Ne onlar size söyleme kopya orijinal hiçbir yerde yakın olmasıdır. | Open Subtitles | وما لا يخبرونك إياه هو ان النسخ ليست قريبه من الاصلية |
Bir şeyleri halletmek için orijinal yollar bulabilirsiniz. | TED | يمكنك ايجاد الوسائل الاصلية لانجاز المهام |
Burada sizin için yaptığım şey, bu numaralardan çokça geliştirdim ve koreografiyi bir araya getirdim, ancak bunlar orijinal teknikler değil. | TED | ومافعلته لكم هنا, هو اني طورت العديد من الخدع ووضعت معها فن الرقص ولكن تلك ليست المهارات الاصلية |
Biz buna Stüdyo Okul adını verdik, Rönesans dönemindeki orjinal fikirden yola çıkarak, çalışıp öğrenmenin bir arada olduğu döneme yani, | TED | و سميناها بالمدرسة الاستوديو و ذلك بالعودة الى الفكرة الاصلية في عصر النهضة حيث يندمج العمل مع التعليم. |
orjinal rengini yakalamak ise neredeyse imkansızdır. | Open Subtitles | لتقليد الالوان الاصلية شئ مستحيل تقريبا. |
Maçın, Butch Callahan için olan asıl planının bir parçası olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا، انا اتوقع بأن المباراة كانت جزءاً من خطة بوتش كالهان الاصلية |
Şimdi, size orijinal tekniklerden bazılarını göstereceğim. Bunlar kendi geliştirdiğim çalışmalardan geliyor. | TED | الان, سأريكم بعض المهارات الاصلية التي طورت منها مهاراتي , حسنا |
orijinal sinyalin verileriyle birleştirdiğimizde şifrelenmiş metin sayfaları buluyoruz. | Open Subtitles | عندما نقارن البيانات مع الاشارة الاصلية نحصل على هذه الصفحات المشفرة |
Yağlayıcı, orijinal kapağın üzerine beş üyenin imzasıyla. | Open Subtitles | انه النسخ الخمس الاصلية مع الغلاف الاصلي للفرقة |
- Çok orijinal figürlerin var. - Teşekkür ederim. Bunun için çalışıyorum. | Open Subtitles | لديك بعض الحركات الاصلية اشكرك لقد كنت اعمل على هذا |
Sana teklif ettiğimiz orijinal koşullar adaletin üstündedir. | Open Subtitles | شروطنا الاصلية التي اقترحناها بالمعرض كانت عادلة |
Bunun içinde bir yerlerde orijinal sonuçlar var. | Open Subtitles | نعم , لكن بمكان ما هنا توجد النتائح الاصلية |
Çilekli Tofutti Cuties'im var, hem de yeni orijinal kutusunda. | Open Subtitles | ان أملك تيفوتى كيوتيز مثل الجديدة بعلبتها الاصلية |
Çilekli Tofutti Cuties'im var, hem de yeni orijinal kutusunda. | Open Subtitles | ان أملك تيفوتى كيوتيز مثل الجديدة بعلبتها الاصلية |
Kocan bu dönüşümü yaparken, orijinal detayların üzerinden geçmiş, ancak asıl güzellik tarih, sıcaklık bu duvarların arkasında yatıyor. | Open Subtitles | عندما قام زوجك بهذا التحويل فقد قام باختيار الخطوط النظيفة على حساب التفاصيل الاصلية ، ولكن جمالكِ |
Hayır, hayır, hayır çünkü kopyalar asla orjinal ile aynı boyutta olamazlar. | Open Subtitles | لا,لا, لأن النسخ لابد ألا تكون لها نفس حجم الصورة الاصلية. |
Ve, kim benim kopyalarımı orjinal gibi satın alır, zaten Mona Lisa Louve'da varken. | Open Subtitles | ومن ذا الذى يشترى احدى نسخى على انها الاصلية والموناليزا الحقيقية فى اللوفر |
Bence uzman suçlumuz orjinal tablo ile ilgilenmiyordu. | Open Subtitles | اظن ان هذا المحترف المجرم لا يهتم باللوحة الاصلية |
orjinal Batman ve Robin zirvedeyken segiledikleri tüm numaralarını biliyorum. | Open Subtitles | انا اعرف كل خدع بات مان وروبين الاصلية لاننى تعاركت معهم فى قمتهم |
- Kayıtlara göre asıl annesi; Kristen Richard'dı. | Open Subtitles | تبين السجلاتَ بأنّ الام الاصلية كَانتْ كريستين ريتشاردز. |
İyi niyet göstergesi olarak, ülkemizden getirdiğimiz otantik meyvelerle dolu bir sepet sunmak üzere geldik. | Open Subtitles | نحن هنا لنسلم صندوق فاكهة زينة كبير ملئ بالفاكهة الاصلية اللذيذة لأي ان كان مدير هذة المنطقة |
Bir sayfası kayıp. Orijinalinin kopyası var mı? | Open Subtitles | هناك صفحة مفقودة هل لديك النسخة الاصلية |