Bir hata yapıyorsunuz. Müebbet hapis cezası aldım, ölüm değil. | Open Subtitles | إنكم ترتكبون خطأً إنه حكم بالسجن مدى الحياة وليس الاعدام |
ölüm cezası istemeye Nathan'ın yaptıklarını öğrendiğim zaman karar verdim. | Open Subtitles | انا اتخذت عقوبة الاعدام فقط بعد مراجعة سجل نايثان باكمله |
Rodney Garrett'ın idamının hazır bulunan infaz mangası ile planlanan şekilde gerçekleştirileceği bildirildi. | Open Subtitles | و الاعدام المنتظر لـ رودني جاريت من قبل فرقة إطلاق النار أصبح وشيكا |
İnfaz sırasında size dokunmaya, sizi tutmaya çalıştı mı? Evet. | Open Subtitles | وفي وقت تنفيذ الاعدام , هل حاول ان يتصل بك او يقترب منك او يلمسك ؟ |
Olan idam mahkumlarını temsil eden avukatların ilgilerini ölüm cezası hikayesinin daha önceki bölümlerine çevirmeleri oldu. | TED | الذي جرى هو ان المحامون الذين يمثلون السجناء المحكوم عليهم بالإعدام قد حولوا تركيزهم الى الفصول الأولى من قصة الاعدام |
Bu idamı durdurup bir canı kurtarma gücüne sahip. | Open Subtitles | لديه السلطة لإيقاف عملية الاعدام وانقاذ حياة السجين |
Ryan'ın akrabası olmadığından idamdan sonra eşyaları kutulanıp kaldırıldı. | Open Subtitles | ريان لم يكن لديه أقرباء لذا بعد الاعدام كل ممتلكاته تم تعليبها و تخزينها |
Her takdirde, idamın iyi bir şekilde yürümesi için uygun ışık, uygun uzaklık gereklidir. | Open Subtitles | مهما يكن، متطلبات الاعدام الناجح هي الاضاءة المناسبة، والمسافة المناسبة. |
Kaçırma vakası, bir ölüm cezası vakasıydı. | TED | وقضية الاختطاف هي قضية عقوبتها الاعدام. |
Üzgünüm ama siz kendiniz onun ölüm emrini imzalamıştınız. | Open Subtitles | أنا آسف أيها الكولونيل , لكنك وقعتَ أمر الاعدام بنفسك |
Ama infaz tarzında vurulmamış. Gerçi Binbaşı Julius için fark etmez. | Open Subtitles | لقد كان القتل على طريقة الاعدام ولكن لم يكن له معنى لدى الملازم جيوليوس ولكن |
Arenada dört gladyatör ile infaz edilecekken hayatta kaldın. | Open Subtitles | نجوت من الاعدام في الحلبة ضد أربعة مجالدين |
Yarın biz yola çıkmadan önce bunu diğer savaş esirleriyle beraber infaz edin! | Open Subtitles | نفذّوا حكم الاعدام فيه مع الاسرى الآخرين قبل ان نسير غدا |
Bu odadaki insanlar Will'in idam edilip edilmemesi gerektiği konusunda anlaşamayabilir, ama bence herkes bu hikayenin en iyi versiyonunun hiçbir öldürme vakasının olmadığı bir versiyonu olduğu konusunda hemfikir olacaktır. | TED | بعض الحاضرين قد يعترض في اذا ما حق حكم الاعدام على ويل لكن اعتقد ان الجميع سيوافقني الرأي ان افضل نسخه من قصته تكون تلك القصة التي لم يحدث فيها قتل |
Bu problemi çözüş şeklimiz idam cezası konusunu büyütmekten geçiyor. | TED | طريقة حل هذه المسألة تقع في جعل مسألة حكم الاعدام اكبر |
İdam cezası hikayesinin dört bölümüne sahibiz, ama daha öykü başlamadan önce neler oluyor? | TED | لدينا هذه الخمسة ابواب من قصة حكم الاعدام ولكن ماذا يحدث قبل ان تبدأ تلك القصة؟ |
İdamı izlemek zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا ملزمين بمشاهدة هذا الاعدام |
İdamı durdurma konusunda bir şey yapamam. | Open Subtitles | نعم, لا استطيع ابقائهم في الاعدام |
İdamdan kurtulması için sahip olduğum tüm bağlantıları kullanmam gerekecek. | Open Subtitles | سيكون علي أن أتصل بكل معارفي لأجعله يفلت من عقوبة الاعدام |
Validen idamın durdurulması için resmi bir emir almadıkça bu işi tamamlamakla yükümlüyüm. | Open Subtitles | ما لم اتلقى تأجيلا رسميا عن الاعدام من الحاكم انا مجبر بالقانون ان اتم هذا الأمر |
Stahl'ın kovulmasına neden olan idamda ne olmuştu? | Open Subtitles | حالة الاعدام تلك التي فشلت الحالة التي طرد ستال بسببها؟ ماذا حصل؟ |
- Diğer taraftan, Somazastiasların politik idamları gerçekleşmiyor. - Buna inanamıyorum. | Open Subtitles | من ناحية اخري توقفت الشرطة عن الاعدام السياسي لجبهة ساندنيستا |