ويكيبيديا

    "الأنسجة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • doku
        
    • dokusu
        
    • dokuya
        
    • dokuları
        
    • dokusunu
        
    • dokuyu
        
    • dokulara
        
    • dokusunda
        
    • dokusundan
        
    • dokular
        
    • dokusuna
        
    • dokudan
        
    • dokuyla
        
    • dokularını
        
    • dokuda
        
    Aktüatör gelir, uzvun yüzeyini bulur, yüksüz şekli ölçer ve dokularda ilerleyerek her anatomik noktadaki doku uyumluluğunu ölçer. TED تدخل المشغلات الميكانيكية وتجد سطح الطرف تقيس شكله المفرغ وتذهب إلى الأنسجة لتقيس توافق الأنسجة في كل نقطة تشريحية
    Ağzınızdaki bakteriler mukus, yemek kalıntıları ve ölü doku hücreleriyle besleniyor. TED تتغذى البكتيريا في فمك على المخاط، وبقايا الطعام، وخلايا الأنسجة الميتة.
    Daha ileri gidelim, bunun binlerce insan dokusu parçasıyla oluşabilecek tek parça paralel bir versiyonunu hayal eden. TED لنمضي قدماً، تخيل نسخة موازية على نطاق واسع لهذا مع الآلاف من قطع الأنسجة البشرية.
    Bu işlemi denemek için, bir miktar embriyonik dokuya ihtiyacım olacak. Open Subtitles ..من أجل محاولة القيام بهذه العملية سأحتاج إلى بعض الأنسجة الجنينية
    Ve insan vücudunun en pahalı dokularından ikisi sinir dokuları ve sindirim dokularıdır. TED واثنين من أغلى الأنسجة في الجسم البشري هي الأنسجة العصبية وانسجه الجهاز الهضمي.
    Onu öldürmenin bir yolu olsaydı bize doku örneğini vermezdi! Open Subtitles إذا كانت هُناَك وسيلة, فلا يجب أن نَعطي عينة الأنسجة.
    Bağlar tamamen iyileşti, yine de, sinir ve doku hasarı var. Open Subtitles تماصلاحكل الأربطة, مع ذلك , هناك ضرر في الأنسجة و الاعصاب
    Işınlanma, doku yenileme; bunlar artık basit birer teori değil. Open Subtitles , الانتقال الفوري , تجديد الأنسجة لم تعد مجرد نظريات
    doku incelemesinde, bu yaraların delik değil yanık yaraları olduğu ortaya çıktı. Open Subtitles دراسة الأنسجة في هذه الجروح يدل على أنها حروق و ليست ثقوب
    Kurbanda aşırı miktarda yumuşak doku zedelenmesi... - ...ve dil kemiğinde çatlaklar vardı. Open Subtitles الضحية كانت لديها تلف كبير فى الأنسجة و كسور متعددة فى العظام اللامية.
    doku örneklerimin bozulduğu gece morguma girme imkânı olan tek kişi sendin. Open Subtitles انتِ الوحيدة التي أمكنها الولوج لمشرحتي الليلة التي تلفت فيها عينة الأنسجة
    Beynimizde iki tür sinir dokusu vardır: Gri madde ve beyaz madde. TED أدمغتنا تحتوي على نوعين من الأنسجة العصبية: مادة رمادية ومادة بيضاء.
    Küçük bir takımla beraber duygu aktaran birçok ses dokusu tasarladık. TED جنباً إلى جنب مع فريق صغير، نخلق الكثير من الأنسجة الصوتية القادرة على نقل العاطفة.
    Bunu hiç bir dokuya zarar vermeden yapabiliriz. TED يمكننا أن نفعل ذلك دون الإضرار بأي نوع من الأنسجة.
    Şimdi, aynı genetik materyale sahip bu hücreler nasıl oldu da bu dokuları oluşturdu? TED الآن، كيف تمكنت هذه الخلايا، التي تحمل نفس المعلومات الوراثية، من تكوين هذه الأنسجة المختلفة؟
    Vücudun kendi salgıladığı bazı biyokimyasal maddelerin kemik dokusunu böyle eritme özelliği vardır. Open Subtitles بعض الكيميائيات الحيوية التي يطلقها الجسد تكون لها القدرة على إذابة الأنسجة العظمية
    Kemikteki dokuyu kaldırdım ve bir mantar buldum. Tuhaf değil. Open Subtitles .ــ أزلت الأنسجة من العظام ووجدت فطر ــ ليس غريبا
    Bazen de çok güçlü olabiliyorlar. Bu nedenle mekanik özellikleri çevrelerindeki dokulara uyum sağlayamıyor. TED وأحياناً كون قوية جداً، وبالتالي خصائصها الميكانيكة لا تتلائم مع الأنسجة المحيطة بها
    Mercanların en önemli partneri, aslında mercan hayvanlarının dokusunda yaşayan ufak mikroskobik deniz yosunlarıdır. Open Subtitles شركاء المرجان الأكثر أهمية طحلب مجهري صغير جدا الذي يعيش في الحقيقة داخل أكثر الأنسجة المرجانية
    Mesela fibroplast hücreleri kan damarlarından mı yoksa yaraya yakın deri dokusundan mı geliyorlar? TED كمثال، هل الخلايا الليفية تأتي عن طريق الأوعية الدموية أم تُنتج من الأنسجة المجاورة للجرح؟
    Peki ya Lily'nin tırnaklarında bulduğun dokular katille boğuşurken oluştuysa. Open Subtitles حسنا، ماذا لو كان الأنسجة التي وجدت تحت الأظافر ليلى
    - Çürüme, deri altı dokusuna ulaşıyor. Open Subtitles اضمحلال هو الوصول لها الأنسجة تحت الجلد.
    Sonrasında dokudan veya hastalarımızın kanından, metabolitlerin kütlelerini hesapladık ve bir hastalıkta değişen kütleleri bulduk. TED بعد ذلك، من الأنسجة أو من دماء المرضى، قمنا بقياس كتل المُسْتَقْلَبات وبالنظر في في الكتل التي تغيرت في مرض ما.
    Patalojist kalan yumuşak dokuyla işi bitti mi? Open Subtitles هل يحتاج أخصاءي علم الأمراض أية وسائل أكثر للوصول إلى الأنسجة الرقيقة المتبقية؟
    On iki saat kırk dakika süren ameliyatta, doktorlar ikizlerin dokularını, sinir zincirlerini ve damarlarını ayırabildi. Open Subtitles عملية طالت 12 ساعة و 40 دقيقة قطعت الأنسجة والحبال العصبية والأوعية الدموية التي ألصقتهما ببعضهما
    sağlıklı dokuda delikler açıyorsunuz. TED فتح ثقوب في الأنسجة السليمة. إنها ليست جيدة جدًا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد