muhtemelen, izlenmediğinden emin olmak için onu bir saat kadar çevrede dolaştıracak. | Open Subtitles | على الارجح انه سيجعلها تقود لساعة حتى يضمن ان لا احد يتعقبها و من ثم يتم تسليم الفدية |
Bryce muhtemelen dünyanın yarısını katetmiştir. | Open Subtitles | برايس على الارجح انه في منتصف الطريق حول العالم الان |
Ki bu da muhtemelen bizim için kötü, çünkü zor bulunması amaçlanmıştır. | Open Subtitles | و هو ، كما تعرف ، شئ سئ بالنسبة لنا لأنه يعني على الارجح انه من الصعب العثور عليه |
muhtemelen 1-2 haftada iyileşir. | Open Subtitles | من الارجح انه سيتعالج لوحده خلال اسبوع او اثنين |
Dün gece muhtemelen bir şeyler yapmıştır. En azından biri yaptı. | Open Subtitles | على الارجح انه وصل ليله امس على الاقل واحد فعلها |
muhtemelen iyi anlaşıyorlardır. | Open Subtitles | علي الارجح انه الاعتراف بان العقول بينهم متشابهه. |
muhtemelen sürekli annenle sevişiyordur. | Open Subtitles | اجل, على الارجح انه يمارس الجنس مع والدتك طوال الوقت |
O da El-Kaide'dendir muhtemelen, ya da en azından Taliban. | Open Subtitles | على الارجح انه من تنظيم القاعدة ايضاً او على الاقل طالبان |
Bu sadece bir muhtemelen stres kaynaklı aritmi . | Open Subtitles | على الارجح انه التوتر الذى سبب لك عدم انتظام فى ضربات القلب |
muhtemelen sudan havalanmıştır. | Open Subtitles | نعم , على الارجح انه يحلق قريبا من الماء |
muhtemelen o gördüğümüz ATV'deki adamdır. | Open Subtitles | على الارجح انه الرجل من آي تي في الذي رأيناه |
Yapma, muhtemelen önlem içindir. | Open Subtitles | لا عليك ، على الارجح انه اجراء وقائي |
muhtemelen kıçına sokmuştur. | Open Subtitles | على الارجح انه اقحمها في مؤخرته .. |
Kocamandı! Kuştur muhtemelen, tamam mı? | Open Subtitles | علي الارجح انه مجرد طائر, حسنا؟ |
muhtemelen kendi silâhıyla öldürülmüş. Üstüne kayıtlı bir 45 kalibre ile. | Open Subtitles | علي الارجح انه قتل . بطلق عيار 45 خاص |
- Şimdi, muhtemelen otopsi yapılacak. | Open Subtitles | على الارجح انه سيكون هنالك تشريح للجثه |
Ama muhtemelen eşcinsel değildir. | Open Subtitles | لكن .. اه .. على الارجح انه ليس شاذ |
muhtemelen binlerce ateş açılma vakasına tanık olmuştur. | Open Subtitles | على الارجح انه شاهد الالاف من الافلام |
muhtemelen vermem de imkansızdı zaten. | Open Subtitles | وعلي الارجح انه ما كان باستطاعتي ذلك |
Yanlarında biri vardı, muhtemelen babaları. | Open Subtitles | مع شخص ما، على الارجح انه والدهم |