ويكيبيديا

    "الإضاءة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ışık
        
    • ışıkları
        
    • ışığı
        
    • ışıklandırma
        
    • Işıklar
        
    • aydınlatma
        
    • ışığın
        
    • parlak
        
    • aydınlık
        
    • ışıklandırmayı
        
    • ışıkta
        
    • lambası
        
    • ışıklarını
        
    • lamba
        
    • fener
        
    Şu an seyrediyorum ve yüzüme nasıl ışık tutması gerektiğini bile bilmiyor. Open Subtitles أنا أتفرّج على الشريط الآن، ليس له أدنى فكرة عن تسليط الإضاءة.
    Oturup kalkan insanlardan ışık üretmenin bir yolunu bulan onların LED merakı. Open Subtitles حبّ الإطّلاع قادهم لإيجاد طريقة لخلق الإضاءة من قيام الناس و قعودها
    İkinci olarak, birleştirilen fotoğrafların ışıkları aynı türde olmalı. TED ثانيا، الصور المركبة يجب أن تتميز بنفس نوع الإضاءة
    Tacındaki taşların daha güzel görünmesi için ışığı ayarlamasını söyledim. Open Subtitles قلتُ له بأن يضبط الإضاءة لكي تظهر الإنحناءات بصورةٍ أفضل
    Danny aydınlatma sahnelerini konuşalım ve baba ve oğul arasındaki dramatik gerilimi yükseltmek için nasıl ışıklandırma kullandığından konuşalım. Open Subtitles داني , دعنا نتحدث عن الإضاءة التي استخدمتها وكيف استخدمت الضوء لتركز على الحدث الدرامي بين الأب و الولد
    Işıklar açıksa ve sen onları kapatamıyorsan büyük olasılıkla rüyadasın. Open Subtitles إذا كانت الإضاءة تعمل و لم تكن قادرا على إطفائها, فإنك على الأرجح تحلم
    Üç aşama var: Bunlar: optik aşaması, aydınlatma aşaması ve mask holding aşaması. TED لذا، هنالك ثلاث مراحل: هنالك المرحلة البصرية، ومرحلة الإضاءة و مرحلة مسك القناع.
    Rod hücreleri düşük ışık koşullarında görüş için kullanılır ve bunlardan tek çeşit vardır. TED العصوية تستخدم للرؤية في ظروف الإضاءة المنخفضة، وهناك نوع واحد فقط منها.
    Retinadaki rod hücreleri, düşük ışık koşullarında baskınlaşır da ondan. TED حسناً، الخلايا العصوية في شبكية عينك تتولى العملية في ظروف الإضاءة المنخفضة
    projektörün arkasından gelen ışık, ya da projektörün ışığı bazen renkleri gerçekten imkansız hale getirir. TED الإضاءة من خلف الإسقاط، أو الضوء القادم من الإسقاط، يجعل الألوان تبدو مستحيلة.
    Sahneye 10.000 watt'lık ışık akıyor, bir beygir gücü tam kapasitede 756 watt. TED فهناك 10000 واط من الإضاءة تصب على المسرح الحصان 756 واط
    Yapmak istediğim şey şu, eğer ışıkları kısabilirsek, lütffen, Katlaskopların aynı zamanda projeksiyon mikroskopu da oldukları ortaya çıktı. TED لذا ما أود القيام به هو، هلا جعلنا الإضاءة خافتة، رجاء. تبين أيضاً أن المجاهر المطوية هي أيضاً مجاهر إسقاط.
    Işıklandırma uygulamada ışıkları bu üç boyutlu dünyanın içine yerleştirmektir. TED عمليا، الإضاءة هي وضع الأضواء داخل العالم ثلاثي الأبعاد
    Bana hep tasarruf yapmak için ışıkları kapatmam ve kaynakları korumak için kağıtları geri dönüşüme yollamam söyleniyordu. TED كان يقال لي بأن أطفئ الإضاءة من أجل الحفاظ على الطاقة وأن أعيد استخدام الورق لأحافظ على الموارد.
    Fotoğrafçı olduğum için ışığı ve görünüşünü sevdim. TED لأنني مصور، أحب طريقتها في الإضاءة وكيف تبدو.
    Bunları nasıl sergileyeceğimizi çok düşündük, modern sanatsevere yabancı şeylerdi: Eserlerde diğer renklerin güzelliğini ortaya çıkaracak koyu bölümler genellikle solmuştu; ışığı, ipek ve altın sırmaları vurgulayacak şekilde yerleştirmek, etiketleme. TED فكرنا ملياً في كيفية تعريف هذه القطع الغير مألوفة للجمهور المعاصر: الألوان الغامقة التي تتوازن مع الألوان المتبقية في الأجسام التي تختفي عادة الإضاءة المناسبة التي تؤدي لإظهار خيوط الذهب الترتيب
    1930larda, Richard Kelly modern ışıklandırma tasarımı için bir metodoloji tarif eden ilk kişiydi. TED في عام 1930 ، كان ريتشارد كيلي أول شخص يصف بواقعية منهجية تصميم الإضاءة الحديثة.
    Ya da bunun gibi, kendisinin yaptığı bir ışıklandırma tasarımı General Motors için, teşhir alanı için. Ve o mekana girersiniz, TED أو شيئا من هذا القبيل ، وهو تصميم الإضاءة الذي قام به لجنرال موتورز ، من أجل معرض السيارات. وما ان تدخل المعرض
    Işıklar otomatiğe bağlanmış. Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles الإضاءة تحت التحكم الآلي لا شيء يدعوا للقلق
    Buna göre, bu gölgelenmeler ancak ışığın yukarıdan gelip bir kubbenin konveks yüzeyine ya da bir çukurun dibine çarpmasıyla oluşabilir. TED وهكذا فإن أنماظ الظلال قد تنتج عن الإضاءة للأسفل على الجانبين المنحدرين لقبة، أو على أسفل الحفرة.
    Ne o gürültüler, ne o parlak ışıklar ne çığlıklar, ne de müzik. Open Subtitles سواء كان موضوع الطرق أو الإضاءة الصراخ أوالموسيقي
    O zaman belki görüşmemize biraz daha aydınlık getirmenin zamanı gelmiştir. Open Subtitles إذًا، ربما حان الوقت لإضافة بعض الإضاءة لمناقشتنا.
    Oradaki ışıklandırmayı geliştirmek kadar basit olabilir. Open Subtitles ربما يكون الأمر سهلاً كتحسين الإضاءة في الخارج
    Haydi ama, şu mükemmel ışıkta kendini görmek istemez misin? Open Subtitles يا، هيا، لا تريد أن ترى نفسك في الإضاءة المثالية؟
    Kurbanın aşığı. Kayıp salon lambası. Open Subtitles ،عشيق الضحية و الإضاءة المفقودة في غرفة المعيشة
    Evin bütün ışıklarını açık bırakırdı, bütün odaları. Open Subtitles لقد كانت تترك الإضاءة تعمل في كل أنحاء المنزل بكل الغرف
    lamba bozulmuş. Bugün bir ara bakarım. Open Subtitles الإضاءة متوقفة سألقى عليها نظرة لاحقا هذا اليوم
    Şimdi bi fener alayım. Böylece herşeyi görürüz, ve kimse sağa sola sapmaz. Open Subtitles دعنى أحضر بعض الإضاءة لضمان سلامة الجميع من التعثر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد