Bebeklere aksesuar kullanımını öğreteceğim hangi renkleri giymelerini, hangi giysilerin zayıf gösterdiğini. | Open Subtitles | سأساعد الأطفال للتعلم حول الإكسسوارات الألوان التي عليهم لبسها، ملابس التي تجعل الشخص يبدو نحيفاً. |
Koleksiyonlar için aksesuar sunarım. | Open Subtitles | سننسجم بشكل مثالي. أنا امثل الإكسسوارات للمجموعات. |
Biz aksesuar bölümünde tavsiyenin gücüne inanırız. | Open Subtitles | نحن نؤمن بقدرة الإقتراحات في الإكسسوارات. |
Dağa kayak yapmaya gideceğiniz zaman ise arabaya eşyalarınız için farklı aksesuarlar alabilirsiniz. | TED | وعندما تذهب للتزلج على الجبال، تأخذ معك مختلف الإكسسوارات في السيارة. للقيام بالتزلج. |
İki sayfalık aksesuarlar için. | Open Subtitles | مجرد صفحة مزدوجة، عن الإكسسوارات. |
takı yapmak için malzeme almaya çıkmıştık ve bir şeyler yemeye karar verdik. | Open Subtitles | كنا خارجين نحضر بعض الأغراض لصناعة الإكسسوارات و قررنا أن نأكل شيئاً هنا |
- aksesuar reyonunun baş asistanı olarak başlayacaksınız. | Open Subtitles | ستبدئين كاكبيرة المساعدات بقسم الإكسسوارات |
- Bu reyonda üç kız var ama aksesuar reyonunda dört kişiler. | Open Subtitles | لدينا ثلاث فتيات بهذا القسم لكن أربع في الإكسسوارات |
O'nu şu anda aksesuar bölümünde beyaz örgüler ararken bulabilirsin. | Open Subtitles | ربما تجدين أنها تبحث عن جدائل بيضاء من الإكسسوارات. |
aksesuar bölümünden kaplumbağa kabuğundan saç fırçaları ve İspanyol işlemeli yelpaze ödünç aldım. | Open Subtitles | استعرت مشط شعر, ومِهواة مع دنتيل أسباني من الإكسسوارات. |
aksesuar departmanının size ihtiyacı olabilir. | Open Subtitles | يمكنك تولي مكانها في الإكسسوارات. |
- Ve söylemeliyim ki aksesuar benim reyonum. | Open Subtitles | ويجب أن أخبركِ ان الإكسسوارات هي قسمي |
Bunun için Noam bu aksesuar serisini tasarlamış. | TED | لذلك صممت هذه الإكسسوارات |
New Hampshire'da bunu punkçılar takabilir, ...fakat buralarda, bu aksesuar tehlikeli bir silah olarak algılanır. | Open Subtitles | الإكسسوارات الغريبة في (نيو هامبشير) هي أسلحة خطرة في (ماساشوستس) |
Bayan Mardle, aksesuar bölümünde öyle olmayabilir ama moda bölümünde en önemli kural dinlemektir. | Open Subtitles | آنسة (ماردل) قد يكون مختلفاً في الإكسسوارات لكن القاعدة الأساسية في قسم الأزياء |
aksesuar bölümün şefi mesela? | Open Subtitles | أتنوين على الإكسسوارات ؟ |
Bu aksesuarlar Bay Leclair'in işine çok yarayacak. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد (لوكلير) سيرى أن هذه الإكسسوارات مفيدة للغاية. |
Peki ya aksesuarlar Bay Leclair? Bayan Towler? | Open Subtitles | وماذا عن الإكسسوارات سيد (لكلير) وآنسة (تاولر)؟ |
Jane, aksesuarlar her zaman uyumlu olmak zorundadır. | Open Subtitles | (جاين) الإكسسوارات دائماً يجب أن تتناسق |
- aksesuarlar! | Open Subtitles | - الإكسسوارات |
Anne, yarın bize gelip birlikte takı yapmaları için onları davet edebilir miyim? | Open Subtitles | أماه، أيمكنني دعوتهم ليحضروا غداً و يقومون بصناعة الإكسسوارات معنا ؟ |