Buraya sağ salim dönmesi çok önemli. | Open Subtitles | في غاية الأهمّيّة أن يعود إلى هنا سالماً |
Benim işim ve gücüm senin için bu kadar önemli mi? | Open Subtitles | هل منصبي، و نفوذي بتلك الأهمّيّة لك؟ |
Çünkü tüm bu olanlar bana çok önemli bir şeyi hatırlattı. | Open Subtitles | لأنّ... هذا كلّه ذكّرني بأمرٍ بالغِ الأهمّيّة... |
Uzun bir süredir oldukça önemli, gelmiş geçmiş tüm gizemlerden daha anlaşılmaz olan bir şeyi arıyordum. | Open Subtitles | بقيتُ لمدّة طويلة أسعى خلف شيءٍ في غاية الأهمّيّة... شيء محيّر أكثر مِنْ كلّ الألغاز العظيمة |
Grant ile konuşmam gereken çok önemli şeyler var. | Open Subtitles | لديّ أمورٌ بالغة الأهمّيّة أقولها لـ (غرانت). |
Camelot için ne önemli bir gün. | Open Subtitles | يا له من يوم شديد الأهمّيّة لـ(كاميلوت). |
Kesinlikle çok önemli. | Open Subtitles | هذا في غاية الأهمّيّة. |
Evet, elbette; ama ne kadar önemli bilimsel araştırmalar yaptığını anlamıyorsun sanırım. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}نعم، طبعاً، لكنّي لستُ واثقاً أنّك تدرك الأهمّيّة العلميّة لما يفعله |
Chlorinda'nın yerini bilmek istiyorsun. Anladım. Ayakkabı o kadar önemli değil. | Open Subtitles | تريدين معرفة مكان (كلوريندا) فهمت، لكنّ الحذاء ليس بتلك الأهمّيّة |
Çok sevdiğin gemini... bir sihirli fasulyeyle tekrar takas edecek... kadar önemli olan ne? | Open Subtitles | -ما الأمر بالغ الأهمّيّة ... لدرجة استعدادك لمقايضة سفينتك الحبيبة بحبّة فاصولياء سحريّة... مرّة أخرى؟ |
Leila, bu çok önemli bir konu. | Open Subtitles | (ليلى)، هذا بالغ الأهمّيّة. |