Ancak, umut için kâfi bir sebep var. | TED | على الرغم من هذا كله، هنالك من الاسباب ما يكفي للتفاؤل و الأمل. |
Dinle beni dostum, işte seni içeri almamam için bazı sebepler... | Open Subtitles | اسمعني ياصديقي هنا العديد الكثير من الاسباب لن اسمح لك الدخول |
Ama sebeplerden biri değişimi simgelemesi. Daha önceden sonrakine doğru değişimi. | TED | أحد هذه الاسباب أنه يشير الى التغير ما قبل الزواج وبعده |
Haber vermeden çkmanzn nedeni ona biraz sinirlenmis olmanz myd? | Open Subtitles | هل كان غضبك احد الاسباب قي انك ذهبت دون علمه |
Babanız bunu ne sebepten yaptı bilmiyorum ama yanlışını düzeltmemiş. | Open Subtitles | ووالدك بغض النظر عن الاسباب لم يوافق على التعامل هذا |
Ve ben bunun neden böyle olduğuyla ilgili sebepleri düşündüğümü hatırlıyorum. | TED | و اتذكر هذا جعلني افكر بكل الاسباب لماذا كانت تلك هي الحالة |
nedenlerden biri aslında yanılmış olma duygusuyla alakalı. | TED | ان احد اهم الاسباب .. هو الشعور الناتج عن كوننا مخطئين |
Bu kadar önemli olmasının nedenlerinden birisi budur, yani sınavlara bilgisayarlı sistemi sokmak çok önemlidir. | TED | واحد الاسباب ان هذا الامر مهم جدا .. اقصد استخدام الحواسيب في الامتحانات |
Ve bu, hayatın esnek ve güçlü olmasının önemli sebeplerinden bir tanesi -- ölçeklenebilirlik. | TED | وهذا واحد من الاسباب الرئيسية التي تجعل الحياة مرنة وقوية بتدرج |
Çünkü yakın olduğumu bilirler. Bu benden korkmaları için daha büyük bir sebep. | Open Subtitles | لانني قريب و يجب ان اختلق الاسباب التي تجعلهم يخافوا مني |
Her zaman bir sebep buluyorsun! Neden, senin hiç hatan yok mu? | Open Subtitles | دائما بعض الاسباب لماذا انها ليست اخطائك |
Nehrinizin kızıla dönme nedeni için size 100 tane sebep sayabilirim. | Open Subtitles | سمعت الكثير من الكلام في الايام الماضية استطيع اعطائك مئات الاسباب لتحول نهركم للون الاحمر |
Telgrafın sebebi buydu, böylece tüm bu sebepler olmayacaktı, ki benim çılgınlığımın telafisi olanaksızdı. | Open Subtitles | ذلك سبب ارسالي للبرقية لتختفي هذه الاسباب حتى يكون جنوني قابل للعلاج |
Bizden nefret etmeleri için grilere sebepler vermeyi bırakmalıyız. Hey, siz, dağılın. | Open Subtitles | توقف على اعطاهم الاسباب الكئيبه من اجل اكراهنا |
Bazı sebeplerden dolayı, benden çok fazla hoşlanmadığınız izlenimi alıyorum. | Open Subtitles | لبعض الاسباب , أعتقد أنك لا تحبنى كثيراً |
Yapmaman gereken sebeplerden dolayı bu işte iyisin. | Open Subtitles | انت جيد فيه لكل الاسباب التي لاينبغي عليك فعلها |
Muhtemelen herkesin Gu Jun Pyo'dan intikam almak için üç dört nedeni vardır. | Open Subtitles | الجميع هنا لابد ان يكون لديه بعض الاسباب لينتقم من جوو جون بيو |
Garip bir sebepten, savaşla duruşmayı seçiyorlar. | Open Subtitles | لبعض الاسباب الغريبة فقد أختاروا محاكمتي بالقتال |
Ve bundan sonra, annem bunun kader veya lanet olduğuna inandı, -- evrendeki heryerde bütün sebepleri araştırmaya koyularak bunun neden olduğunu anlamaya çalıştı. | TED | وبعد ذلك كانت امي تعتقد ان هذا قدر او لعنات بدأت بالبحث في كل الاسباب بالكون لماذ حدث هذا. |
Ortada birçok neden var, ve bütün bu nedenlerden dolayı, zaman geldi ve bu yüzden konuşmalıyız. | TED | اذا هناك اسباب عديده, ولكل تلك الاسباب, هذا هو الوقت والسبب لكي نتحدث |
Bence doğum kontrolü konusunda bu kadar sorun yaşamamızın nedenlerinden biri de bu. | TED | اعتقد ان هذا واحد من الاسباب التي تجعلنا نضع نفسنا في مشكله كبيرة مع هذا العدد من وسائل منع الحمل |
İşte bu, şu dev makinayı inşaa etmemizin esas sebeplerinden biri. | TED | و هذا واحد من الاسباب الاولية التى جعلتنا نبنى تلك الألة العملاقة. |
Ve çok sayıda nedenden dolayı bu çöküş yaşanacak -- Malthusvari yaklaşımlar gibi, kaynakların tükenmesi. | TED | ومحتوم عليه بالانهيار لعدة أسباب شيء من الاسباب التي تتعلق بالمالتوس ,حيث تكون الموارد قد نفذت |
Bu denli başarılı olmamızın 3 anahtar sebebi var. | TED | إن الاسباب التي تقف وراء نجاحنا هي ثلاث: |
Şey, bu işin bir parçası. Ama nedense, Simone'a ihanet edemiyorum. Bunu yapamam. | Open Subtitles | لبعض الاسباب انا لا استطيع ان اخون سيمون |
Beni kaçırmaları için daha geçerli nedenleri vardı. Neticede biblonun yerini bir tek ben biliyorum. | Open Subtitles | هنالك العديد من الاسباب ليختطفوننى فقط انا التى تعرف اين خبئ التمثال |
Çeşitli sebeplerle, onların farklı yaşam biçimlerine adapte olmalarına yol açıyoruz. | TED | كنا نعطيهم كل أنواع الاسباب للتكيّف بطرق جديدة. |
Eğer davranışın esas nedenlerini anlayabilirsek çözümler üretmeye başlayabiliriz. Bütün söyleyeceklerim bu kadar. | TED | إذا فهمنا الاسباب الجذرية للسلوك واين تتجلي واين لا. يمكننا البدء بتصميم حلول له. |