Bu hayatımın en güzel günü ve onu unutmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | هذا أفضل يوم على الإطلاق و لن أدعك تنسى ذلك أبداً |
Bu hayatımın en güzel günü ve bugünü unutmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | هذا أفضل يوم على الإطلاق و لن أدعك تنسى ذلك أبداً |
İnsan öldürmeyi gerektiren bir gelenek bana hiç mantıklı gelmiyordu ve bu defa bu konuda bir şey yapmam gerektiğini biliyordum. | TED | العادة التي تشجع القتل لا تعني لي شيئاً على الإطلاق و لقد عرفت أنه كان يتوجب علي فعل شيءٌ ما حيال تلك العادة هذه المرة |
Donna, bu hayatım boyunca başıma gelen en önemli şey ve sen de mahvetmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | هـذا أهم شيء حدث لـي على الإطلاق و أنت تحـاولين إفسـاده |
En büyük satış hacminin olduğu haftada 12'de 2 yaptın ve söylenecek ne kaldı ki? | Open Subtitles | تنجح باثنين من اثنا عشر في أعلى نسبة مبيعات على الإطلاق و مالذي تبقى لقوله |
En büyük satış hacminin olduğu haftada 12'de 2 yaptın ve söylenecek ne kaldı ki? | Open Subtitles | تنجح باثنين من اثنا عشر في أعلى نسبة مبيعات على الإطلاق و مالذي تبقى لقوله |
Ayrıca acadidae ve anoetidae de mevcuttu ancak en ilginç bulgu bir böcek bile değildi sık rastlanan ekmek küfüydü. | Open Subtitles | كما يوجد أيضاً أكاديادا و أنوتاديا و لكن الإكتشاف الأكثر أهمية ليس هو البعوض على الإطلاق و لكنه كان عفن الخبز الشائع |
Bunlar hiç hoş değil ve bizi endişelendiriyor, ama bizim yönetmemiz gereken bir sistemimiz olduğunu düşünüyorum | Open Subtitles | ليس جيداً علي الإطلاق, و يثير قلقنا و لكن أعتقد أن لدينا نظام لمواجهة هذا |
Bir süre boyunca fırtına olmayacağını söylediler ve umarım haklıdırlar çünkü bunu bir daha yaşamayı hak etmiyoruz. | Open Subtitles | يقال أن هذه هي آخر مرة على الإطلاق و أتمنى أن يكون ذلك صحيحاً, لأننا لا نستحق ذلك مرة أخرى |
Normalde bunu yapmam, ama sen gördüğüm en güzel varlıksın ve bir Pegasus çok işime yarardı. | Open Subtitles | و لكنك أجمل مخلوق رأيته على الإطلاق و أحتاج حقاً لحصان مجنح |
Bu şimdiye kadar üzerine alıp ve başarısız olduğun hepsinden daha büyük bir sorumluluk. | Open Subtitles | هذه مسؤولية أكبر مما أي كان ما تحملته على الإطلاق و خربت |
Bunu hiç hak etmedin ve buradaki herkes bunu biliyor. | Open Subtitles | أنتِ لا تستحقين ذلك المكان على الإطلاق و الجميع هنا يعرف هذا |
Bu şu ana kadarki en aptalca fikir, ve daha önceden çok aptalca fikirlerin vardı. | Open Subtitles | تلك اغبى فكره حظيتي بها عل الإطلاق و انتي مليئه بالافكار الغبيه |
Başkanın koruma müdürlüğünü yapan ve akademide atış eğitimi veren bir adam size kısa mesafeden ateş ediyor. | Open Subtitles | الرجل المختص بتعليم الرئيس دروس الإطلاق و الإصابة في الأكاديمية أطلق عليك من مسافة قريبة |
Çünkü dünyanın en güzel şeyi gibi ortaya çıkıyorsun ve sonra insanları öldürüyorsun. | Open Subtitles | لأنك ظهرت و كنت أعظم شيء على الإطلاق و بعدها إكتشفت أنك تقتل الناس |
Dünyadaki en iyi garson olabilirim ve bu garip bir şekilde hayat enerjimi almıyor. | Open Subtitles | أنا قد اكون اعظم نادلة على الإطلاق و الأمر الغريب هو ان هذا لا يجعلني اريد الموت |
Yaşlı adam köpekbalığının gelişinden onun hiçbir korkusu olmadığını anlamıştı ve istediğini alacağını biliyordu. | Open Subtitles | عندما رآه الرجل العجوز يقترب " " .. فقد أدرك أن ذلك القرش لا يخشى شيئا على الإطلاق " و سوف يفعل بالضبط ما يروق له .. " |
Bu çocuk komuta zincirini bozdu ve birliğinden bir elemana kalleşlik etti Birleşik Devletler Denizcisi olması bir yana üstelik öyle görünüyor ki, sıcak çarpmasından dolayı yere yığılmadan buradan oraya koşamıyor. | Open Subtitles | هذا الفتى خالف أوامر القيادة و وشى بعضو من وحدته و بهذا أثبت أنه ليس جندياً أمريكياً على الإطلاق و يبدو أنه لا يمكن أن يعدو من مكان للآخر |
Anneindi ve şimdiye dek aldığım en güzel hediyeydi... | Open Subtitles | ،لقد كانت افضل هديّة على الإطلاق ...و أعلم أنه كان لوالدتك |
Jordan artık üvey kardeşin olmaz, ve sen şehirdeki en taş çocukla çıkabilirsin. | Open Subtitles | لن يكون " جوردن " أخيكِ على الإطلاق و ستكونين حرةٌ لمواعدة أفضل شاب في المدينة |