şık, klas ve zenginliğin gösterişinden etkilenirler. | Open Subtitles | إنهم يستجيبون للفئة و الأناقة . و عرض هادئ للثروة |
O yüzden bu şık giysinin üzerine bir panço giy derim. | Open Subtitles | لذا قد ترغب في ارتداء معطف فوق كل هذه الأناقة. |
Bizim görmek istediğimiz şey, taş gibi ya da güzel, kişiye özel olması, benzersiz veya zarif durması değil. | TED | مالا نراه هو النحت أو الجمال أو الكفاءات الفردية أو التفرد أو الأناقة لهم. |
Doğa çok daha zarif bir şey yapıyor. | TED | تقوم الطبيعة بهذه العملية بطريقة غاية في الأناقة. |
stil yöneticisi Harrods koleksiyonumuzu gözetlemek için imza attı ve yarın geliyor. | Open Subtitles | مدير الأناقة المُكلف بمتابعة مجموعة هارودز، سيأتي غداً.. |
Oraya varırlar ve üçüncü olarak tavanlarının yüksekliği kadar uzun boylu köpeklerinin olmasının moda olduğunu fark ederler. | TED | يحققوا كل ذلك ويدركون أن من الأناقة الآن أن تمتلك كلباً يرتفع عن الأرض ثلث ارتفاع السقف. |
klas Kızlar'daki en klas kız sen olacaksın. | Open Subtitles | ستكوني الفتاة الأكثر أناقة في صف الأناقة |
Göze çarpmayan bir şey lazım, biraz tarzı olan bir şeye. | Open Subtitles | نحتاج إلى شيء لا يجذب الأنظار. لكن مع قليل من الأناقة. |
Alexx Ekubo, sadeleştirilmiş zerafet ve ağırbaşlılığın yanı sıra mavi ve beyazın ahengi içinde keskin bir çalışma. | TED | أليكس إيكبو هو دراسة عميقة في الأناقة البسيطة المُبسطة والجليلة ومزج من الأزرق والأبيض، كذلك. |
Yakışıklılığın ve bu evle birlikte işlerin kötü gitmediğine eminim. | Open Subtitles | مع كلِّ هذه الأناقة وهذا المنزل أنا متأكدٌّ أنّكَ ستبدي بلاءً حسناً. |
Bazı şık insanlarla beraber. | Open Subtitles | إنه يقضي وقته مع أناس يحبون الأناقة |
Tam arkanda iki şık işadamı. | Open Subtitles | يا للعجب ! اثنان من رجال الأعمال في غاية الأناقة في الخلف على اليمين منك |
Çok şık olmuş. | Open Subtitles | إنها شديدة الأناقة |
Çok şık. | Open Subtitles | فى غاية الأناقة |
Quality Kadını zarif, ince ve çok canlı olmalı. | Open Subtitles | إمرأة مجلة الجودة يجب أن تملك الحُسن الأناقة و الطاقة |
Quality'deki tüm kızlar zarif, ince ve çok canlı. | Open Subtitles | كل فتيات الجودة يملكن الحُسن، الأناقة و الطاقة |
zarif kişilerce oluşturulmuş zarif olmayanlarla aralarındaki bu mesafe çok ama çok önemliydi. | Open Subtitles | كذلك كانوا في بداية الثورة. المسافة, أُنشئت بموجب الأناقة, |
Çok zarif ve naziklerdi! Keşke onları görseydiniz! | Open Subtitles | فى غاية الأناقة والكرم,أتمنى لوكنت قد رأيتهن |
stil yöneticisini etkilemek ve Harrods'ın Donovan Decker'dan memnun kalmasını sağlamak. | Open Subtitles | إقناع مدير الأناقة.. والتأكد من أن هارودز علي ثقة بأن دونوفان ديكر لديها ما يتطلبه الأمر.. |
Hecelemeyi bi -- üstüne biraz stil katıyordum sadece. | Open Subtitles | كنت أعرف كيف أضيف بعض الأناقة عليها |
Bence moda, insan ruhu için iyi bir şey. Hissettirdikleriyle ilgili. | Open Subtitles | أعتقد أن الأناقة مفيدة للروح، لتأثيرها على شعورك |
Daha çok Dr. No tarzı bekliyordum, Liberace değil. | Open Subtitles | كنت أتوقع مزيداً من الغموض وقليلاً من الأناقة |
Hayır. Burası zerafet ve iğrenç bir geçmişin mükemmel bir kombinasyonu- | Open Subtitles | لا, انه التركيبة المثالية بين الأناقة والماضى المقزز... |
Yakışıklılığın ve bu evle birlikte işlerin kötü gitmediğine eminim. | Open Subtitles | مع كلِّ هذه الأناقة وهذا المنزل أنا متأكدٌّ أنّكَ ستبدي بلاءً حسناً. |