Ve işte reklam bu şekilde dünyayı gezdi; Almanya reklamda ufak tefek bir değişiklik yaptı. | TED | هكذا انتشر الاعلان حول العالم, الألمان عملوا تغييرا بسيطا في الاعلان. |
Olamaz. Yine o aptal reklam kasetini izliyor olamazsın. | Open Subtitles | يا الهي,انت لا تزال تشاهد شريط هذا الاعلان السخيف مجدداً |
Özel Sayı. Büyük memeler. Diyor mahallemizdeki gazetecide duran hafif bir derginin reklamı. | TED | خاصة. الاثداء الكبيرة قال الاعلان لمجلة خلاعية على كشك بيع صحف حينا |
İlanı bir hafta önce 20-35 yaşları arasında beyaz bir erkek vermiş. | Open Subtitles | هذا الاعلان وضعه رجل ابيض الاسبوع الفائت في عشرينات او اوائل الثلاثينات |
Dergiye ilan vermek için 300 dolar bayılmışsın. | Open Subtitles | وصرفت 300 دولارا لكي تضع الاعلان في المجلة |
Şey, ilanda kendi odamın olacağı yazıyordu. | Open Subtitles | حسنا , الاعلان قال اني سوف احصل على غرفه خاصه. |
Bir hafta ve üç anti-buluşmadan sonra Samantha bizi bir duyuru yapmaya çağırdı. | Open Subtitles | أسبوع وثلاثة غير مواعيد في وقت لاحق... ... سامانثا استدعت لنا لجعل الاعلان. |
Bu reklam sayesinde artık 275.000 dolarımız oldu. | Open Subtitles | لقد ربحت مئتين وسبعين الف دولار من هذا الاعلان. |
Evet, genelde pazarlama, biraz reklam, marka yönetimi. | Open Subtitles | أجل .غالباً في التسويق أو الاعلان . و إدارة العلامات الجارية |
reklam durumunu daha küçük, daha az yargılayıcı bir grupta tartışmak daha kolay olur diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقد بانه سيكون اسهل لمناقشة مسألة الاعلان في مجموعة صغيرة المعذرة |
Ben reklamı yaparım Frederick de Harvard'a gider. | Open Subtitles | استطيع ان اقدم الاعلان الان وفريدريك يستطيع الذهاب لهارفرد |
Yarım saat içinde bu reklamı çekmeliyim ama galiba yapamayacağım. | Open Subtitles | بقى لي عن وقت الاعلان نصف ساعة وانا لا اظن اني قادر على الاستمرار به |
Televizyonda bu reklamı izliyordum, ve, adamım, bu şeyler şirin! | Open Subtitles | انا كنت اشاهد الاعلان فى التلفيزيون و تلك الاشياء الصغيرة لطيفة |
Yukarıdakiler dergi ilanı için 300 dolar verir... birkaç kadeh şarap, bir iki salata ısmarlarız... kadehleri alırız, biter. | Open Subtitles | الاعلان سوف يكلفنا 300 لانة بالاعلي وبعض المصاريف الاخري نجمع كؤوس الخمر انتهي الامر |
Hadi 300 doları kendi cebimden çıkarıp ilanı ödedim diyelim... kadını yakalarsak eğer, bana geri öder misin? | Open Subtitles | بفرض انني استخدمت مالي الخاص وقمت بشراء الاعلان واوقعنا بها هل ستعيد لي المال هل هو رهان؟ |
Amcan gazeteye verdiğimiz ilanı şu sıralar görmüş olmalı. | Open Subtitles | على عمك ان يكون قد رأى الاعلان الذي وضعناه بالجريده بهذا الوقت |
Ben sana evlen demiyorum Ronnie. Sadece gazeteye bir ilan ver ve bakalım ne olacak diyorum. | Open Subtitles | انا لا اريدك ان تتزوج يا بني نحن سنضع الاعلان ونرى ما يحدث |
Pazar günü ilan etmen, haber akışı için bir kabus olacaktır. | Open Subtitles | الاعلان في يوم الاحد سيكون كابوسا للدوره الجديده |
İlanda günlük 1000 dolar çekim işi sağduyu takdir edilir yazıyordu artık ne demekse. | Open Subtitles | الاعلان المنشور يقول 1000 دولار لليوم مقابل خدمات التصوير ، التكتّم سيكون محل تقدير أياً كان ما يعنيه ذلك |
Müdürünüz Hampton önemi bir duyuru yapıyor. | Open Subtitles | وهذا هو الرئيسية هامبتون كبيرة مع هذا الاعلان. |
Ne olursa olsun, o reklama öyle dokunmak ellerini kirletir. | Open Subtitles | رغم ذلك، فإن لمس الاعلان هكذا يوسخ يديك. |
Herkese reklamdan bahsetti şimdi herkes benden içeceklerini açmamı istiyor! | Open Subtitles | أكرهها لقد اخبرت كل شخص عن ذلك الاعلان والأن يستمرون فى سؤالى لفتح علب المشروب لهم |
Los Angeles'taki kliniğimizin reklâm çalışmaları için çok çalışıyor ama o da çok gelmek istiyordu. | Open Subtitles | لديها الكثير من العمل من أجل الاعلان عن عودة عيادتنا الى لوس انجلوس ولكنها كانت تود الحضور معي |
- Bu reklamın masrafları, Michael Denny ve Denny Şarkıcıları tarafından karşılandı. | Open Subtitles | دفع تكلفة الاعلان مايكل دينيز و ذا ديني سينغيرز |
Peki düğününüz resmi duyurudan önce mi sonra mı olacak? | Open Subtitles | إذاً, فهل سيكون زواجكِ قبل أو بعد الاعلان الرسمي؟ |
Hanımlar, sandalyelerinizi plastikle kapladım yapacağım duyuruyu beklerken heyecandan altınıza hiç çekinmeden edebilirsiniz. | Open Subtitles | سيداتي لقد وضعت بلاستيك في مقاعدكن تحسبا من أجل هذا الاعلان لذا لكما الحرية في تبليل نفسيكما بالإثارة |
Ziyaretçileri haber vermeniz gerekir. Öylece gelip giremezsiniz... | Open Subtitles | يجب الاعلان عن الزيارات، لا تستطيع الدخول هكذا |
Şansımızı reklamla denemek zorundayız. | Open Subtitles | سوف نضطـر فحسب إلـى المجازفـة بشأن ذاك الاعلان |
Fakat ilandaki şartlar çok tuhaftı. | Open Subtitles | ولكن شروط الاعلان كانت غريبة جدا |