاسية كذلك |
Birkaç ay sonra bebek doğdu ve ailemin bebeğe bakmak istememesinin dışında, işler oldukça iyi gidiyordu. | Open Subtitles | بعد بضعة أشهر أنجبت (جوي) الطفل وفوق هذا لم يرض والدّي بالتطوع لمجالسة الطفل الأمور كانت تجري بشكل عظيم |
o günlerde işler çok karışıktı. | Open Subtitles | أيها المفتش أن الأمور كانت سيئة جداً في ذلك الوقت |
İşler bugün burada çılgıncaydı. Sana haber vermediğimi yeni fark ettim. | Open Subtitles | الأمور كانت جنونية هنا اليوم أدركت انني لم أتحقق معك |
İşler artık bombok hale gelmişti. Sen de farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | الأمور كانت غير مستقرة هنا و أنتِ تعرفين ذلك أيضاً. |
Sana işler biraz karışık dediğim zaman bana güven. | Open Subtitles | صدقني عندما اقول لك ان الأمور كانت غير متزنة هنا |
İşler tıkırındaydı. Başkan ise büyük planları için bir engeldi. | Open Subtitles | الأمور كانت جيدة جدا لديه خطه كبيره والرئيس يعيقه |
Seni en son gördüğümde işler biraz çığrından çıkmıştı. | Open Subtitles | .. حسناً ، آخر مرة رأيتكم الأمور كانت قليلاً خارجة عن السيّطرة |
Bu tipik iyi, işler kötüleştiğinde korkutucu olabiliyor, ve belki ben bazı şeylerin olmayacağını kabul etmeliyim. | Open Subtitles | هذا طبيعي حسنا, الأمور كانت تهدد بأن تصبح معقدة وأنا وافقت على بعض الأمور التي لم يكن من المفترض أن أوافق عليها |
Bazılarını konuşurken duydum, ...galiba işler sarpa saracak. | Open Subtitles | سمعت بعضهم يتحدث، وكان يبدو مثل أن الأمور كانت سيئة جداً |
Biliyorum işler biraz kesat ama eskisi gibi rağbet yok. | Open Subtitles | أنا أدرك أن الأمور كانت بطيئة بعض الشيء مؤخرا , لكنهم فقط لا يشهرون الحمقى كما كانوا سابقا |
İşler yolunda gidiyordu. Yakınlaşmıştık. Sevgi doluyduk. | Open Subtitles | الأمور كانت عظيمة كنا قريبين ومتحابين ومترابطين |
Neden, işler azıcık sarpa sardığı diye mi? | Open Subtitles | لماذا، لأن الأمور كانت قاسية جداً عليكِ؟ |
herşey iyi olacak herşey | Open Subtitles | الأمور كانت ستصبح بخير الأمور كانت ستصبح بخير |
Onlarla buluştuğunda herşey yoluna girdi sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنك حين قابلتيهم، كل الأمور كانت على ما يرام و |
Ama herşey yoluna girmişti. | Open Subtitles | أنا لا أفهم. الأمور كانت تسير جيدا. |
Her şey çok güzel ve yolunda gider, iyi vakit geçiririz, ve birden bire, ciddileşmeye başlar. | Open Subtitles | الأمور كانت تسير بسلاسة و روعة كنا نستمتع بوقتنا و فجأة |
O zamandan beri Her şey çok karışık. | Open Subtitles | فإن الأمور كانت.. محيرة للغاية ومُربكة |