Hayır, ben onu kendisini öldürtmeye çalışan aptal bir Avrupalı olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | لا ، فكرت أنه كان من الأوربيين الأغبياء و الذي سيقتل نفسه |
Milyonlarca beyaz Avrupalı buraya gelip yeni bir... nesil kurdular. | Open Subtitles | ملايين البيض الأوربيين أتوا هنا وازدهرت .. عبر أجيال |
Bir çok Avrupalı dehanın spermlerini karıştırdım ve süper kokteyl ortaya çıktı. | Open Subtitles | إخلط كل هؤلاء العباقرة الأوربيين الشرقيين معا وتحصل على الجرعة الخارقة |
Politikacı şahıslara suikast yapmak için Avrupa'nın en iyi tetikçilerini topluyor | Open Subtitles | أنها تجند أفضل القتلة الأوربيين لأغتيال الشخصيات السياسية |
Evet, Avrupa siyasal yaşamı için biraz fazla iyi. | Open Subtitles | من الممتع أن نقتح مجال للسياسين الأوربيين |
Ama doğa, bu nüfusu ikiye ayıracak Avrupalılar'ı ve Afrikalılar'ı iki ayrı hava koşuluna maruz bırakacaktı. | Open Subtitles | لكن الطبيعة ستقسمهم لقسمين وتحول الأوربيين والأفارقة منهم لنقيضين بشكل لا يصدق |
Başlarda Avrupalılar sandım, | Open Subtitles | في باديء الأمر، ظننت بأنه قد يكون أحد الأوربيين |
Birçok Avrupalı bu rahatlığı 2000 yıl daha düşünemeyecekti. | Open Subtitles | ترف لم يتمتع بمثله معظم الأوربيين آخر 2000 عام |
Dolayısıyla bu, Avrupalı göçmenler için büyük bir özgürlük mücadelesiydi. | Open Subtitles | إذن فهذه الحرب كانت كفاحاً عظيماً من أجل الحرية بالنسبة للمهاجرين الأوربيين |
Avrupalı Aydınlanmacılar avcı-toplayıcılarla her nerede karşılaştılarsa bu kalabalık insan kümesi onları merak ve korku içerisinde bırakarak olağanüstü şekilde hızlı hareket ediyordu. | Open Subtitles | أينما حَلَّ التنويريين الأوربيين على السكان الصيادين بَدَى سرعة هروبهم خوفاً من النظر اليهم نظرة فضول ورعب كانسان الغاب |
Avrupalı hackerleri bulursan sana Fruity Moons alacağım. | Open Subtitles | أعثر على المخترقين الأوربيين وسأجلب لك هلال الفواكه |
Ve devam ediyordu: "80.000 kişiyi içeren bir aile ağacım var; içinde sen, Karl Marx ve birkaç Avrupalı aristokrat var." | TED | يقول أيضاً ، " لدي شجرة عائلة فيها 80000 شخص ، بمن فيهم أنت وكارل ماركس ، والعديد من النبلاء الأوربيين . " |
Editör, bu Avrupalı Prens'in şehre geleceğine dair bir tüyo almış, ve bir hayatta-bir-gün hikayesi hazırlamak istiyor, kraliyetten biri New York'da ne yapar falan, ve görünüşe bakılırsa adam medyayı sevmiyor, ki bu durumda o ben oluyorum, yani bu demek oluyor ki onu takip etmem gerek. | Open Subtitles | تلقى المحرر معلومة بأن ...أحد الأمراء الأوربيين سيتواجد في المدينة ، ويريد أن أكتب تقرير عن يوميته مثل : |
Chandler ve zengin Avrupalı dostları hatıra götürmeye gelmiş. | Open Subtitles | (تشالندر) وأصدقائه الأوربيين الأثرياء جاءوا من أجل الحصول على الجوائز |
Avrupa'nın en parlak matematikçilerinden bir çoğu | Open Subtitles | هرب العديد من ألمع علماء الرياضيات الأوربيين |
İsyan, Avrupa'nın kölelik dehşeti konusundaki hatasını yüzüne çarptı. | Open Subtitles | كانت ثورة العبيد تأجج مضاجع الأوربيين لأهوال الاستعباد |
Dinle, Avrupa'ya ait olduğu söylenen efsane gibi bir şey var... | Open Subtitles | ... أستمع, هناك ذلك شيء من عادات الأوربيين ... خلفه |
Avrupa Komisyonu tarafından yapılan en son ankete göre, Avrupa vatandaşlarının yüzde 89'u politikacıların görüşleriyle halkın görüşleri arasında sürekli artan bir uçurum olduğuna inanıyor. | TED | وفقا لآخر استطلاع أجرته المفوضية الأوروبية فإن 89% من المواطنين الأوربيين يعتقدون بوجود فجوة متزايدة بين رأي صانعي القرار السياسي و الرأي العام. |
Dinle. "Bizim buraya gelen ilk Avrupalılar olmadığımızı kanıtlayan bir İspanyol kadına ait bir mezar taşı bulduk. | Open Subtitles | إستمع رغم أنه لا يوجد تفسير أن أول الأوربيين القادمين إلى هنا أثبت أخيراً بإكتشاف شاهد قبر إسباني |
Avrupalılar kendini daha iyi hissetsin diye çıkan bir gazete daha. | Open Subtitles | صحيفة من أجل الأوربيين حتى يشعرون أفضل حيال أنفسهم |
Çok geçmeden Avrupalılar büyük, yelkenli gemilerle geldiler. | Open Subtitles | وبعدها وصل الأوربيين في سُفن إبحار كبيرة |
Avrupalılar bir müdahele gücü gönderiyorlar. | Open Subtitles | الأوربيين يَضِعون سويّة قوّة تدخّل |