deve ve Toynak dans stilleri gerçekten çok hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أنا أستمتع حقاً بأساليب الرقص من الإبل وتو أب هناك |
Şey, o parti adamıdır ama Araplara deve boku bile satabilir. | Open Subtitles | حسنا، انه رجل غريب. لكنه يستطيع بيع خراء الإبل للعرب |
Şu an dünyada vahşi deve popülasyonu en fazla olan yer Avustralya. Bana sadece 3 tanesi lazım. | Open Subtitles | والآن أصبحت أستراليا تملك أكبر عدد من الإبل الضالة. |
Galiba buralarda pek Develi kadın yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يوجد هناك العديد من سيدات الإبل |
Develi Noel kartları gibi. | Open Subtitles | تعلمون، مثل بطاقة عيد الميلاد مع الإبل في |
Orta Avustralya'da serbestçe dolaşan sürü hâlinde yabani develer var. | Open Subtitles | هناك قطعان من الإبل الضالة تتجول بحريةفيجميعأنحاءوسطأستراليا، |
- Park alanına develer giremez. | Open Subtitles | إلى جانب أن الإبل غير مسموح لها بالتخييم |
Burayı çok sevdim. Develerin bu kadar büyük olacağını düşünmüyordum. | Open Subtitles | لقد أحببت منزلك، لم أتخيل أن الإبل كبيرة هكذا |
Ama son 50 yılda, deve yarışları değişime uğradı. | Open Subtitles | لكن خلال الـ50 سنة الماضية ،سباقات الإبل تغيّرت |
21. yüzyıldaki deve yarışlarının ucundaki ödül miktarı, bu deve terbiyecilerinin dedelerinin hayaledebileceği miktarın çok daha ötesinde geçti. | Open Subtitles | قيمة الجائزة تعني أن سباقات الإبل في القرن الـ21 تخطت كل ما تصوره أجداد أصحاب هاته الإبل |
Bugünün Arabistan'ında, deve terbiyeciliği sofistike bir meslek haline gelmiştir. | Open Subtitles | ،في شبه الجزيرة اليوم تدريب الإبل أصبح عملاً معقداً |
Sonrasında sana iki yaban deve veririm. | Open Subtitles | وبعد هذا، سأعطيكِ اثنين من الإبل البرية |
Bugünkü deve yarışlarında, kelimenin tam anlamıyla modern teknoloji sürücü koltuğunda oturuyor. | Open Subtitles | ،في سباقات الهجن اليوم ...التقنية الحديثة هي من تقود الإبل واقــعــيــاً |
Birkaç deve gördük. | Open Subtitles | شاهدنا بعض الإبل |
- Develi kadın. | Open Subtitles | مرحبا يا سيدة الإبل! |
- Sen Develi kadınsın demek. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ سيدة الإبل! |
"Develi kadın ve onun siyah köpeği." | Open Subtitles | "سيدة الإبل وكلبها الأسود" |
Develi kadın! | Open Subtitles | يا سيدة الإبل! |
Erkek develer dişileri nasıl sikiyorsa, öyle yapacaksınız, ...ve hepsini sikeceksiniz. | Open Subtitles | وجميعكم ستفعلون مثل الإبل الذكور ومايقوم به الابل الاناث وجميعكم ستعملون سنام لها. |
Ama develer telef olacağına daha da güçlenmiş. | Open Subtitles | وتم إطلاق سراح الإبل ... ولكن بدلاً من الهلاك، ازدهروا |
- Çiftliğin yeni sahibi develer konusunda pek tecrübe sahibi değildi. | Open Subtitles | المالك الجديد يملك خبرة قليلة مع الإبل |
diye yanıtladı. Diğer bir deyişle konuyu somut bir problem olarak görmek dışında her seçeneğe kapalıydı. Develerin kasabalarda yaşamasına alışıktı, ve Almanya'da Develerin olup olmadığını sorgulamak hususunda soyut veriden yararlanamıyordu. | TED | وبعبارة أخرى، ليس لديه إستعداد لمعالجة هذا كأي شيء بل كمسألة ملموسة، وهو معتاد على وجود الإبل في القرى، ولم يتمكن تماماً من استخدام الشيء الإفتراضي، ليسأل نفسه عما إذا لم يكن هناك جمال في ألمانيا. |