| Ülkenin başbakanı Erna Solberg kızların eğitimi için çift yatırım sözü mesajını verdi. | TED | ووصلت الرسالة إلى رئيسة الوزراء إيرنا سولبرج. وتعهدت بمضاعفة الاستثمارات في تعليم الفتيات. |
| Bu da bizi şu çelişkiye getiriyor: hastalık sadece fakir ülkelerde olduğu için, hastalığa yeteri kadar yatırım yapılmıyor. | TED | وهذا يقودنا إلى المفارقة التالية وهي أن انحصار المرض في البلدان الفقيرة سبّب عدم حصوله على الكثير من الاستثمارات |
| Kendileriyle birlikte biraz yatırım bile getirebilirler. | TED | يستطيعين ايضا جلب بعض الاستثمارات معهم. |
| Bu fiyatlar büyük oranda büyük, ışıltılı hastane binalarına yatırımlar yüzünden yükseliyor. | TED | وجزء كبيرا من هذه النفقات تقودها الاستثمارات في مباني المستشفيات الكبيرة اللامعة. |
| Bu yatırımlar, sadece salgın için hazır olmanın ötesinde bize dikkate değer faydalar sunacaktır. | TED | ستوفر هذه الاستثمارات فوائد كبيرة أبعد من مجرد كونها مستعدة لمجابهة الوباء. |
| Tarihsel olarak Çin, yurt dışında alt yapı yatırımları yaptığında her zaman temiz olmadılar. | TED | وتاريخيًا، عندما رأينا الصين تنفذ مثل هذه الاستثمارات في البنية التحتية بالخارج، لم تكن دائمًا نظيفة. |
| Sadece bazı ülkeler serbestleştirme... ...veya düzenleme olmaksızın ... ...cazip yatırımların ve ticari teşvikin... ...en iyi yol olduğuna inanıyorlar. | TED | بعضهم عبارة عن بلدان تؤمن بأن إزالة التشريع أو عدم وجود التشريعات هو أفضل طريقة لجلب الاستثمارات و الترويج للتجارة |
| Aynı zamanda ABD'nin 20. yüzyılda yaptığı en iyi yatırımlardan biri olduğu ortaya çıktı. | TED | اتضح أيضاً أنه من أفضل الاستثمارات التي قامت بها الولايات المتحدة في القرن 20. |
| Bu güce dayanarak yatırım yapıp manyok kökünden nişasta gibi değerli ürünler ihraç etmeye başladılar. | TED | بناءً على هذه القوة، جذبوا الاستثمارات وبدؤوا في المعالجة، قدرتهم على تصدير منتجات ذات قيمة عالية مثل النشا من كسافا |
| Dünyanın önde gelen yatırım bankaları ikinci el satış verilerini perakende ayakkabı sektörü analizinde kullanıyor. | TED | و البنوك ذات الاستثمارات الكبرى في العالم تستعمل الآن بيانات اعادة البيع لتحليل بيع المفرق لصناعة الأحذية. |
| Dünyanın, sınırların ötesinde yoğun ilişkilere sahip bölgelerine bakarsak, daha çok ticaret, daha çok yatırım ve daha çok istikrar görürüz. | TED | وإذا نظرنا إلى مناطق العالم التي لديها علاقات كثيفة عبر الحدود، نرى المزيد من التجارة، المزيد من الاستثمارات والمزيد من الاستقرار. |
| Çünkü planlama açısından ekonomik bozulma çevresel bozulmaya sebebiyet veriyor, bu da toplumsal bozulmaya neden oluyor. 1960'lı yıllarda başlayan bu yatırım azalması | TED | لأنه من وجهة نظر تخطيطية، فإن التدهور الاقتصادي يولد التدهور البيئي، والذي بدوره يولد التدهور الاجتماعي فتصفية الاستثمارات التي بدأت في عام 1960 |
| Birkaç yatırım için benden tavsiye istedi. | Open Subtitles | كانت تريد أن تطلب مشورتي بشأن بعض الاستثمارات |
| Bayan Allen birkaç yatırım için tavsiyenizi istedi,değil mi? | Open Subtitles | قلت لنا أن السيدة الين طلبت مشورتك ببعض الاستثمارات , اليس كذلك ؟ |
| Yani, Çin ve Hindistan'ın gerçekten ihtiyacı olan şey sağlığa, eğitime alt yapıya ve elektriğe yapılacak yeni sosyal yatırımlar. | TED | لذلك ، الاستثمارات الاجتماعية في مجالات الصحة والتعليم والبنية التحتية ، و الكهرباء هو ما تحتاجه الهند و الصين. |
| Tasarruf ve akıllıca yatırımlar sayesinde! Tabii ki yağ ile! | Open Subtitles | من خلال المخدرات و الاستثمارات الحكومية بالطبع بواسطة الدهون |
| Mussolini'ye herkes hayrandı iş dünyası onu sevdi yatırımlar patladı. | Open Subtitles | الأعمال أحبته وأطلق الاستثمارات. بالمناسبة عندما جاء هتلر |
| O gerçekten çok akıllıca yatırımlar yaptı. | Open Subtitles | لقد قام ببعض الاستثمارات الجيدة التي تربح جيداً |
| Çocuğa karşı şiddet, çocuklara yapılan diğer tüm yatırımları, sağlıklarını ve eğitimlerini de olumsuz etkiliyor. | TED | العنف ضد الأطفال يقوّض جميع الاستثمارات الأخرى فيهم: في صحتهم، في تعليمهم |
| Eğitim yatırımları, yeni fikir kaynaklarının artışını sağlamaktadır. | TED | الاستثمارات في التعليم تزيد المعروض من الأفكار الجديدة |
| Bugün yabancı yatırımların likidasyonu sonucu menkul kıymetler borsası dibe vurdu. | Open Subtitles | اليوم في سوق الأسهم بلغت أدنى مستوى جديد بسبب لتصفية الاستثمارات |
| Alternatif yatırımlardan sorumlu başkan yardımcısıydım. | Open Subtitles | انا كنت نائب الرئيس المكلفة فى الاستثمارات البديلة |
| Nereye gittiğimizi bilmemiz için bu yatırımlara son derece ihtiyacımız var. | TED | نحن في أمسّ الحاجة لتلك الاستثمارات حتى نعلم وجهتنا. |
| On yıldan fazla bir süredir ekonomik anlamda Afrika ülkeleri çoüunluğu Asya kaynaklı yatırımlarla büyüyor. | TED | اقتصاديًا، تنمو الدول الأفريقيية منذ أكثر من عقد الآن، مدفوعة إلى حدٍ كبير من قبل الاستثمارات الآسيوية. |