En hızlısı olmayabilir ama pek çok kez paçamı kurtardı. | Open Subtitles | انه ليس الاسرع ولكنه اخرجنى من العديد من المواقف الصعبه |
Kıvılcım'ın enerjisi iyi. Aralarında en hızlısı, bütün yarışları kazanır. | Open Subtitles | وسبارك لديه طاقة جيدة هو الاسرع فاز فى كل السباقات |
"Belki en cesuru, en yakışıklısı, en hızlısı, en zekisi de değildi. | Open Subtitles | لكنه لم يكن الاشجع او الافضل في المظهر او الاسرع او الاذكي |
Sıcak pembeler En hızlı büyüyen bitkiler. | TED | اللون الوردي القاتم هي النباتات الاسرع نموا. |
Sadece... o boyda bir dosya için En hızlı yoldur. | Open Subtitles | انه فقط .. انه الطريق الاسرع لملف بهذا الحجم |
En hızlı. Ben en hızlıydım. | Open Subtitles | الاسرع انا اعتدت ان اكون الاسرع |
Çocukken, ondan hızlısı yoktu. Aynı odada olmaktan korkardım. | Open Subtitles | كان الاسرع منذ كان طفلا ، وكنت اخشى النوم معه في نفس الغرفة |
Kayıp denizcileri bulmanın En hızlı yolu bu. | Open Subtitles | هذا يعني بأنه الوجهة الاسرع لإيجاد هؤلاء المفقودين |
En güçlü, en canlı, En hızlı hissettiğin zamanı hayal et, ve bunu iki ile, üç ile, 10 ile, 20 ile çarp. | Open Subtitles | تخيلي القوة التي لم تشعري بها ابدا الاكثر حيوية الاسرع وتضاعفيها مرتين ، ثلاث مرات عشر مرات ، عشرون مرة |
Sonuç olarak Nimr şahsına münhasır bir canlı, gökyüzündeki En hızlı yaratık, | Open Subtitles | بعد كلِّ هذا , هي طير جوَّال المخلوق الاسرع في الهواء |
En zeki, En hızlı ve bu enstitünün en iyisi olduğumu iyi biliyordum. | Open Subtitles | عرفت بأنني الاذكى و الاسرع افضل ما يمكن لهذا المؤسسة ان تقدمه |