ويكيبيديا

    "الاحذيه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ayakkabı
        
    • ayakkabılar
        
    • ayakkabıları
        
    • çizme
        
    • botlara
        
    • Ayakkabılarla
        
    Glasnost herkese şikayet etme hakkı veriyor ama yeterli ayakkabı da üretmiyor. Open Subtitles الجلاسنوست اعطت الجميع الحق فى التذمر و القاء التهم لكنها لم تصنع المزيد من الاحذيه
    Sonra şu sahne vardı. Kurtuluş Ordusu tarafından bir çift yeni ayakkabı verilmiş küçük kirli bir çocuk. Open Subtitles ترى ذالك الطفل الرث عندما تم اعطاؤه زوج جديد من الاحذيه
    Şimdi ayakkabılar Savannah'da! Hatta tüm güneyde! Open Subtitles انا اسمع ان لديهم فرع لبيع الاحذيه فى السافانا ، الجنوب بأكمله لهم
    Bürodaki her kadın erkeksi ayakkabılar giymek zorunda mı? Open Subtitles هل على جميع النساء العاملين هنا ان يرتدوا تلك الاحذيه الرجاليه؟
    Bana bu ayakkabıları piyangoda kazandığını söylemiştin. Open Subtitles لقد اخبرتني انك ربحت هذه الاحذيه من اليانصيب
    simdiye kadar bu köpekler, derilerinden çizme yapmak için kullanilmisti. Open Subtitles حتى هذه اللحظه كانت جلودها تستخدم لصنع الاحذيه
    Neyse, yukarı ve aşağı koşabilmem için bugün botlara ihtiyacım var Open Subtitles بأي حال , احتاج الاحذيه اليوم كي استطيع الركض
    Ayakkabılarla duşa girmen ne kadar mantıklıysa, bu da o kadar mantıklı. Bunu neden yaptığını bile bilmiyorsun, değil mi? Open Subtitles كل هذا غير منطقي مثل تلميع الاحذيه انت لا تعرف حتى لماذا ذلك
    ayakkabı kiralayabilir miyim sence? Open Subtitles هل تعتقد حقاً انه يمكن ان نستأجر الاحذيه هنا
    Bir ara sana fermuarlı bir ayakkabı almalıyız. Open Subtitles في احدي الايام سيتوجب علينا ان نشتري لك احدي الاحذيه الزلقه
    Ona 'T' ile vur salak, yada ayakkabı dolabına geri dön. Open Subtitles احتسب عليه خطأ ايها الاحمق او عد الى خزانه الاحذيه
    Greg bir keresinde ayakkabı bağcığı tadı yarışmasında yeteneğini konuşturmuştu. Open Subtitles اتى مره جريج لختبار طعم الاحذيه الرياضيه.
    Orası, buranın yanında ayakkabı kutusu gibi kalıyor, ayrıca da Zelda'nın üçüncü en sevdiği parka, yani Gramercy'ye bakıyor. Open Subtitles هذه المره تجعل تلك النظره الواحده مثل علبة الاحذيه السخيفه, ومكافأة, يطل على زيلدا الحديقه المفضله الثالثه بالعالم, غرامسي.
    Yani Benji, Frank'e 70 bin dolarlık ayakkabı çaldığını gösteren kaydı sunduğunda DVD'nin içi boştu bu arada, bu tamamen normal miydi? Open Subtitles اذاً عندما استجوب بينجي, فرانك مع شريط فيديو بتسجيله وهو يسرق الاحذيه بقيمة سبعون الف
    Bürodaki her kadın erkeksi ayakkabılar giymek zorunda mı? Open Subtitles هل على جميع النساء العاملين هنا ان يرتدوا تلك الاحذيه الرجاليه؟
    Her yere yürürüm ve hoş kızların, hoş ayakkabılar giydiklerini unutmuştum. Open Subtitles انني امشي بكل مكان وانسي أن الفتيات الجميلات يحبن لبس الاحذيه الجميلة
    Üzgünüm, ayakkabılar satılık değil. Orada olmamaları lazım, aslında. Open Subtitles اسف الاحذيه ليست للبيع من المفترض الا تكون هناك
    Haberler iyi, elbiseyle beraber giden ayakkabıları da buldum. Open Subtitles اوه , خبر جيد لقد وجدت الاحذيه الذي تناسب معه
    Biliyor musun sanırım bu ayakkabıları tutacağım. Open Subtitles .. أتعلم أظنيّ سأحتفظ بهذه الاحذيه
    Aslında ben, en iyi kız arkadaşım için tamamen özel bir çizme arıyordum. Open Subtitles وانا في السوق فعلياً من اجل ان ابتاع زوج من الاحذيه مميز جداً وخاص لصديقتي الحميمة
    Tanrım, o botlara bayılırım. Open Subtitles يا الهي انا احب هذه الاحذيه
    Ayakkabılarla duşa girmen ne kadar mantıklıysa, bu da o kadar mantıklı. Bunu neden yaptığını bile bilmiyorsun, değil mi? Open Subtitles كل هذا غير منطقي مثل تلميع الاحذيه انت لا تعرف حتى لماذا ذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد