Bu yeni Anlaşma ile müttefik münasebetlerimiz zirveye taşınacak. [Müzik | Open Subtitles | حلفاؤنا سيتقدّمون أكثر نتيجة هذا الاتّفاق الجديد |
Baba mahkeme yüzünden oradaydım zaten. Aylar önce Anlaşma yapmıştık. | Open Subtitles | كنتُ هناك بسبب المحكمة ذاك كان الاتّفاق الذي عقدناه قبل شهور |
Senden gerçekten çok hoşlandım ama Anlaşma anlaşmadır. | Open Subtitles | إنّي حقًّا معجب بك، لكنّ هذا هو الاتّفاق الذي أبرمناه. |
Hesap defterini, ancak ona bir dokunulmazlık anlaşması verirsek bize teslim edeceğini söyledi. O anlaşmanın evrakları da bu gece geldi. | Open Subtitles | لقد كان سيسلّم الدّفتر ما إن يوقّع اتّفاق الحصانة، وأوراق الاتّفاق كانتْ جاهزةً اللّيلة وحسب. |
Ben de bu anlaşmaya uygun olarak işe para koydum. | Open Subtitles | وننفقُ النقود سويّة بناءً على ذلك الاتّفاق. |
Anlaşmamız şöyle. Maybelle yolda olduğunuzu sanıyor. | Open Subtitles | .إليكم الاتّفاق .يعتقدون في "مايبل" أنّكم بطريق العودة |
Anlaşmayı yerine getirene kadar yaşayamayacağımdan ve ikimizde yaşadığımız sürece kölem olmaktan korkuyorsun. | Open Subtitles | تخشين أنْ أحنث بجزئي مِن الاتّفاق وأنْ تبقي جاريتي إلى نهاية حياتنا |
Makul falan ama o Anlaşma artık bitmiştir. | Open Subtitles | يبدو اتّفاقًا معقولًا، لكن الاتّفاق لاغٍ |
Üzgünüm, Anlaşma anlaşmadır. Çocuğu sana geri veremem. | Open Subtitles | آسف، الاتّفاق ملزم لا أستطيع إعادة الفتى لك |
- Patty ile konuştum. Anlaşma tekrar yürürlükte. | Open Subtitles | -تحدّثتُ مع باتي ، الاتّفاق عاد مرّة أخرى |
Martinez iyileşip tekrar Başkan olursa ortada Anlaşma falan kalmaz ona göre. | Open Subtitles | تعي أنّه لو تعافى (مارتينز) و عاد للرئاسة فلن يستمرّ الاتّفاق بيننا |
Anlaşma adil görünüyor kardeşim. | Open Subtitles | هذا الاتّفاق يبدو عادلاً يا أخي. |
O söyleyene kadar Anlaşma sona ermedi. | Open Subtitles | لمْ ينتهِ الاتّفاق حتّى يقول أنّه انتهى |
Takım bu kadar gaddar ise bu Anlaşma gerçekleşmemeliydi. | Open Subtitles | "إذا كانت العصابة معدومة الرحمة مثلما توقّعنا، لكان هذا الاتّفاق مُحال" |
Bak, seni terk etmiyorum. anlaşmanın sonunu getireceğime dair söz veriyorum. | Open Subtitles | انظر، لن أتخلّى عنك، أعدك بأن أفي بجزئي من الاتّفاق. |
Ona anlaşmanın bu kısmını onaylayıp onaylamayacağı sorulduğunda | Open Subtitles | حين سألوه إن كان سيحزم" "جزئه من الاتّفاق |
anlaşmanın kendi payıma düşen kısmını yaptım ve artık işim bitti. | Open Subtitles | أتممتُ جزئي من الاتّفاق و الآن انتهيت |
Ben de öyle düşündüm. Bu yüzden belediye başkanı ile bir anlaşmaya vardık. | Open Subtitles | هذا ما حسبته، ولهذا أبرمت ذلك الاتّفاق مع العمدة. |
Anlaşmamız şöyle olacak: | Open Subtitles | "إليك الاتّفاق الذي نعرضه هنا" |
Şu Anlaşmayı yapmaya hazırım. Kurdelelerimi geri istiyorum. | Open Subtitles | أنا مستعدّة لإبرام ذلك الاتّفاق أريد استعادة شرائطي |
En başta G.E. yerine mahkeme emrini alsaydın bu grev hiç olmazdı. | Open Subtitles | هذا الاتّفاق ما كان ليحدث في المقام الأوّل إن كنتُ حصلت على الإنذار القضائيّ بدلًا من الأمر التّقييديّ المؤقّت. |