Ama Burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrendikten sonra, bu değişecek. | Open Subtitles | لكن هذا سيتغير قريباً عندما تجد كيف تسير الأمور هنا |
Ne var ki, Burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeni... ve diğerlerine örnek olmanı istiyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك فأنا أطلب منك أن تتعلم كيف تسير الأمور هنا وتحاول أن تكون قدوة للرجال الآخرين |
Biz Burada işleri kendi bildiğimiz gibi yaparız, ajan Budiansky. | Open Subtitles | لدينا طريقة معينة لإدارة الأمور هنا أيها العميل الخاص بوديانسكي |
İşler burada yolunda gitmezse diye bir yedek plan. | Open Subtitles | إنه أشبه بخطة احتياطية، إذا لم تنجح الأمور هنا |
- Burada durum pek iyi değil. | Open Subtitles | حسناً، الأمور هنا سيئة |
Hepsi bir sürü saçmalık. Ama burada işler böyle yürüyor. | Open Subtitles | كل شيء هنا عبارة عن كومة من الزبالة ولكن هذه هي الطريقة التي تسير بها الأمور هنا |
Dediklerinin hiçbiri bilmiyorum ama burada her şey yolunda. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة عما تعنيه ولكن الأمور هنا على مايرام |
Buradaki işler durulduğunda sana güvenli bir yolla paranı yollarım. | Open Subtitles | ستهدأ الأمور هنا و سآخذ نقودك من طريق آمن و سأرسله إليك |
Burada bir şeyleri halletme tarzımızı da severim. | Open Subtitles | أحب الطريقة التي نُنجز بها الأمور هنا. |
Yaşananlardan ötürü ben de üzgünüm, ama Burada işlerin nasıl yürüdüğünü bilirsin. | Open Subtitles | أنا مستاء ايضاً من كل ما يحدث ولكنكِ تعرفين كيف تدار الأمور هنا |
Burada işlerin nasıl yürüdüğünü bilen birine, şahitlerle ve yerel jüriyle bir bağı olan birine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أحتاج لشخص يعرف كيف يقود الأمور هنا شخص ما يشهد وهيئة محلفين محلية ذات صلة معه |
Burada işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorsun. Bu dergiden nasıl bir parça edinebilirim? | Open Subtitles | تعرفين كيف تجري الأمور هنا كيف سأحصل على مقالة بالمجلة؟ |
Burada işlerin nasıl gittiği hakkında hiç endişelenme çünkü her şey harika. | Open Subtitles | لا تقلقى ولو للحظة على كيفية سير الأمور هنا لأن كل شىء يمضى على ما يرام |
- Şerif Burada işleri nasıl yürüttüğünüzü anladım ama sormam gerek... | Open Subtitles | تعرف أيها الشريف لقد فهمت كيف أنتم تتعاملون مع الأمور هنا و لكن يجب أن أسألك |
Demiryolu kontrolü. Burada işleri o yürütür. | Open Subtitles | التحكم في السكك الحديدية، فهو يدير الأمور هنا |
İşler burada nasıl yürür, göstereyim size. | Open Subtitles | الآن سأريك كيف تسري الأمور هنا حقا |
- Burada işler böyle yürümez bebeğim. | Open Subtitles | ليس هكذا تسير الأمور هنا |
burada işler böyle mi, bir tanıdığınız mı olması gerekiyor ? | Open Subtitles | هكذا تجري الأمور هنا. ماذا تعرف شخص ما هنا؟ |
- Burada durum nasıl? | Open Subtitles | كيف الأمور هنا ؟ - بخير - |
Gözüken o ki... benim için burada her şey pek güzel bir şekilde sona erdi. | Open Subtitles | الأمور هنا.. قد انتهت بالنسبة لى |
Buradaki işler çabuk değişiyor, biliyorum ama yok artık be. | Open Subtitles | الأمور هنا تتغير بسرعة، لكن اللعنة. |
Burada bir şeyleri değiştirmek dışarıdaki şeyleri değiştirmez ama. | Open Subtitles | تغيّر الأمور هنا لا يغيّرها في الخارج. |