ويكيبيديا

    "الأنهار" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • nehirlere
        
    • nehirlerden
        
    • nehir
        
    • nehirler
        
    • nehirlerin
        
    • Rivers
        
    • nehirden
        
    • nehirlerde
        
    • nehirlerinin
        
    • nehirleri
        
    • buzulların
        
    • ırmak
        
    • nehrin
        
    • ırmakta
        
    • ırmaklar
        
    Yanıcı bir maddeydi ve güvenlik için boru hattıyla göllere ve nehirlere sevkettik. Open Subtitles كانت قابلة للإشتعال ، لذا قُمنا بضخها في الأنهار والبحيرات كضمان للأمان فقط
    Parana dışındaki diğer büyük nehirlerden farklı olarak, örneğin Amazon veya Kongo gibi, bu nehrin tüm 20.yüzyılı kapsayan bilgisine sahibiz. Open Subtitles خلافا لغيرها من الأنهار من بارانا على سبيل المثال ، منطقة الأمازون أو الكونغو لدينا بيانات من هذا النهر لعشرين قرن
    Erkekler, sığınaklarını nehir kıyılarında hem doğal hem de insan yapımı tenha yerlerde kurar ve burayı diğer erkeklere karşı savunur. Open Subtitles وتتخذ الـذكور جحـوراً لها سواء إن كانت طبيعيه أو أماكن الصرف الصناعى على ضفاف الأنهار وتدافع عنها ضد كل الـذكور الآخرين
    Yırtıcı geyik köpekleri antik nehirler boyunca keyif sürerken akrabaları okyanusa geri dönüp samur benzeri ilk balinalar oldular. TED انتشرت كلاب الغزلان المفترسة على طول الأنهار القديمة، بينما عاد أقاربهم إلى المحيط ليصبحوا أول حيتان تشبه ثعلب الماء.
    Çünkü hala şamanların, ormanın ruhuna şarkılar söylediği, nehirlerin kaynadığı ve efsanelerin gerçek olduğu bir dünyada yaşıyoruz. TED لأننا نعيشُ في عالمٍ حيث ما زال الشامان ينشدون لأرواح الأدغال، حيثما تغلي الأنهار. حيث الأساطير تخرج للحياة.
    Bakın, Bayan Rivers'ın niye geleceğini bilmiyoruz. Open Subtitles النظرة، نحن لا نَعْرفُ لِماذا الآنسةَ. الأنهار تَجيءُ.
    Favori yemekleri donmuş nehirden çıkarılmış çiğ balık. Open Subtitles طعامهم المفضل هو شرائح السمك المسلوخة من الأنهار المتجمدة
    Yağmur yağar, nehirlere doğru akar ve sel meydana gelir. TED حينها هطلت الأمطار, وامتلأت الأنهار, وهكذا حدث الفيضان.
    nehirlere akıyor ve planktonları besliyor. kıyısal sulardaki mikroskopik bitki hücreleri. TED يجري أسفل الأنهار ويغذي عوالق الكائنات الحية والخلايا النباتية المجهرية الصغيرة في الماء الساحلي
    Her deniz gibi Akdeniz de tuzunun büyük kısmını nehirlerden alır. Open Subtitles كباقي البحار، كسب البحر الأبيض المتوسط معظم ملحه من الأنهار
    Yakında nehirlerden taşınan buz kalıpları özel bir şekle sokuluyor. Open Subtitles الكتل العملاقة للثلج القريبة من الأنهار مرت بتحول سحري.
    Yağmur ormanı pek geçit vermediği için papağanlar ya yeşil örtünün üstünde kalıyor ya da nehir yataklarını takip ediyor. Open Subtitles الغابة في الغالب لا يمكن اختراقها, و الببغاوات إما البقاء في المظلة أو اتباع الأنهار التي تشق طريقها من خلاله.
    Tuvaletleri sokaklar, nehir kıyıları, ya da açık mekanlar olan 1.1 milyar insan var yeniden, bunun için teknik terim açık dışkılama, ama bu da gerçekte basitçe ortalıkta sıçmak. TED وهناك 1.1 مليار شخص مراحيضهم هي الشوارع أو ضفاف الأنهار أو المساحات المفتوحة، ومرة أخرى، فإن المصطلح التقني لذلك هو التغوط المفتوح، ولكن ببساطة هذا ما يسمي بالتغوط في العراء.
    nehirler ormanın otoyoludur, bunu öğrenmiş olduk, ayrıca en fazla asker alımı nehir civarı köylerden oluyordu. TED إذن الأنهار هي الطريق السريع للغابة، وهذا شيء علمناه، ومعظم التجنيد كان يتم في قرى النهر وحولها.
    Ve bu mağara, dev bir yeraltı nehirler, kanallar, galeriler ve inanılmaz derin kuyular ağı. TED وهي تمثل شبكة ضخمة من الأنهار الجوفية، قنوات، وغرف ضخمة، وأنفاق عميقة للغاية.
    nehirlerin, denize materyalleri iterken oluşturdukları güzel biçimleri görebiliyoruz, fakat bu biçimler sabit değil. TED يمكننا رؤية الأنماط الجميلة التي تشكّلها الأنهار وهي تدفعُ المواد نحو البحر، ولكن هذه الأنماط ليست ثابتة.
    Yani, dans eden vücudunuzla yılanı çağrıştırmak o zamanlar yeryüzünü kesen nehirlerin görüntüsünü yansıtıyordu; suyun akışını canlandırmak için. TED لذلك تمثيل حركة الأفعى عبر جسدك الراقص هو إستحضار صورة الأنهار المتدفقة عبر الأرض و إلهام طاقة المياه الواهبة للحياة
    Three Rivers'da deniz havlusu gecesi değil bu. Open Subtitles هذه ليست ليلة منشفة الشاطئ في الأنهار الثلاتة.
    Bu, dünyada kuzeye doğru akan birkaç nehirden biri. Open Subtitles هذا أحد الأنهار القليلة في العالم التي تتدفق في إتجاه الشمال
    Bu özellikleri, sahil boyunca uzanan nehirlerde nasıl koloni kurabildiklerini açıklıyor. Open Subtitles هكذا إستعمروا الأنهار الجديدة على طول الساحلِ.
    Alt tarafı, yeraltı nehirlerinin çözündürdüğü mağaralarla kaplıdır. Open Subtitles تحت الأرض، تعجّ بالكهوف التي تفسّخت بفعل الأنهار الباطنية
    Bu dereyi, başka nehirleri ve gölleri zehirleyerek geçiminizi sağlıyorsunuz. Open Subtitles إنكم تجنون قوت يومكم بتسميمكم هذا الجدول وباقي الأنهار والبحيرات.
    Bu yüzden buzulların bu muhteşem varlıkları, ve onlara takıntılı olmak için çok fazla sebep var, ama öncelikle ilgilendiğim şey bir insan- buzul bağlantısıdır. TED ولهاذ فإن الأنهار الجليدية هي كائنات رائعة، وهناك العديد من الأسباب للتعلق بها، لكن ما أرغب فيه على وجه الخصوص هو علاقات الإنسان بالأنهار الجليدية.
    Denizlere dökülen binlerce ırmak mevcut ve somonlar, onları doğdukları yere götürecek belli bir ırmağı bulmak zorundadır. Open Subtitles ،هناك آلاف الأنهار تصبّ في البحر وعلى السلمون أن يعثر على النهر المحددّ الذي سيقودهم إلى مسقط رأسهم
    Fakat umarım başka şemsiyeler... şu sıralar uygun bir biçimde nehrin dibini boylamıştır. Open Subtitles لكني آمل أن مظلة أخرى جرى التخلص منها بشكل ملائم في أحد الأنهار
    Havzalardaki su bitince kangurular ırmakta toplanır. Open Subtitles عندما يجفّ الماء في الطشوت، تتوجّه الكناغر إلى الأنهار.
    Arazi düzleştikçe, ırmaklar da yavaşlar ve yıkıcı, aşındırıcı güçleri azalır. Open Subtitles حيثالأراضيتصبحمسطحة، فإن الأنهار تبطئ من سرعتها و تفقد قوتها التدميرية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد