ويكيبيديا

    "الاستهلاكية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tüketici
        
    • tüketim
        
    • tüketime
        
    Çünkü bu laboratuvar tüketici ürünlerini hayvanlar üzerinde acımasızca test ediyor. Open Subtitles لان هذا المختبر ، يختبر المنتجات الاستهلاكية على الحيوانات قبل بيعها
    Bence bunu tüketici yaşam tarzı olarak değerlendirebilirsiniz. TED اعتقد انك يمكن أن يطلق عليه نمط الحياة الاستهلاكية.
    Biliyorum. Ne yazık ki benim gücüm ancak işe yaramaz tüketici ürünlerine yetiyor. Open Subtitles لسوء الحظ فقواي لا تنفع إلا في المتنجات الاستهلاكية
    Kahve ve çikolata gibi sevdiğimiz tüketim mallarını üreten şirketler ne olacak? TED الآن، ماذا عن شركات البضائع الاستهلاكية التي تصنع منتوجات نحبها كالقهوة والشوكولاته؟
    Rostow bizi kitlesel tüketim akımının gün batımında uçup durmaya mahkum etti. Rostow bunun farkındaydı. TED روستو تركنا نحلق إلى غروب شمس النزعة الاستهلاكية الجماعية، وهو عرفها.
    1,3 milyar kişi tarafından alınan toplu kararlar sağlık ve eğitimden, menkul ve tüketim ürünlerine kadar ekonomide her alanda dalgalanmalara yol açtı. TED قراراً جماعياً قرره 1.3 بليون شخص تسببت في التقلبات الاقتصادية والطلب على كل شيء، من الرعاية الصحية والتعليم الى الاصول و السلع الاستهلاكية.
    Ayrıca ben bunun reklamcılıktan çok tüketime karşı bir eleştiri olduğunu düşündüm. Open Subtitles ولا أعتقد أنّه كان موقفًا قويًا ضد الإعلانات، قدرما كان ضد فراغ النزعة الاستهلاكية.
    Kredi borcu takasları ve tüketici borcuna karşılık teminatlı borç yükümlülüklerinden, ...neredeyse tüm Avrupa ekonomisini çökertmiş olan yatırım bankası Goldman Sachs ve Yunanistan arasındaki hileli anlaşma gibi tüm ülkelerin borçlarını maskelemek için kullanılan karmaşık ve uydurma projelere kadar her şeyi alıp satıyorlar. Open Subtitles فهم فعلاً يشترون و يبيعون الديون من أجل الربح. من تبادل القروض الإتمانية الى تعهدات الرهن للديون الاستهلاكية
    Peki ya sana bu holdingin küresel tüketici kredisinin %70'ine sahip olduğunu söylesem? Open Subtitles ماذا لو أخبرتك بأنّ هذا التكتل حدث بالصدفة بأنّه يملك سبعون بالمائة من صناعة القروض الاستهلاكية العالمية؟
    O zaman nasıl oluyor da tüketici optik devi Essilor teknolojinin yıkıcılığından sakınıp ondan kazanç dahi elde edebiliyor? TED كيف إذن، تستطيع شركة البصريات الاستهلاكية العملاقة "إسيلور" تجنب اختلال التكنولوجيا، بل الاستفادة من ذلك أيضا؟
    Enerji ve kaynak verimliliğinde iyileştirmeler yaptık, fakat tüketici sektörü, özellikle Amerika, çok verimsiz. TED حققنا تحسنا في الطاقة وكفاءة في إستخدام الموارد , لكن قطاع الخدمات الاستهلاكية , و خصوصا في امريكا , غير فعال على الاطلاق
    Yeni Global Dinamik'in tüketici araştırma ürünleri laboratuarı. Open Subtitles هذا مختبر بحوث المنتجات الاستهلاكية الجديد لـ"جلوبال داينمكس".
    Bu yenilik, mal üretimindeki giderleri azaltarak modern tüketici kültürünün yaratılmasını sağladı. Open Subtitles إنّ هذا الابتكار هو ما سمح بتطوير ثقافتنا الاستهلاكية الحديثة عن طريق خلق كُلفة منخفضة للوحدة الواحدة في البضائع المُصنّعة.
    tüketici elektronikleri fuarı. Open Subtitles هذا هو المعرض الالكترونيات الاستهلاكية.
    Dünyadaki birçok petrol ve benzin şirketinde, hızla gelişen tüketim ürünleri şirketinde bulundum ve değişmek adına gerçek bir irade var. TED ولقد ذهبت لمعظم شركات النفط والغاز والسلع الاستهلاكية سريعة النشاط في أنحاء العالم. وهناك رغبة حقيقية في التغيير.
    Toplam toplumsal etki üzerinde en iyi performans gösteren tüketim malları şirketlerinin %11 prim değeri vardır. TED شركات البضائع الاستهلاكية التي تنجز الأفضل بشأن التأثير المجتمعي الكلي ترى علاوة تقييم بنسبة 11 نقطة مئؤية.
    Özel çiftlikler zorla kamulaştırıldı, ve devlet kaynakları tüketim malları göz ardı edilerek ağır endüstriye aktarıldı. Open Subtitles تم تحويل ملكية المزارع ،الخاصة إلى عامة قسرًا وانصبت موارد الدولة في الصناعات الثقيلة على حساب السلع الاستهلاكية
    Çünkü Batı'nın beyinlerini yıkamasına ve sonsuz bir tüketim çılgınlığına itilmeyi reddettiler. Open Subtitles لأنهم رفضوا محاولات الغرب غسل أدمغتهم في الحياة الاستهلاكية التي لا نهاية لها
    Ve tüketim ürünleri konusunda ve hayatımızı dolduran bir çeşit bağışık hâle geldiğimiz tüketim ürünlerinin doğal çevreye nasıl etkisi olduğu konusunda tamamen büyülenmiş durumdayım. TED انني مبهورة للغاية من السلع الاستهلاكية و كيف ان السلع الاستهلاكية التي نملكها اصبحت محصنة ضد التي تملأ حياتنا توثر في البيئة الطبيعية
    Ayrıca, kişisel, politik, tüketim ve işe dair tercihlerimizin, dünyanın her yerinden bu tür insanları nasıl etkilediği konusunda daha düşünceli olmak zorundayız. TED ويجب علينا أيضا أن نكون أكثر عقلانية لأن خياراتنا الشخصية, السياسية, الاستهلاكية والاقتصادية تؤثر على هؤلاء الناس في جميع أنحاء العالم.
    Şehirleşme, tüketim, işyeri ve teknolojiyi düşünürsünüz. TED تفكرون في -- التحضر, النزعة الاستهلاكية ، وأماكن العمل ، والتكنولوجيا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد