| Rahibe Mary Kevin, okulda, ben ikinci sınıftayken bunu anlatıp duruyordu. | TED | الاخت ماري كيفن قد المحت بمواربة عن ذلك في الصف الثاني في المدرسة. |
| Aslında, Rahibe haklı. Biraz kilise terbiyesine ihtiyacınız var. | Open Subtitles | الاخت كانت محقه ، انتم يا اولاد تستطيعون استخدام مباركه صغيرة |
| kardeş Ledeyard zannedersem boruyu bir daha öttüreceksin. | Open Subtitles | ايتها الاخت ليدارد ارجو ان تنفخي في البوق |
| kardeş, onları kutsayacaksan, havayla kutsa. | Open Subtitles | ايتها الاخت, ان اردت ان تباركيهم فأفعلي ذلك بدون ماء |
| O hiç sahip olmadığım kız kardeşim gibi. | Open Subtitles | انها متل الاخت الصغيرة التي لم احصل عليها |
| Rahibe Veronika da asla senin kadar hızlı olamayacağımı söylemişti. | Open Subtitles | الاخت فيرونكا قالت أنى لن أصبح أبداً سريعة مثلكٍ |
| Rahibe benim çocukluğumdan beri göçmenleri ve kaçakları gözler. | Open Subtitles | الاخت ترعى المهاجرين والمهاجرين الغير شرعيين منذ صغري. |
| Bu sabah Rahibe Catherina'yla bahçede ve sonra Rahibe Melissabeta'la ambarda buluştuğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم ان هذا الصباح قابلت الاخت كاثرينا فى حقول الفاكهة وبعد ذلك الاخت مليسابيتا فى البستان |
| Rahibe Rosita'nın geçen ay bovlingte 260 sayı yaptığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | أردت أن أقول له أن الاخت روزيتا إنها حصلت على 260 البولينغ في رالشهر الماضي |
| Neyse. Rahibe Rosita geçen ay 260 puan yaptı. | Open Subtitles | لذا ، على أي حال ، الاخت روزيتا 260 وصلت الشهر الماضي |
| Şu Rahibe Bernadette, etkileyici bir kadınmış. | Open Subtitles | الاخت برناديت يالها من شخصية مثيرة للاعجاب |
| kardeş Sara, beni kurtarıp, yolculuğuma eşlik etti. | Open Subtitles | كلا ، الاخت سارة وفرت علي جزءا كبيرا من الرحلة. |
| Bu sefer hangimizin daha iyi bir kardeş olduğuna karar verebiliriz. | Open Subtitles | وحان الوقت لمعرفة من منا الاخت الافضل للمرة الاخيرة |
| Küçük kardeş, sana önceden bir maske vermiştim. | Open Subtitles | ايها الاخت الصغري لقد رأيت عيناكي من قبل |
| kardeş kabilemizi ayağa kaldırmalıyız. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لنساهم بأعادة بناء القبيلة الاخت |
| Ve işte güzel, küçük kardeş Tammy! Kaçıncı kokteylini içiyorsun, bir, iki, üç? | Open Subtitles | ونحن مع الاخت الرائعه تامي هل تستطيعين العد؟ |
| Hiç olmayan kız kardeşim gibi görüyorum onu. | Open Subtitles | إنها تبدو كـ الاخت الصغيرة والجميلة التي لم أحضى بها |
| Beni böyle görmemekle böyle kız kardeşim. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة التي لن تشعري بقدومي ، ايتها الاخت |
| Değil mi, küçük kardeşim? | Open Subtitles | اليس كذلك, ايتها الاخت الصغيرة? |
| Bu sabah hepimiz karakoldayken, kız kardeşi buradaydı. | Open Subtitles | بينما كنا هذا الصباح بقسم الشرطة الاخت كانت هنا |
| Sanırım Abla tripleri, "Frank her zaman geç kalır". Rahatla. | Open Subtitles | اعتقد انها تبدو أنني الاخت الكبيرة فرانك يتأخر دائما |
| Bu kadar muhteşem "muhteşem kardeşin" olduğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | تحدثي عن كل شيء لا يوجد مشكلة انت محظوظ لانه لديك هذه الاخت الرائعة |