Büyük hısızlık, silahlı soygun, ölümcül silahla saldırı... polise saldırı. | Open Subtitles | بتُهَم السَرقَة، السَطو المُسلَح و الاعتداء بسلاحٍ قاتِل الاعتداء على ضابط شُرطَة |
Mahkûmiyet Tarihi 9 Şubat 2002, özel mülkiyete saldırı, görev başındaki memura saldırı, | Open Subtitles | أُدينَ في 9 فبراير عام 2002 بجريمة إتلاف أملاك خاصّة و الاعتداء على رجل قانون |
Bir kız saldırıya uğramamış olsa komiksin diyebilirdim. | Open Subtitles | هذا سيكون ممتع مالم يتم الاعتداء على الفتاة |
Muhtemelen babası, burada saldırıya uğramış. | Open Subtitles | لدينا تجمع دموي هنا ربما من المكان الذي وقع الاعتداء على الأب فيه |
Hayatıma yapılan bu saldırı beni yaraladı ve deforme etti. | Open Subtitles | محاولة الاعتداء على حياتي تركتني مجروحاً ومشوها |
Belediye binasına yapılan saldırıda kullanılan AR-15 saldırı tüfeği bu. | Open Subtitles | هذه بندقية الهجوم "أيه آر-15" المستخدمة في الاعتداء على مبنى البلدية. |
saldırmak istediğinizde bile kendinizi durdurarak bu durumu yararınıza çevirebilirsiniz. | TED | حتى عندما تريد الاعتداء على أحدهم، تستطيع منع نفسك وتحويل غضبك لشيء أكثر إيجابية. |
Belki benden daha küçük, daha cılız birini seçebilirim. Hayır, hayır. | Open Subtitles | ربما يمكنني الاعتداء على شخص أصغر مني الى حد ما |
Seni fuhuşa teşvikten, ahlaka aykırı davranıştan tutuklanmaya direnmekten, bir polis memuruna saldırmaktan ahlaksızlıktan, uyuşturucu bulundurmaktan ve homoseksüellikten içeri tıkabilirim. | Open Subtitles | لديك قضية دعارة وسلوك غير منضبط مقاومة الاعتقال الاعتداء على ضابط شرطة الفجور العام حيازة المخدرات |
Kundakçılık, görevli memura saldırı birinci derece cinayetten aranıyor. | Open Subtitles | مطلوبةٌ بتهمة افتعال حريق و الاعتداء على ضابط فدراليّ متّهمةٌ بجريمة قتلٍ من الدرجة الأولى |
Federal Ajana saldırı suçundan seni yolladığımda kimsenin şeyinde bile olmayacak. | Open Subtitles | أنّه لن يكترث أحد حينما أعتقلك . بتهمة الاعتداء على عميلة فيدراليّة |
Yüzbaşı Hellinger'a yapılan bu saldırı gerçekleştiğinde saatin kaç olduğunu hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | وهل تذكر كم كانت الساعة التي سمعت عندها هذا الاعتداء على كابتن هالينجر؟ |
saldırı hakkında Bu makale kardeşin üzerinde - hemen vokal vardı. | Open Subtitles | تلك المقالة بخصوص الاعتداء على اخيك لقد كنتى مغنية جميلة |
Yazı yayınlandıktan sonra Daphne saldırıya uğradı. | Open Subtitles | لقد تم الاعتداء على دافني بعد أن قامت بنشر ذلك المقال |
Mahkeme katibi de bir gece önce saldırıya uğramış. | Open Subtitles | لقد تم الاعتداء على مختزل المحكمة الليلة التي تسبقها |
Kurban 3:50 sıralarında cinsel saldırıya uğramıştı. | Open Subtitles | تم الاعتداء على الضحية جنسياً عند الساعة 3: 50 |
Belediye binasına yapılan saldırıda kullanılan AR-15 saldırı tüfeği bu. | Open Subtitles | هذه بندقية الهجوم "أيه آر-15" المستخدمة في الاعتداء على مبنى البلدية. |
Uluslararası ticaret örgütünün seçkin bir üyesine saldırmak, kızını kaçırmak... haraç almak | Open Subtitles | الاعتداء على عضو متميّز ... للالدّوليّ دائرة أعمال ... اختطاف ابنته ... |
Belki benden daha küçük, daha cılız birini seçebilirim. | Open Subtitles | ربما يمكنني الاعتداء على شخص أصغر مني الى حد ما |
Bir polis memuruna saldırmaktan? | Open Subtitles | الاعتداء على رجل شرطة |