Dolaysıyla rnerk olarak yüksek Performans piller için lityum gibi maddeleri elde etmek mümkün olabilir. | TED | انه من الممكن استخراج عناصر هامة جداً مثل الليثيوم للبطاريات عالية الاداء .. |
Çoğumuzun sıkı çalışmaya rağmen yol alamamasının nedeni, vaktimizin neredeyse tamamını Performans alanında geçiriyor olmamızdır. | TED | السبب الكامن خلف عدم تطور أداء معظمنا، ,بالرغم من قيامنا باقصى ما في وسعنا، أننا نميل لتكريس معظم الوقت في الاداء. |
Örneğin, araştırmalara göre bir mesleğin ikinci yılından sonra genelde Performans durağanlaşıyor. | TED | مثلا هناك بحث أثبت أن بعد السنوات الأولى من العمل بمهنة ما فإن الاداء يثبت عند حد معين. |
Solo için elemelere girmeyeyim istiyorsun. Hayır, hayır. | Open Subtitles | اذن لاتريدني ان اشارك بترجبه الاداء للسولو |
Size ve Majestelerine gösteri yapma fırsatı da kariyerimin zirvesi oldu. | Open Subtitles | و فرصة الاداء امامك و امام سموها هي زروة ما اتمني من مهنتي. |
Koç Rimsky, performansı geliştirmek için bu ne yapıyor? | Open Subtitles | الكابتن ريسكى يفعل ذالك من اجل رفع وتحسين مستوى الاداء ؟ حسنا أناسوفأجيب. |
Performans alanının değersiz olduğunu söylemiyorum. | TED | لا اعني بذلك ان منطقة الاداء ليست ذات قيمة. |
Performans alanında olmak, işleri yapabileceğimiz en iyi şekilde yapmamızı sağlar. | TED | أن نكون في منطقة الاداء يعني أن نتمكن من إنجاز الأشياء بأفضل ما لدينا. |
Bunları Performans ve fiyat bakımından burada tanımladık. | TED | لقد قمنا بالتوضيح هنا علاقه الاداء بسعر المنتج |
Eğer bir Performans mükemmel ise aktörün gerçek mi sahte mi olduğunun bir önemi olmadığını gören biri. | Open Subtitles | شخص يستطيع ان يري انة اذا ما كان الاداء صادق فانه لا يهم اذا ما كان الممثل حقيقي ام لا |
Benden Performans değerlendirmesi yapmamı istemen çok anlamsız. | Open Subtitles | حسناً, انظري. سؤالى لعمل تقييم الاداء عمل سخيف. |
Patronum herkesin aylık Performans notlarını yayınladı. | Open Subtitles | رئيسي وضع تقيم للجميع أرقام الاداء لهذا الشهر |
Yaşamlarımızın diğer kısımlarında sıkı çalışmaya rağmen daha çok önem verdiğimiz şeylerde gelişmememizin nedeni daima Performans alanında olmamız olabilir mi? | TED | في أشياء أخرى من حياتنا، ربما تلك التي نهتم كثيرا بشأنها، نعمل بجد دون أن نتحسن كثيراً وذلك فقط لأننا دائما نركزعلى الاداء فحسب. |
Eğer pistteki otomobilleri sürdüyseniz -- dün müydü? -- o yüksek Performans arabaların etrafında dönen romantizmi bilirsiniz. | TED | ايا منكم يركب السيارات-- هل كان ذلك بالامس؟-- في الطريق , تتعرف على الشاعرية التي تحيط بتلك السيارات عالية الاداء |
Bizimle birlikte, muhtemelen bin kişi elemelere katılacak. | Open Subtitles | بالأضافة لنا، هناك الآف الاشخاص الذين سيؤدون تجربة الاداء |
elemelere yalnız mı gitmemi istiyorsun? | Open Subtitles | إذا أنا.. هل تريدين مني أن ادخل لتجربة الاداء لوحدي؟ |
elemelere katılabileceğim. | Open Subtitles | استطيع الذهاب لتجربة الاداء الأخيرة |
- Bunu konuşmuştuk, gösteri yoktu hani? - Nedenmiş o? | Open Subtitles | لقد تحدثنا بشأن هذا ولايمكنك الاداء هذا اليوم ولمَ ذلك ؟ |
Tekniker ücreti, gösteri ücreti, sanatçı ücreti şarkı yazarı ücreti nedir biliyor musun? | Open Subtitles | انتم تعرفون الفرق بين الحقوق الميكانيكية و حقوق الاداء |
Bugünkü performansı iyi olursa onu çalışmaya sokacağımı söyledim. | Open Subtitles | أخبرته بأني سأحضره الى الورشة بناء على الاداء الذي يقدمه اليوم |
Başlamadan önce şunu söylemek isterim, bu performansı dört gözle bekliyordum diğerlerinden daha fazla... çünkü sizinle burada olmak beni canlı hissettiriyor. | Open Subtitles | قبل ان نبدا اردت القول كنت اسعى لهذا الاداء اكثر من اي شخص اخر لان كوني هنا معكم اشعر باني على قيد الحياة |
Müdür yardımcısı olarak, hapisanenin gün be gün işleyişinden sorumlusunuz değil mi? | Open Subtitles | كمساعد السجان ، كنت مسؤولاً عن الاداء اليومى |