ويكيبيديا

    "الإصرار على" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ısrar
        
    Acısız, hızlı ve kolay olmayabilir ama hikayenizi farklı bir şekilde sonlandırmak için ısrar edebilirsiniz. TED قد لا يبدو رحيما أو سريعا أو سهلا و لكن بإمكانك الإصرار على نهاية مختلفة لقصتك.
    Nelere sebep olacağından emin olmadan önce çocuklarımızın kulak enfeksiyonu için yazılmış bir reçete için ısrar etmeyi bırakabiliriz. TED يمكن أن نتوقف عن الإصرار على وصفة طبية لعدوى أذن لأطفالنا قبل أن نتأكد من سبب العدوى.
    herşeyin kendi kontrolünde olmasına ısrar etmenin kötü yanı ise, ... işler iyi gitmediği zaman, insanların, bunun sizin planınız olduğunu düşünmesidir. Open Subtitles الجانب السلبي من الإصرار على السيطرة على كل شيء هو عندما تحدث أشياء سيئة، بعضهم يميلون بالإعتقاد بأنها كانت جزء من الخطة
    Kalıp dansın keyfini çıkarın, ısrar ediyorum. Open Subtitles الآن، لا بد لي من الإصرار على بقائكما للتمتع الرقص
    En ufak mantık kırıntısı yok ama imkânsızın peşinde koşmakta ısrar edecek kadar inatçı. Open Subtitles ليس في الحواس الطبيعية فحسب لكن بالعند المفرط الذي يدفعه نحو الإصرار على المستحيل
    Bunu kendi gündemine almak konusunda ısrar etmeseydin de bir marketten normal bir hindi alsaydım her şey harika olacaktı. Open Subtitles لو جعلتني اشتري ديك رومي من المحل بدل من الإصرار على العمل جدول اعمالك الإجتماعي والصحي
    Umutsuzca ameliyat etmeye ısrar etmek, cerrahın kibiri ve bencilliğinden başka birşey değildir. Open Subtitles الإصرار على العمليه مثل علاج المريض من دون أمل إنها فقط غرور الطبيب الجراح و أنانيته
    Doğruyu yapması için ısrar etmeyerek. Open Subtitles من خلال عدم الإصرار على أنه يقوم بالأمر الصحيح
    - Abe eve taksiyle dönmem konusunda ısrar etti. Open Subtitles آيب بدأ في الإصرار على أن أستقل تاكسي للمنزل
    Duruşma için ısrar edersen bunun iki katını içeride geçirirsin. Open Subtitles الإصرار على المحاكمة وستقضي ضعف المدة في السجن
    İnsanların göremediği bir şeyin gerçekliği üzerine ısrar etmekten daha da kötüsü, yani fiziği atomlar üzerine temellendirmek, öngörülemeyecek kadar karmaşık şeyler üzerine temellendirmeye niyetlenmekti. Open Subtitles أسوأ من الإصرار على واقع شيء لا يمكن للناس رؤيته، أن تبني الفيزياء على الذرات، عنى بناءها على أشياء كانت سلوكها معقد في التنبؤ.
    Eğer burnunun dikine gitmekte ısrar ederse.. Open Subtitles إن استمرت في الإصرار على القيام بالأمور بطريقتها...
    Elbette gözlemlemek istiyorsan, bu odada onunla olmak için ısrar etmek yerine bunu oradaki aynanın arkasından yapabilirsin... Open Subtitles حقا, إذا كنت تريدين المراقبة, يمكنك أن تفعلي ذلك من على الجانب الآخر لتلك المرآه بدل الإصرار على الجلوس في هذه الغرفة معه, من خلال مبادئك
    Bir performans şartında ısrar edecekler. Open Subtitles ويختارون الإصرار على شرط الفعالية
    Sonra da profesyonel yardım alması için ısrar ederiz. Open Subtitles ثمّ يمكننا الإصرار على المشورة.
    Ve caymakta ısrar etmeliyim, tamamen. Open Subtitles وعلى الإصرار على التراجع بشكل قطعي
    İkisi de onun eve tek başına gitme konusunda ısrar ettiğini duymuş. Open Subtitles كل من استمع الإصرار على الذهاب إلى المنزل وحدها ,
    Hong Tae Seong olduğum konusunda ısrar edip durmayın! Open Subtitles ( لا تواصل الإصرار على أنني ( هونغ تاي سونغ
    - Bunun için ısrar edebilirsiniz. Open Subtitles -يمكنكنّ الإصرار على ذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد