| İngiliz Hava Kuvvetleri'nin temsilcisi olarak gurubunuzda kaç tane silah uzmanı var? | Open Subtitles | بصفتك ممثلاً للقوات الجويه البريطانيه كم عدد خبراء الاسلحة في مجموعتك ؟ |
| Evet, bu yüzden her zaman silah kontolüne oy verdim. | Open Subtitles | هذا احد الاسباب التى تجعلنى اصوت دائما للتحكم فى الاسلحة. |
| silah dolabının önünde hakladım onu, ama yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | اعتقد اني حاصرته قرب قفص الاسلحة ولكني احتاج لمساعدة هنا |
| Elbette insan kendi vatandaşlarını öldürecek silahlar satana kadar gerçekten tarafsız olamıyor. | Open Subtitles | بالطبع انت لست مؤمن بالدولية حقاً حتى بعت الاسلحة لتقتل ابناء وطنك |
| Türkiye'deki üslerimizden birindeki çalıntı silahlar bölümüne girilmesine yardım etmiş. | Open Subtitles | ساعد فى اقتحام حلقة الاسلحة المفقودة من احد قواعدنا بتركيا |
| Arkadaşın silahları almaya gelsin diye bizi uzun yoldan götürüyorsun. | Open Subtitles | وتسلك الطويل الطريق بينما يصل صديقك لهنا لكي يجلب الاسلحة |
| silahların profili, sahiplerini yakalamak için çok yol almamızı sağlar. | Open Subtitles | توصيف الاسلحة قد يخدمنا كثيرا في ايجاد الشخص الذي استخدمهم |
| John Irish'le olan ilişkiyi bitirmek kulübü silah işinden çekmek istiyordu. | Open Subtitles | جون اراد انهاء العلاقة مع الايرلنديين ليوقف بيع الاسلحة في النادي |
| Yani eskiden tutuğum makastı, oysa şimdi silah ve sopa tutuyorum. | Open Subtitles | لذلك, كل ما احمله كان مقصات الآن انا احمس الاسلحة والعصي |
| Hesaplamalarıma göre, silah lobisinin aşağı yukarı kesinleşmiş 34 oyu var. | Open Subtitles | أنّه من خلال تقديري، فمؤيدي حيازة الاسلحة لديهم 34 صوتًا مضمونين. |
| Ve de bir kez atel altında kaldınız mı, şunu daha iyi algılarsınız ki, silah öyle övünülecek, maço bir alet değil. | TED | وما ان تكون بنفسك تحت خط النار سوف تدرك جلياً ان الاسلحة ليست أداة يجب التشدق بها |
| Peki silah endüstrisi yeniden inşa için bir gereç midir? | TED | لكن هل صناعة الاسلحة أداة من ادوات أعادة البناء ؟ أم هل هي لعبة ؟ |
| Beni El Libre'e götürmeğe ne dersin, böylece silah pazarlığını kapatabiliriz. | Open Subtitles | لذا اقترح ان تأخذوني الى الليبري لننهي صفقة الاسلحة |
| Ama bilirsin, gerçek silahlar ortaya çıktığında, ...düşünmeye zamanın olmayack. | Open Subtitles | لكن أتعلم عندما تظهر الاسلحة الحقيقية لا يوجد وقت للتفكير |
| Rakibimin öldürücü silahlar konusunda kesinlikle benden fazla tecrübesi var. | Open Subtitles | خصمي من الواضح انه لديه خبره اكبر مع الاسلحة المميته |
| Yönettiğim bölüğün çelik bakışları koca yumrukları olan egzotik silahlar taşıyan komandolardan oluştuğunu düşünebilirsiniz. | TED | ربما تظنوا ان من اقودهم .. هم حادوا النظر .. هائبوا المنظر .. يحملون الاسلحة الثقيلة |
| Ordu silahları topluyor... ...ve bunalım bozulmadan kalıyor. | TED | وعن طريق جمع الاسلحة ولكن الاحباط مازال معشعشاً |
| Bu durumda neden ondan ve kralından bir 50,000 daha elde etmeyelim, onlara bütün silahları hangi isyancılara sattığımızı söyleyerek. | Open Subtitles | لذا لم لانحصل على خمسون الف فلورين اخرى منه ومن ملكه ؟ لنبادله مع الثوار الذين نبيعهم الاسلحة |
| Kalanlar balık teknelerinde leventlerime katıIırlar ve silahları almak için korsan teknesini beklerler. | Open Subtitles | البقية ينضمون الى رجالي لأستلام البنادق من القرصان تقفون بجانب سفينة القرصان لآستلام الاسلحة |
| Adaleti ve silahların kullanım hakkını elinde tutan devlettir, bireyler değildir. | Open Subtitles | الدولة و ليس الأشخاص هي المسؤولة عن العدالة وشريعة استخدام الاسلحة |
| Ayrıca Başrahip kibarca sizden Silahlarınızı dışarıda bırakmanızı rica etti. | Open Subtitles | وقد طلب ايضا بأدب بأن تتركوا الاسلحة بالخارج |
| Belki de gerçekten silahlara ihtiyacımız yok. Her zaman da doğruyu söyleyemem ki. | Open Subtitles | اظن انه لا احد يريد الاسلحة لست محقا دائماً |
| - silahı balistikçiye götürün. - Sabaha kadar olma şansı yok. | Open Subtitles | وصل هذا المسدس الى خبير الاسلحة لا فرصة لهذا حتى الصباح |
| Şu plastik boru silahlardan bile var. Cleveland'ın düğününden beri görmemiştim. | Open Subtitles | لقد حصلوا على هذه الاسلحة البلاستيكية التي لم ارى منها منذ زفاف كليفيلند |
| Pekâlâ ilk olarak silaha ve istihbarata ihtiyacımız var ki bunu da yeni atanmış lider olarak ben halledeceğim. | Open Subtitles | أوّل شيء ، نحتاج ،بعض الاسلحة و معلومات و بصّفتي كزعيم المعين الجديد ساتولى هذا |
| Onları, sana verdikleri silahla yok edeceksin. | Open Subtitles | استعمل الاسلحة التي اعطوها اليك لكي تدمرهم |
| Çobanlar kasabaya gelince silahlarını alacağım. | Open Subtitles | نأخذ الاسلحة فور وصول رعاة البقر إلى البلدة |
| Saymaya başla. 10 dediğinde herkes silahını bırakmış olmalı. | Open Subtitles | إذا أبدأ بالحساب ، عند العشرة أريد كل الاسلحة على الارض |
| Sayımız ve silahımız onlardan daha az olabilir, ama bizde daha güçlü bir şey var. | Open Subtitles | ربما ليس لدينا العدد او الاسلحة التي تملكها لكن لدينا شئ اكثر من القوة الصدور المرحة؟ |
| 75 yıldır dünyanın en güçlü devletlerini en yeni Silahlarla destekliyoruz. | Open Subtitles | لمدة 75 سنة , كنا ندعم امم الارض باحدث الاسلحة بالعالم |
| silahlı saldırıdan 14 ay mahkûm olmuş çünkü savcılık seni cinayetle ilişkilendirememiş. | Open Subtitles | أنهي لتوه 14 شهر بالسجن بتهمة الاسلحة لان المدعي العام ، لم يتمكن من إثبات تهمة القتل |