Koşan, kürek çeken ve ağırlık kaldıran güzel insanların resimleri. -Hoş, değil mi? | Open Subtitles | صور أشخاص لطاف يجرون ويجدفون ويرفعون الاثقال |
MacDonald göğsüne ağırlık bağlayıp gemiden atlayarak kıyıya kadar okyanus dibinden yürümeye kalktı. | Open Subtitles | ماكدونالد وضع الاثقال ثم قفز من السفينة ومشى حتى يصل الى اليابسة |
Biliyorsun, spor salonuna gelmenin amacı çalışmak, ağırlık kaldırmaktır. | Open Subtitles | اجعل جسمك يعتاد على فكرة المجئ الى الجمانزيوم لرفع الاثقال |
Ne zaman cesaretimi toplayıp, sana çıkma teklif etsem, ya spor salonunda ağırlık kaldırırken ya da protein seminerinde bulduk kendimizi. | Open Subtitles | كل مرة استجمع الشجاعة لاسألك للخروج ننتهي برفع الاثقال في الصالة او في ندوة بروتين |
Burada fitness salonu, ağırlık odası, havuz var... | Open Subtitles | هنا لديك مركز اللياقة ، غرفة الاثقال المسبح |
Kardeşin ağırlık çalışıyor olsaydı ağırlıklar kafatasını parçalamış olurdu. | Open Subtitles | لو كان اخوك يستخدمها فأن تلك الاثقال ستسحق جمجمته |
Bu sabah ağırlık çalışırken incittim. | Open Subtitles | -لقد تأذى ظهري صباح اليوم من رفع الاثقال -عن ماذا تتحدث؟ |
Bir saat ağırlık çalışacaksın. | Open Subtitles | أن تتمرن على الاثقال لمدة ساعة |
Kimse ağırlık kaldırma programıma saygı duymayacak mı? | Open Subtitles | هل تعلم ان عندي جدول لرفع الاثقال |
Salonda ağırlık kaldırıyordum. | Open Subtitles | .كنت في الصالة الرياضية لرفع الاثقال |
Yok. Bugün biraz ağırlık çalışacağım. | Open Subtitles | لا , اليوم سأقوم برفع الاثقال |
Sovyet ağırlık kaldırma takımı için mi? | Open Subtitles | فريق رفع الاثقال السوفيتي |
Güne ağırlık kaldırarak başlıyor. | TED | تبدأ يومها برفع الاثقال . |
Bu kadar ağırlık kaldırmak yeterli. | Open Subtitles | ... هذا يكفي لرفع الاثقال. |