Peki birisi size gelip... bu şartlar altında davayı bırakmak istediğini söylese? | Open Subtitles | ماذا إن أتى إليك شخص في موقف مشابه وطلب منك الإنسحاب من القضية؟ |
Artık bunu yapmak istemiyorum. Hemen bırakmak istiyorum. | Open Subtitles | لم أعد أرغب بفعلِ هذا بعد الآن أريد الإنسحاب الآن |
Sayın yargıç, dün davadan çekilmek istediğime dair bazı ifadeler sarf etmiştim. | Open Subtitles | سيادة القاضى ، هناك بعض الملحوظات التى ذكرتها بالأمس و هى أننى أردت الإنسحاب من القضية |
Kilikya filosu stratejik nedenlerle... geri çekilmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | الأسطول الصقلي بعيدا عن الضرورة الإستراتيجية أجبر على الإنسحاب |
Ben geri çekilme hazırlıklarıyla bizzat ilgilenip yolculuk için gerekli aracı ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأتكلف شخصيا بعملية الإنسحاب وأتكلف بالمواصلات |
İkimiz, birkaç ay önce o çekicide otururken bana kulüpten ayrılmak istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | أتعلم أنا وأنت , رتبنا سحب العربة قبل أشهر وأخبرتني كيف تريد الإنسحاب |
Oyunun güvenlik koruması var. Teal'c'in tek yapması gereken Vazgeçmek. | Open Subtitles | اللعبة بها تأمين ضد الفشل كل ماعلى تيلك , الإنسحاب للخارج |
14.000 İtalyan'a karşı 8.000 kişiyle onları geri çekilmeye zorlamışız. | Open Subtitles | ثماني آلاف منّا ضد 14 ألفاً من الإيطاليين وأجبرناهم علي الإنسحاب |
şey aslında değiliz oyunları bırakmak zorunda kaldım hayır,hayır sen ... sen bizim gizli silahımızsın sensiz nasıl kazanacağız ki? | Open Subtitles | في الواقع, لا, أنا لن أشارك. كان علي الإنسحاب من الألعاب. لا, لا، |
Ve bunu yapmaya devam ederse, bırakmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | و إن إستمر بهذا سيكون علينا الإنسحاب كلنا |
Ne yani, ne zaman kötü hissetsen veya bırakmak istesen trene atlayıp buraya gelip beni hamile bırakacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | إذن ماذا، كلما شعرت بالسوء أو أردت الإنسحاب ظننت أنك تستطيع آخذ القطار وتآتي لتتسبب بحملي؟ |
Erkekler ve kadınlar antibiyotiğin-- dağıtılmasından çekilmek zorundalar. | Open Subtitles | الرجال النساء يتعين عليهم الإنسحاب من توزيع المضادات الحيوية |
Şimdi yapmanız gereken günü geldiğinde savaşabilmek için, geri çekilmek. | Open Subtitles | حان وقت الإنسحاب لتعيشوا حتى تقاتلوا في يوم آخر |
Onu kalmaya ikna edemedim. Kamu hizmetinden tamamen çekilmek ve kitaplarına ve mahsulüne dönmek istiyor. | Open Subtitles | حاولت إقناعه للبقاء ولكني لم استطع يود الإنسحاب بشكل تام، و العودة إلى مكتبته |
Yeni yılın ilk gününe kadar tamamlanacak bir çekilme, | Open Subtitles | والذي يجب أن يكون الإنسحاب كاملا مع العام الجديد |
Bulunduğumuz yerle çekilme bölgesi arasındaki ağaçlıkta Yankiler var. | Open Subtitles | هناك غزاة شماليون في ذلك الجمع من الأشجار بيننا، حوصروا هناك بعد الإنسحاب |
Bu yüzden bende birimiz incinmeden ayrılmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | تعلمون, كان عليّ الإنسحاب قبل أن يتأذّى أحدنا, أو يتمادى في إيذائه. |
Bir suç çetesine sürücülük yapıyorum onlar bir iş planlıyorlar ama ben ayrılmak istiyorum. | Open Subtitles | انا سائق خاص لجماعة مجرمين وانّهم يخططون لعملية ولكنّي أريد الإنسحاب |
Şu an ne kadar Vazgeçmek istese de, bizce oyun onun kişiliğini değerlendirdi ve bunun bir gerçek hayat durumu olması halinde Teal'c'in asla vazgeçmeyeceğine karar verdi. | Open Subtitles | بقدر ماهو يريد الإنسحاب الآن نعتقد أن اللعبة قيمت شخصيته وقدرت أنه لو كان الوضع حقيقياً تيلك لن يستسلم أبداً تحت أي ظرف |
Futu diğer kabileleri geri çekilmeye ikna ediyordu, ben de kendisini öldürdüm. | Open Subtitles | فوتو , كان يحث القبائل الأخري علي الإنسحاب لذلك قتلته |
Geri çekilmeyi düşünmelisin. | Open Subtitles | ربما يجب أن تفكر فى الإنسحاب |
Demek istediğim istesem bile bırakamam. Takımdaki tek 60 kilo benim. | Open Subtitles | أعني لا يمكنني الإنسحاب أنا الوحيد بوزن 135 بالفريق |
Onlar gelse de gelmese de geri çekilemeyiz. | Open Subtitles | ولكن حتى لو كانوا هنا لا يمكننا الإنسحاب |
Geri çekiliyoruz! İşler sarpa sarıyor! | Open Subtitles | خطة الإنسحاب الرابعة، لقد أصبح الأمر خطيراً |
İngilizler üstünlüklerini fark edip hepimizi yok etmeden önce daha güvenli bir yere çekilmeliyiz. | Open Subtitles | علينا الإنسحاب إلى مناطق أكثر أمناً قبل أن يدرك البريطانيين تقدمهم ويدمرونا جميعاً |