Lucia, tatil sırasında sık sık görüşelim. | Open Subtitles | لوشيا، يجب ان نرى بعض اكثر خلال الاجازة سيدتي ايمكنك؟ |
Kararınızı bugün söylemeniz gerek, tatil sonrası değil. | Open Subtitles | عليكَ أن تُعلمنى النتيجة الأن وليس فى نهاية الاجازة |
tatil trafiğine yakalanmak istemem | Open Subtitles | 30 . لا أريد ان ابقى فى ازدحام الاجازة هذا |
Iris, Finney'lerin asıl pisliği tatile çıkan finans müdürleri değil, inan bana. | Open Subtitles | اريس , ليس عن الاجازة انه ليس عن قذارة فيني , صدقيني |
Tatilden döndüğüm zaman gelecek Hafta devam ederiz. | Open Subtitles | وسنكمل الاسبوع القادم عند عودتي من الاجازة |
Bir dahaki tatilde otelde tek bir oda tutacağız, | Open Subtitles | في الاجازة القادمة سنذهب الى إيلات و نحجز غرفة في فندق |
Bu Hafta sonu güvenlik görevlisiyle kavga etmesen iyi edersin Suarez. | Open Subtitles | و ثقي بي لا تريدين العبث مع حراس الاجازة الاسبوعية |
Bana haftasonu cezası verebilirler. Yine de ayakkabılarını cilalamayacağım! | Open Subtitles | بإمكانهم أن يحتجزوني في الاجازة الأسبوعية، لكني مازلتُ مُصراً على عدم القيام بتلميع أحذيتهم |
Şu arkasına yaslanmış "Tatildeki Tenzin"i görmeye sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | انا جد تواقة لرؤية "تانزين الاجازة" الهادئ |
tatil trafiğine yakalanmak istemem. | Open Subtitles | 30 . لا أريد ان ابقى فى ازدحام الاجازة هذا |
Evet, buraya tatil için gelmeliyim. | Open Subtitles | نعم يجب علي الحضور الى هنا من اجل الاجازة |
Geçen sene tatil partisinde yediğin 2 ayrı doktor tarafından teşhisi konulan korkunç besin zehirlenmesi geçirdiğin zamanki kalamar. | Open Subtitles | ذلك الذي اكلته في حفلة الاجازة العام الماضي عندما اصبت بذلك التسمم الغذائي القوي |
Benim için mükemmel tatil demek Zabar'dan Danimarka peyniri alıp Sunday'ın sayfalarını kıvırmaktan oluşuyor. | Open Subtitles | هذا صحيح بالنسبة لي، الاجازة المثالية هي تناول الجبن الدنماركي مع صحيفة صنداي تايمز |
Yeni kontratımızdan çıkarılacak tek bir şey varsa o da tatil ödemeleri artık sınırlı... | Open Subtitles | ان كان هناك شيئا وحيدا علينا ابعاده من العقد الجديد هو الاجازة مدفوعة الاجر لقد توج الان |
tatil boyunca duygularımızı gizledik. | Open Subtitles | ولذلك اخفينا مشاعرنا طوال الاجازة |
Açıkçası eşinizi tatile niye getirdiniz çözemiyorum zaten, Gold. | Open Subtitles | لا أفهم حقاً لم أحضرت زوجتك لهذة الاجازة على أي حال |
Puerto Rico'ya 2 kez tatile gittin. | Open Subtitles | لقد كنتِ في بورتريكو مرتين فقط، في الاجازة |
O Hafta tatile çıkabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا ان نستمر في قضاء الاجازة ذلك الاسبوع ؟ |
Evet, yapamayacağını biliyordum o yüzden belki boyamaya ben başlarım çünkü Tatilden önce bitmesini istiyorum. | Open Subtitles | حسناَ, نعم, عرفت ان ستفعل ذالك ربما سأبدأ انا بالدهان لاني اريد أن انتهي منه قبل الاجازة |
Tatilden sonra veznede bir kaç sat çalışmana izin verebiliriz. | Open Subtitles | بعد الاجازة سنخصص لك وقت منظم خلف الشباك |
tatilde, arkadaşları Martinlerde kalıyor. | Open Subtitles | لقد كانت عند أصدقائها بيت مارتن في الاجازة |
Bu arada bunun haftasonu sende kalabileceğini söyledi. | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء، قال أنه يمكنك أن تقضي الاجازة بأكملها مع هذه. |
Sırf "Tatildeki Tenzin"i görmek için peşine takılmalıyım belki de. | Open Subtitles | "ربما سأرافقكم حتى أرى "تانزن الاجازة |