Sabaha kek dükkanı sahibi olmanın stresi olmadan uyanmak çok güzel bir şey. | Open Subtitles | كان من الجيد جداً الإستيقاظ هذا الصباح بدون قلق إمتلاكنا لمتجر كب كيك. |
Uyandırdığım için beni affet, benim uyuyan Behemoth'um ama Uyanma zamanın geldi. | Open Subtitles | أعذرنى إن نسيت تقبيل وحشي النائم ولكن حان وقت الإستيقاظ |
[ Tik sesi ] ...Kalkma vakti olduğunu söyler, ve sonrasında uyanırlar. | Open Subtitles | الإشارات في أجسادهم تقول لهم هذا هو وقت الإستيقاظ بعدها يندفعون مستيقظين |
- Büyüleyicinin Bea'si - Herkesten iki kat mutlu, iki kat üzgün, iki kat heyecanlı, iki kat uyanık iki kat muhtaç... şey, hayır, üç kat muhtaç, aslında. | Open Subtitles | سيكون لديها ضعف السعادة ، ضعف الحزن، ضعف الغضب،ضعف الإستيقاظ ضعف الإحتياجات، ثلاثة أضعاف، صراحتاً |
Sanki bir gün uyanıp, oğlumu geçen haftanın haberlerinin tekrarında görebilirim. | TED | تبدو مثل ذات صباح يمكنني الإستيقاظ فيه وأرى ابني كتكرار لقصة الأسبوع الأخير. |
Egzersiz, erken kalkmak ve saygın olmak dışında tabii. | Open Subtitles | الإستيقاظ مبكراً لأتريض أو لأكون محترماً |
Güneşle birlikte uyanmayı ve manzarasını seviyorum. | Open Subtitles | أُحبّ الإستيقاظ مع شروق الشمس ويُعجبني المنظر |
Bu şeyler uğruna uyanmak için çok değersiz. | Open Subtitles | هذه الخُردة لا تستحق الإستيقاظ من النوم لأجلها |
Kendi yatağında uyanmak gibi küçük şeylere şükretmeyi öğreniyorsunuz. | Open Subtitles | تتعلم تقدير الأشياء الصغيرة، مثل الإستيقاظ في فراشك الخاص. |
Bu asla uyanmak istemeyeceğin bir rüya olacak. | Open Subtitles | هذا هو الحلم الذى لاتستطيع الإستيقاظ منه |
En son uykuya daldığımda Uyanma zamanı bile kurmadım. | Open Subtitles | في آخر مرة خلدتُ للسبات، لم أنظم وقت الإستيقاظ حتى. |
Yine de ameliyatta Rus bir kadınla sevişip, buz dolu bir küvette Uyanma kısmı olmayınca hayal kırıklığına uğramış gibiydi. | Open Subtitles | على الرغم من أنه بداً محبطاً لأن العملية لا تتضمن ممارسة الجنس مع إمرأة روسية و الإستيقاظ بعد ذلك بحوض إستحمام مليء بالثلج |
Saat altı. Uyuşukların Kalkma vakti! | Open Subtitles | إنها الآن السادسة صباحاً وقت الإستيقاظ للأشخاص النائمون |
Kalkma vaktinin geldiğini anlatmaya çalıştım ona. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أخبرها أنه حان وقت الإستيقاظ. |
Bu rüyaya kendimi kaptırırsam kendimi sonsuza dek kaybedeceğimi biliyorum bu yüzden kendimi uyanık tutmaya zorluyorum. | Open Subtitles | اعرف أنه إن دخلت بذلك الخيال,فسأضيع للأبد لذلك أجبر نفسي على الإستيقاظ |
Ölümünden sonra bir daha asla uyanıp da kendi bedenine dönememenin dışında tabii. | Open Subtitles | عدا أنه في حالة بعد الممات لن تستطيع الإستيقاظ مرة أخرى أبدا لن ترجع إلى جسدك المادي مرة أخرى أبدا |
Her sabah kalkmak. Yani, nasıI olur? | Open Subtitles | مجرد الإستيقاظ كل صباح , اعني , كيف بإمكانك فعل ذلك ؟ |
Sanırım yarın evde uyanmayı tercih ederim bir aile olarak | Open Subtitles | أعتقد أنني أفضل الإستيقاظ في المنزل غداً |
Sabah kalkıp kimin hâlâ yarışmada kaldığını öğrenmemiz gerekiyor çünkü akşamları kimin elenmediğini öğrenmek için bekleyemeyecek kadar yorgun oluyoruz. | TED | علينا الإستيقاظ ومعرفة من تبقى في البرنامج اليوم التالي لأننا نكون مرهقين جداً لسماع من سيستمر في البرنامج. |
Sabah erken kalkmam gerek ve evim darmadağınık. | Open Subtitles | علي الإستيقاظ مبكراً جداً ومنزلي بفوضى عارمه |
Başka bir deyişle, hepiniz uyanmaya çok yaklaşmış sorunlu çaylaklarsınız. | Open Subtitles | أنتم الأطفال المشكلة الذين أقتربوا من الإستيقاظ |
Nemo, ahbap uyanman gerekiyor. Gemin altüst oluyor.. | Open Subtitles | نيمو, يجب عليك الإستيقاظ يا رجل فأنت في خطر محدق |
- Erken kalkman gerekiyor mu? | Open Subtitles | هل يجب علي ان اضبط المنبه؟ هل تريدين الإستيقاظ مبكراً؟ |
Her kadının hayatında bir çekyatta hiç tanımadığı bir sürü insanla uyanmaktan yorulduğu bir an olur. | Open Subtitles | أعتقد انه يوجد وقت في حياة كل إمرأة عندما تتعب من الإستيقاظ في أمكنة غريبة مع مجموعة من الناس لا تعرفهم |
Evet, ama belki bu uyanmam için bir işaretti, bilirsiniz işte. | Open Subtitles | نعم، وربما هذا هو نداء الإستيقاظ لك؟ |
Eserlerini beğeniyorum, ama pop müzik uyandırma borusunun sebebi o değildi. | Open Subtitles | أقدر أعماله الأدبية و لكن ليس ذلك السبب لموسيقى بوق الإستيقاظ |