ويكيبيديا

    "الإثبات" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kanıt
        
    • kanıtı
        
    • kanıtlamak
        
    • kanıtın
        
    • kanıtlayabilirim
        
    • ispat
        
    • kanıtlamaya
        
    • kanıtlar
        
    • kanıtlama
        
    • ispatı
        
    • kanıtlayan
        
    Aksilik oldu ama hâlâ bir yığın kanıt tespit etmeliler. Open Subtitles إنّها إنتكاسة، لكن ما زال أمامهم عبء الإثبات ليؤسسوا له
    İnsanlar ne söylerse söylesin, kendi gözleriyle ne kanıt görürse görsün. Open Subtitles مهما قال الناس، بغض النظر عن نوع الإثبات رأى بأم عينيه.
    Seninle sorgu odası dışında konuştuğumuzun tek kanıtı o kasetti. Open Subtitles هذا الشريط كان الإثبات الوحيد اننا تحدثنا خارج غرفة التحقيقات
    - Babam çok korkmuştu ve ben amcamın ofisine girip kanıtı bulacağımı biliyordum. Open Subtitles لقد كان والدي مرعوباً وكنت أعرف بأن باستطاعتي الدخول لمكتب عمي وإيجاد الإثبات
    Yapabileceğimiz en iyi şey, o kanıtın hatalı olduğunu kanıtlamak. Open Subtitles أفضل شيءٍ بإمكاننا فعله هُو الإثبات أنّ تلك الأدلة خاطئة.
    Onun kimseyi öldürmediğini kanıtlayabilirim. Open Subtitles اعتقد أن بوسعي الإثبات أنه لم يقتل أحد
    Cesedi incelemeliyiz. Daha da fazla kanıt bulabiliriz. Open Subtitles عند فحصنا للجثة سيكون هناك الكثير من الإثبات
    YAŞAM KANITI Yaşadığına dair son kanıt 27 Şubat Çarşamba, gece yarısı alındı. Open Subtitles تم إستلام الإثبات النهائي للحياةِ بمنتصف ليل الأربعاء ، 27 فبراير
    -Her kadın kanıt ister, hepsi bu. -Neyin kanıtı? Open Subtitles ـ كل امرأة تريد الإثبات وحسب ـ الإثبات لماذا؟
    Kendim olduğumu kanıtlamak için gereken tek kanıt bu. Open Subtitles ذلك الإثبات الوحيد الذي أحتاجه لأثبت أنني أنا
    Bir soruşturma yürütüyordu, ama hakikat kanıt ister. Open Subtitles لدينا فكرة جيدة ، لكن المحاكم تريد الإثبات
    Risk büyüdükçe, tanrısal kontrolün kanıtı da o kadar artıyor. Open Subtitles كلما عظمت المخاطرة كلما عظم الإثبات على مقدرتها
    Ayrıca Amanda'nın test sonuçları gelince, kanıtı da göreceğiz. Open Subtitles . . على أية حال اتوقع ان الإثبات سيظهر بظهور نتائج إختبارات اماندا
    Tek yapman gereken, Howard Graves'in hala hayatta olduğunu kanıtlamak. Open Subtitles كل ما هو علي هو الإثبات بأن هوارد مازال على قيد الحياة
    kanıtın yükü burada tersine işliyor Sayın Yargıç. Open Subtitles يتم عكس "عبء الإثبات" هنا يا سيادة القاضي
    Adını hatırlamıyor olabilirim ama o gece beraber olduklarını kanıtlayabilirim. Open Subtitles قد لا أتذكّر اسمها... لكن بإمكاني الإثبات أننا كنّا معاً في تلك الليلة.
    Ve size bu noktada hatırlatmalıyım ki ispat yükümlülüğü iddia makamındadır. Open Subtitles والآن ، يجب عليّ أن أذكركم بأن عبء الإثبات يقع على عاتق النيابة
    Yöneltilen suçlamaların yanlış olduğunu kanıtlamaya niyetliyim. Open Subtitles أنوي الإثبات بأن الإدعاءات ضد موكلتي مخطئة
    İkinizden biri malın kendisinde olduğunu kanıtlar ve tüm parayı alır. Open Subtitles يُمكن لأحدكما الإثبات أنّ لديه البذور الحقيقيّة، ويحصل على كلّ المال.
    Basit bir kanıtlama yolu bulsanız da karmaşık bir yol daha bereketli ve derindir. Open Subtitles الإثبات أسهل لكن الإثبات المعقد هو أكثر عمقاً وغنى
    Yani burada, yünde, ev işi kadın sanatı ile, en meşhur matematik postülatının yanlış olduğunun ispatı. TED إذاً هنا، بالخيط، عبر الفن النسائي المحلي، هو الإثبات بأن أشهر الفرضيات في الرياضيات خاطئة.
    Saygısızlık etmek istemem ama söylediklerini kanıtlayan bir şey var mı? Open Subtitles مع كُل الإحترام ما هو الإثبات الذى يدُل عَلى أن كُل ما قولتيه حقيقى ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد