aileler ile ilgili ne varsa dosyalayıp bana vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | أجل، أريد ملف لجميع المعومات التي لديك والتي تهم الأهالي |
aileler kendi karınları guruldarken, çocuklarını teskin etmekte zorlandılar. | TED | وصعب على الأهالي مواساة أبنائهم الجائعين في حين عانت بطونهم من الجوع. |
aile birliği temsilcisi olarak bunun okullarda yaygın olan kötü bir alışkanlık olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | كوني ممثلة عن الأهالي هذا مثالي فيما يتعلق بالعادات السيئة في المدرسة |
İşte bu yüzden kendi gibi ebeveynler için bir destek grubu oluşturdu. | TED | لذا قامت بإنشاء مجموعة لدعم الأهالي مثلها. |
O ailelerden tekrar aynı acıyı yaşamalarını isteyeceğiz. | Open Subtitles | سنطلب من أولئك الأهالي الشعور بالألم مجدداً |
Sayın veliler, bazılarınız bu konuyu zaten biliyor, ama çoğunuzun haberi yok,ta'am mı? | Open Subtitles | حسناً أيها الأهالي, البعض منكم قد سمع.. لكن الأكثرية لم يفعلوا, حسناً. |
Ama bu velileri denemekten alıkoymuyor. - Bütün bunlar kanunlardan da önceydi. | Open Subtitles | في الواقع,لايمنع الأهالي من المحاولة ولا حتى قبل ان تجاوزهم القانون |
Dünya üzerindeki bütün aileler kendi çocuklarının kendilerinden daha iyi bir hayat sürmesini istiyorlar. Fakat aileler inanmalıdır ki bu olması mümkün birşey. | TED | كل الأهالي في جميع أنحاء العالم يريدون أن يتمتع أطفالهم بحياة أفضل من حياتهم ولكنهم بحاجة أن يؤمنوا بأن التغيير ممكن |
aileler çocukların kişiliğinin gelişmesinde büyük rol oynarlar. | Open Subtitles | الأهالي يلعبون دوراً كبيراً في تطوير شخصية أطفالهم |
aileler, çocuklarla beraber olmanızı istemiyor. Nedense. | Open Subtitles | الأهالي لا يريدونكم أن تتسكعوا مع أولادهم لبعض الاسباب |
Her aile çocuğunun oralamanın üstünde olduğunu düşünür. - Nick! | Open Subtitles | جميعُ الأهالي يظنّون أطفالهم فوق المعدّل |
Eğer benim elimde olsa, ben o şansı sana verirdim, ama bildiğin gibi özel okullarda okul aile birliği bütün gücü elinde tutar. | Open Subtitles | ولو كان الامر يعود لي لأعطيتك تلك الفرصة ولكنك تعرفين المدارس الخاصة مجلس الأهالي له كل السلطة |
Şu sorun değil dediğimiz aile görevlendirmesi vardı ya hani? | Open Subtitles | قلت بأنها مهمة لأحد الأهالي وليس هناك مشكلة |
Bazen ebeveynler çocuklarının sorunlarıyla baş edebilmek için olabildiğince çok yardıma ihtiyaç duyarlar. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يحتاج الأهالي للمساعدة بمقدار تعامل أطفالهم مع هذه الامور |
Bütün ebeveynler okulda toplanıp bu konuyu konuşacağız, tamam mı? | Open Subtitles | سوف نجمع كل الأهالي ونهتم بهذا الأمر, هل فهمت؟ |
Adam evlat edinilmiş çocukları koz olarak kullanarak ailelerden para koparıyor. | Open Subtitles | إنهُ يبتز الأموال من الأهالي المُتبنيين مستخدمًا أطفالهم المُتبنيين كوسيلة للضغط عليهم |
FBI koruma ekibim. Bana diğer ailelerden daha kalabalık bir koruma ekibi verdiklerini biliyor muydun? | Open Subtitles | مرافقين الفيدرالية الخاصين بيّ هل تعلم بأنهم وضعوا عملاء لمراقبتي أكثر من الأهالي الآخرين ؟ |
Ben bunun veliler için, büyük bir problem olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | اظن ان مجلس الأهالي لديه مشكلة كبيرة في ذلك |
Tüm o kağıt işlerini ve aksi velileri dinleyene kadar bekle. | Open Subtitles | الأهالي لا يبالون, مع الكثير من هراء الأعمال الورقية للمقاطعة |
Sistemdeki diğer aileleri uyarmalıyız. | Open Subtitles | حسنا علينا أن نحذر الأهالي الباقيين في نظام الرعاية |
Garip, sıcaklığı veli toplantısına göre ayarlamıştık. | Open Subtitles | هذا غريب.. نحن نقوم بتشغيل التدفئه في ليلة الأهالي فقط.. ؟ |
Korku içinde olan halk, kendi paylarını almak için sıraya girdiler. | Open Subtitles | اصطف الأهالي المتلهفون في طابور للحصول على حصصهم |
Yöre sakinleri mesajı alamıyor. | Open Subtitles | الأهالي لا يفهمون الرسالة |
Diğer velilerin de izliyor olduğunu fark ettim. Benimle aynı şeyi düşündüklerine yemin edebilirdim: 9 yaşındaki birine burda yüzmesine neden izin vermememiz gerektiği | TED | ولاحظت وجود بعض الأهالي الذين يتابعون المشهد، وأقسم أنهم كانوا يفكرون مثلي: هذا ما يمنعك من السماح لطفل في التاسعة من السباحة من ألكاتراز. |
Tembel anne babalar çaresiz hale düşünce bunları fahiş fiyata satacağım. | Open Subtitles | و عندما يغدو الأهالي الكسالى أكثر يأسا سأبيعهم إياها بربح مهول |