| İşte, Adrian, Pazar sabahları normal insanların yaptığı budur. Kalk. | Open Subtitles | الان، أدريان، هذا ما يفعله الأناس العاديون في صباح يوم الأحد، إنهض |
| normal insanların koruyucuları, muhafazıları veya bakıcıları yoktur. | Open Subtitles | لا يحري أن يصطحب الأناس العاديون ، حراس أو مُربيون أو وصيفات. |
| Hayatta normal insanların hayal ettiğinden çok daha fazlası olabileceği üzerine konuşmalarımız olmuştu. | Open Subtitles | والآن، تعرف أننا تكلمنا قليلاً عناحتمالية... أن يكون في الحياة أكثر مما يتخيل الأناس العاديون |
| Normal insanlar gibi salıncakta falan sallanmak için. | Open Subtitles | للمرجحة وغيرها من الأمور مثل الأناس العاديون |
| Normal insanlar bir çeşit filtrenin içinden bakar. | Open Subtitles | إن الأناس العاديون يرون الأمور عبر مرشِّح ما، |
| Normal insanlar yaratık gördüklerinde kaçarlar. | Open Subtitles | ،أعني، الأناس العاديون ، عندما يرون وحوشاً يقومون بالهرب |