ويكيبيديا

    "الإرتباط" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bağlantı
        
    • bağlantıyı
        
    • bağ
        
    • nişan
        
    • ilişki
        
    • ilişkiye
        
    • bağlılıktan
        
    • bağlanmaktan
        
    • bağlılık
        
    Vatan ile savaş arasındaki kritik bağlantı 1918'de belirleyici oldu. Open Subtitles الإرتباط الحرج بين القتال والجبهة الداخلية أصبح حاسماً في 1918
    Eliyle arasında bağlantı kuramadığını, Vücuduna takılmış ölü bir ağırlık gibi hissettiğini, Open Subtitles صحيح ، قال بأنه لم يستطع الإرتباط بها وشعر بأنها شيء ميّت
    Tamam ama mavi gözakı ile soygun şüphelisi arasındaki bağlantıyı kuramadım. Open Subtitles حسناً لكنني لا أرى الإرتباط بين الإزرقاق العيني ومشتبه مخزن الخمور
    Bu ikimizin beraber yapacağı bir şey olabilir, aramızda bağ kuracak cinsten işte. Open Subtitles يمكن أن يكون شيئاً أفعله أنا وهو سويةً ...كـ كشيئ من الإرتباط العاطفي
    Son birkaç yılda en son nişan töreninde gördüm. Open Subtitles لكن في حفلة الإرتباط كانت المرة الأولى التي نراها بها
    Yaklaşık bir yıldır tekeşli bir ilişki yaşıyorum. Open Subtitles أنا أمر بتجربة أحادية الإرتباط لأكثر من سنة الآن
    Bak, bir polisle ilişkiye girmek oyun değil tamam mı? Open Subtitles إسمع , الإرتباط بفرد شرطة ليس نزهة , حسناً ؟
    Çatışma kurallarına kesin bağlılıktan daha üst bir rütbe yoktur. Open Subtitles لا رتبة اعلى من مسئول قواعد الإرتباط.
    Birisine bağlanmaktan korkarak hayatını geçirmek bir yaşam biçimi değil. Open Subtitles قضاء حياتكِ تخشين الإرتباط بأحد ليست طريقة للعيش.
    O şekilde bir bağlantı kurmayı istemenin ne demek olduğunu bilirim. Open Subtitles أنا أعرف بالضبط معنى أنْ يريد أحدهم ذلك النوع من الإرتباط
    - Hayır, bir kelime. Önemli olan kelimenin çağrıştırdığı bağlantı. Open Subtitles لا، إنه كلمة، ما يهم هو الإرتباط الذى تدل عليه الكلمة
    Ama Romeo-Juliet arasında bir zevk çürüğünden daha fazla bağlantı olmalı. Open Subtitles لكن لا بد أن الإرتباط بينهما أكثر من مجرد إعجاب
    Hâlâ evlilik soyadını kullanıyorsan, bu yüzden bağlantı belli değildi. Open Subtitles مازلت تعيشين بإسم زواجك ولهذا الإرتباط لم يكن واضحاً
    Böyle sapıklar genelde kişisel bir bağlantı kurmaya çalışırlar. Open Subtitles فالمتعقبين عادة ما يصنعون ذاك الإرتباط الشخصي
    Bu bağlantıyı kestik ve ardından petrol fiyatından daha düşük bir fiyatla bütçemizi ayarlamaya başladık ve bunun üzerindekilerden tasarrufa gittik. TED قمنا بفك الإرتباط ، وبمجرد فعلنا لذلك بدأت بموازنة بسعر أقل قليلا من سعر النفط وإدخار كل ما هو أعلى من هذا السعر.
    Ateşli silahlarla, benim bir eş bulmam arasındaki bağlantıyı anlayamadım. Open Subtitles ما هو الإرتباط بين الأسلحة النارية وفي أن أجد زوجة لي؟
    -Bu konuda bağlantıyı ya da aralamayı bilmiyoruz. Open Subtitles مازلنا لا نعرف الإرتباط أو الترتيب لهذه الأمور
    Bende ayaklarla olan türden yakın bir bağ kurduğunuzda fark ettiğiniz en küçük düzensizlik bu bağı tehlikeye atıyor. Open Subtitles عندما يكون لديكِ ذلك الإرتباط الحميم الذي لدي مع الأقدام ستلاحظين أي شواذ لم تلقي لها بال
    Asıl nokta şu, düzgün bir gardrop aktöre, kelimelerle bağ kurmasına yardımcı olur. Open Subtitles وهذا هو المقصد، خزانة ملابس مناسبة تساعد الممثل على الإرتباط بالكلمات.
    nişan töreninden sonra beni arayıp uçak biletini ödememi istediğini biliyor musunuz? Open Subtitles دعتني بعد حفلة الإرتباط وسألتني ثمن تذكرت طيرانها
    Bunu gelecek haftaki nişan törenimize kadar törenimize kadar saklamayı düşünüyordum. Open Subtitles كنت أنوي الإحتفاظ بهذا . . حتى حفل الإرتباط...
    Aynı derecede önemli olarak, hoş aklı başında erkek arkadaş edinilip şunlarla romantik ilişki kurmaya son verilecek: Open Subtitles والأهم أن أجد صديق حساس ولطيف لأخرج معه وألا أحاول الإرتباط بأى من هؤلاء
    Bak, ne kadar yetişkin olduğunu düşünürsen düşün sen bir lise öğrencisisin ve yetkili durumdaki biri seni bir ilişkiye zorlarken ben öylece duramazdım. Open Subtitles مهما كنتي تظنين أنك ناضجة في الواقع مازلتي في الثانوية وما كنت لأقف بلا حراك في حين يرغمك شخص مسؤول على الإرتباط بعلاقة به
    Ama bağlılıktan korkuyor. Open Subtitles لكنها تخاف من الإرتباط
    Sana bağlanmaktan korkmuyorum. Open Subtitles إسمعي ، أنا لستُ خائفاً من الإرتباط بكِ
    Keyifin önemli olduğu durum, eğer bağlılık ve anlama sahipseniz, o zaman keyif hepsinin üzerindeki krema ve vişne gibi. TED عندما لا يهم إلا السعادة, تكون لو كان لديك كلا من الإرتباط و المعنى, فالسعادة تكون كالزبد المخفوق مع الكرز.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد