ويكيبيديا

    "الإمكانية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • potansiyeli
        
    • potansiyel
        
    • olasılık
        
    • potansiyele
        
    • ihtimali
        
    • ihtimalini
        
    • potansiyeline
        
    • olasılığı
        
    • Borsadaki
        
    • ihtimalden
        
    • potansiyelin
        
    Şimdi ünversitesi sayesinde Jomia'nın onlarca Jomo'ya yardım etme potansiyeli var. TED الآن، خلال هذه الجامعة، لدى جوميا الإمكانية في مساعدة عدد كبير مثل جومو.
    Yani hayal gücüne ihtiyacım var ve potansiyeli göreceksin. Open Subtitles لذا أنا سوف أحتاجك فقط لإستخدام خيالك وسوف ترى الإمكانية
    Eğitmenleri tekmelemek ve ısırmak dışında nasıl bir potansiyel bu acaba? Open Subtitles أتساءل لأية غاية تلك الإمكانية لغير ركل وعض المعلمين؟
    Hepinizde harika birer doktor olacak potansiyel var. Open Subtitles أريدكم أن تعرفوا يا رفاق بأن كل واحدٍ منكم لديه الإمكانية ليكون طبيباً ممتازاً
    Yörüngesel çekici tırlar veya uzay mekanikerleri fikri gerçekten çekici bir olasılık. TED الإمكانية الأخرى المثيرة بالفعل هي فكرة شاحنات القطر المدارية أو ميكانيكا الفضاء.
    İnsan fizyolojisinin de bazı yönlerini anlamamız konusunda potansiyele sahip. TED ولها الإمكانية في تغيير فهمنا لبعض جوانب وظائف الأعضاء البشرية.
    Müfettiş Dreyfus kafasına bu ihtimali o kadar takmış durumda ki, her an bir sinir krizi daha geçirebilir. Open Subtitles المفتش الرئيسي دريفوس يهوس الإمكانية لذا بأنه على الحافة إنهيار عصبي آخر.
    Ama bu hayat seni seçti ve seni başka bir gücün yönlendirdiği... neler göreceğini bu gücün belirlediği... ihtimalini yok sayamazsın. Open Subtitles لكنها الحياة التي إختارتك وأنت لا تستطيع إنكار الإمكانية بأن تلك القوة الأخرى توجهك
    Çekirdekte 146 tepe aktör var ve bunlar kolektif olarak uluslararası şirketlerin değerlerinin %40'ını kontrol etme potansiyeline sahip. TED يوجد 146 لاعب كبير في اللب، وهم سوياً لديهم الإمكانية للتحكم بشكل جماعي في 40% من قيمة الشركات الانتقالية.
    Ve insanlarda, başkalarının fark edemediği potansiyeli görebilirdi. Open Subtitles ورأت الإمكانية في الناس والتي فشل الآخرون في تمييزها
    ...gereken potansiyeli de yeterince sağlıyor. Open Subtitles أيضاً تمنحك الإمكانية كي تصبح جراحاً جيداً
    Yalnızca Sean'ın bir aileyi destekleyebilecek potansiyeli var. Open Subtitles فقط شون هو من لديه الإمكانية ليدعم العائلة
    Yani, berbat kokan bir şeyin değerli bir şeye dönüşme potansiyeli olduğunu mu söylüyorsun? Open Subtitles حسناً, لذا أنتِ تقولين بأنهُ أحياناً شيء ما مقرف لديه الإمكانية أن يتحول الى شيء ما
    Siz, yeteneğinizin sizi yarı yolda bıraktığı anlara odaklanıyorsunuz lakin potansiyel tam bu anda. Open Subtitles عليك التركيز باللحظة الحاسمة ..عندما تخذُلك قدرتك الرائعة لكن الإمكانية موجودة هناك وبكل وضوح
    Her birinizde, ne isterseniz olabilecek bir potansiyel var. Open Subtitles كل واحدة منكن لديها الإمكانية لأن تكون أي شيء تريده
    Eğer söylediğin doğruysa, bu olasılık kurallarına karşı geliyorum demektir. Open Subtitles إذا ماتقوله صحيح سأبدو كالذي أتحدى قوانين الإمكانية
    İstatistiksel yönden, zayıf bir olasılık. ama bunun gibi bir şey onu anında öldürürdü. Open Subtitles إحصائياً الإمكانية نادرة ولكن كهذه ، ستقتلها على الفور
    Bu yüzden şimdi bu potansiyele sahip olduğumuzu görüyoruz. TED وبالتالي، نرى الآن أن لدينا هذه الإمكانية.
    Bu tür hayal ürünü tepkilerin, böyle alışılmadık bir çevrede gerçekleşme ihtimali her zaman vardır. Open Subtitles الإمكانية دائما موجودة لبعض الردود البارعة في هذه البيئة الغير عادية.
    Sana kalsa böyle bir hayatı seçmeyeceğini biliyorum... ama bu hayat seni seçti ve seni başka bir gücün yönlendirdiği... neler göreceğini bu gücün belirlediği... ihtimalini yok sayamazsın. Open Subtitles أعلم أنها ليست الحياة التي إخترت لكنها الحياة التي إختارتك ولا يمكنك إنكار الإمكانية
    Biz bu yerleşkede en iyi ev olma potansiyeline sahibiz. Open Subtitles تعرف، عندنا الإمكانية لكي يكون أفضل بيت على هذا الحرم الجامعي.
    Sizlere göstermek istediğim bir sonraki proje daha detaylı keşiflerin(araştırma) olasılığı. TED المشروع القادم الذي أريد أن أريكم إياه هو نوع من استكشاف أعمق لتلك الإمكانية.
    Borsadaki sahtekârlıklar ve şantaj alır başını gider. Open Subtitles الإمكانية للإبتزاز سيكون غير محدود.
    - Hayır. Ben başka bir ihtimalden söz ediyorum. Open Subtitles أنا كنت أفكّر بشأن في الحقيقة الإمكانية الأخرى...
    Hepsinin bir sınırlama işlemi olduğunu düşünüyordu. O potansiyelin küçülmesi. Open Subtitles هو بداية العملية التي سماها بالتحديد، أي تناقص تلك الإمكانية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد