ويكيبيديا

    "الاعتماد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • güvenebilirsin
        
    • güvenebilir
        
    • güvenebilirsiniz
        
    • güvenebileceğimi
        
    • güvenilir
        
    • bel
        
    • güvenebilirim
        
    • güvenilmez
        
    • emin
        
    • güvenebileceğim
        
    • güvenmek
        
    • güvenebileceğin
        
    • güven
        
    • güvenemeyiz
        
    • güvenebiliriz
        
    - Tatlım, bilmeni isterim ki bana her zaman güvenebilirsin. Open Subtitles عزيزتى، اريدك ان تعرفي انك تستطيعين دوما الاعتماد عليّ
    İlki, eşinizin sözüne güvenebilir misiniz? TED ‫أولًا، هل يمكنك الاعتماد على شريكك‬ ‫في إنجاز ما وعد به؟‬
    Şansınıza güvenebilirsiniz fakat en kötü senaryoyu düşünüp düzgünce plan yapmanız gerekiyor. TED لا يمكنك الاعتماد على الحظ، عليك افتراض أسوأ احتمال والتخطيط وفقًا لذلك.
    Kötülüğe karşı hiç bitmeyen bir savaş var ama ben kime güvenebileceğimi biliyorum. Open Subtitles معركة لا تنتهي أبدا ضد الشر ولكني أعرف من الذي يمكنني الاعتماد عليه
    Bu yüzden zeki, güvenilir ve yetenekli kişileri işe almam gerek. Open Subtitles ومن طرق قيامي بذلك، استخدام أشخاص أذكياء، وقادرين يمكن الاعتماد عليهم.
    Şu an tek yapabileceğim şey yaptığım işe hâlâ inananlara bel bağlamak. Open Subtitles وكل ما يمكنني فعله حاليًا هو الاعتماد على أولئك الذين آمنوا بعملي
    Sevgili sadık Trémoïlle, sana güvenebilirim. Her zaman, Majeste. Open Subtitles ياصديقى الوفى اعلم اننى استطيع الاعتماد عليك
    Bana güvenebilirsin, ondan nefret ediyorum zaten. Open Subtitles بامكانك الاعتماد علىّ أنا أكرهه، سأتمسك بقصتى.
    Bana günde 25 saat, haftada 8 gün güvenebilirsin. Open Subtitles اولاً, يمكنك الاعتماد على 25 ساعة فى اليوم و8 ايام عى الاسبوع,
    Nasihat olsun, beysbol oynayacak arkadaş olsun. Bana güvenebilirsin. Open Subtitles سواءً كنت تحتاج لنصيحة أو لشخص لتلعب معه، يمكنك الاعتماد عليّ
    Risk bu kadar büyükken, Blucher'a güvenebilir miyiz? Open Subtitles مع هذه المخاطرة هل تجرؤ على الاعتماد على بلوخر؟
    Zamanı gelince sana güvenebilir miyim? Open Subtitles هل أستطيع الاعتماد عليك عندما يحين الوقت ؟
    Seni eve sağ salim götürmemiz konusunda bize güvenebilir misin? Open Subtitles هل يمكنك الاعتماد علينا فى توصيلك إلى المنزل بأمان؟
    İnsanlarla ilgili güzel olan şey; yabancıların iyiliklerine güvenebilirsiniz. TED الشيء الظريف بخصوص الناس هو أنه يمكنه بالفعل الاعتماد على لطف الغرباء.
    Tony'yi tanırım ve ona güvenebilirsiniz. Open Subtitles أعرف توني مثلما أعرف نفسي واضمن امكانية الاعتماد عليه
    Kötülüğe karşı hiç bitmeyen bir savaş var ama ben kime güvenebileceğimi biliyorum. Open Subtitles معركة لا تنتهي أبدا ضد الشر ولكني أعرف من الذي يمكنني الاعتماد عليه
    Sana güvenebileceğimi biliyordum, Rusty. Open Subtitles عرفت بأنه يمكنني الاعتماد عليك ايها الصدء
    Dalai Lama ya da Yoda gibi güvenilir, dengeli, bilinen, güvene alan, güvende, kutsal, derin düşünceler içinde ya da bilge biri misiniz? TED هل يمكن الاعتماد عليك، ومستقر ، مألوف، آمن ومقدس، متأمل وحاكم مثل الدالاي لاما أو يودا؟
    Bu kayda değer, çünkü az önce bahsettiğim gibi çekilecek filmlerin bulunması ve bunların çekilmesi triyajında genen inanışa epey bel bağlanıyor. TED وهذا ملحوظ، لأنه كما ذكرت من قبل في فرز البحث عن الأفلام لصنعها وصناعتها هناك الكثير من الاعتماد على الحكمة التقليدية
    Onların kültürüne nasıl güvenebilirim ki... Open Subtitles لماذا يجب عليّ الاعتماد على حضارة تلك المقاطعة ؟
    Bunu, birincil amaçları kişisel zevkleri olan, kendi kendini yok eden, ve erdemden elini eteğini çeken güvenilmez organizasyonlar gibi düşünmüştüm. Open Subtitles لقد احرزت بعدم الاعتماد على المنظمات لمن لديه هدف اسمى يبدو امتاع نفسي جسمانيا تدمير نفسي و التخلي عن كل الفضائل
    Sadece, pilotun güvenilirliğinden emin ol! Open Subtitles تاكد فقط من انني استطيع الاعتماد على الطيار
    En azından burada güvenebileceğim bir şef doktor olacak. Open Subtitles توجد طبيبة مداومة واحدة هنا يمكنني الاعتماد عليها
    Ve bu yüzden, sadece büyük veriye güvenmek bir şeyleri kaçırma ihtimalini artırarak zaten her şeyi bildiğimizi düşündürerek bizi yanıltır. TED لذلك الاعتماد على البيانات الضخمة وحدها يزيد فرصة إغفال شيء ما، في الوقت الذي يتهيأ لنا أننا نعرف بالفعل كل شيء.
    güvenebileceğin tek şey, hayatta kalmak için insanların herşeyi yapabileceğidir. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يمكنك الاعتماد عليه هو أن الناس مستعدون لفعل أي شيء ليحيوا
    Sosyal sermaye, güven inşa eden itimat ve karşılıklı dayanışmadır. TED رأس المال الإجتماعي هو الاعتماد و الترابط الذي يبني الثقة.
    Peki öyleyse, neden kullandığımız maddelerin sağlığımıza etkisini, neden-sonuç kapsamında anlamak söz konusu olduğunda epidemiyolojik çalışma sonuçlarına güvenemeyiz? TED إذًا، لماذا لا نستطيع الاعتماد على هذه الدراسات لإقامة علاقات سببية بين المواد وتأثيرها على الصحة؟
    O zaman, bugünden sonra, kesinlikle öyle umuyorum ki size güvenebiliriz. TED لذلك بعد اليوم، أتمنى بالتأكيد أنه يمكننا الاعتماد عليكم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد