şarkı söylemek kendimizi duyurma ve anlatmanın en eski yolu. | TED | الاغنية هي واحدة من أقدم طرقنا لجعل أنفسنا نسمع ونفهم. |
- Bu büyük bir anlaşma değil adamım. şarkı zaten satılmıştı. | Open Subtitles | الامر ليس بالشئ المهم يا رجل الاغنية قد تم بالفعل تسويقها |
Bu şarkı kırmızı saçlı kıza ve uzun böylu adama gidiyor. | Open Subtitles | هذه الاغنية مهداه إلى الفتاة ذات الشعر الاحمر و الشاب الطويل |
Evet, önce müşteri şarkıya girer, sonra oda görevlisi, sonra da garson. | Open Subtitles | نعم, احد الضيوف ظهر فجأة داخل الاغنية ثم خادم الفندق, ثم النادل |
Ben bu Şarkıyı seviyorum. Bu şarkıyla dans etmeyi seviyorum. | Open Subtitles | انا احب هذه الاغنية و احب طريقة رقصه جدا فيها |
Öyle, şarkının sonunda da hep bir nutuk çekerdi. | Open Subtitles | نعم, و بنهاية الاغنية كان دائما يعطي محاضرة |
Bu şarkı kırmızı saçlı kıza ve uzun böylu adama gidiyor. | Open Subtitles | هذه الاغنية مهداه إلى الفتاة ذات الشعر الاحمر و الشاب الطويل |
Bence bu şarkı sadece aynı döngüyü tekrar etme başlangıcı. | Open Subtitles | اعتقد أن هذه الاغنية فقط هي البداية لتكرارك نفس النمط. |
Bu bir kuraldır. Ortak salon açık olduğu sürece, şarkı çalmak zorunda. | Open Subtitles | هذه قاعدة، عندما تكون الغرفة الجماعية مفتوحة يجب أن تُشغل هذه الاغنية |
Çocuğunun tüm önemli anlarını kaçıran babayla ilgili şarkı var ya hani? | Open Subtitles | تعرف,تلك الاغنية عن الاب الذي يفوت كل اللحظات الهامة في حياة ابنه؟ |
Aman ne güzel şimdi tüm gün bu şarkı aklımdan çıkmayacak. | Open Subtitles | عظيم , هذه الاغنية سوف تبقى عالقة في عقلي كل اليوم |
Ve aslında bu şarkı döngüler hakkında, ama burada yaptığım döngüler gibi değil. | TED | عموما هذه الاغنية عن الحلقات، لكنه ليس ذلك النوع من الحلقات الذي اقوم به هنا. |
Chaz bana eğer bu şarkı o kadar uzun süre çalmasaydı çoktan arabaya binmiş, eve gidiyor olabileceğimi ve hemen orada ölüvereceğimi söyledi. | TED | اخبرتني " تشاز " ان لم اكن قد شغلت تلك الاغنية الطويلة كان يمكن ان اكون في السيارة حينها وكنت سأفارق الحياة حينها |
Hayır Bende senin şu 10 no'lu şarkıya ışık tutmanı bekliyordum Albumde sadece 9 şarkı vardı | Open Subtitles | لا أتمنى ان تنيرينا قليلاً حول الاغنية رقم 10 |
Annenle bu şarkıya bayılırdık. | Open Subtitles | أمك و أنا وقعنا في الحب على انغام هذه الاغنية |
Sikik kızlarız biz ve sna şu Şarkıyı söyliycez Andrea yaptı | Open Subtitles | نحن العاهرات الخارقات ونحن سنغني هذه الاغنية اااه اااه انه لذيذ |
şarkının ilk yarısı iyiydi de, sonradan sapıttın gibi geldi. | Open Subtitles | الجزء الاول من تلك الاغنية كان جميلاً نوعاً ما, لكن ما قصة الجزء الثاني؟ |
O şarkıdan niye bu kadar nefret ettiğimi hiç anlamadım. | Open Subtitles | تعرف، انا لم اعرف ابدا لماذا كرهت تلك الاغنية بشدة |
Eminim birileri biliyordur. şarkıda adı geçtiğine göre bir anda ortaya çıkmamıştır. | Open Subtitles | اذا هي موجودة في الاغنية فبالتأكيد هي ماقد ظهرت خارج الهواء الرقيق |
- Bilmiyorsun. Annemle dans ettiğiniz parça. | Open Subtitles | انها الاغنية التي كنت انت و امي ترقصان عليها |
Şarkılarımızın yarısı duygusal aşk şarkısı olduğu için, bu diğerlerinden alakasız olur bebeğim, anlıyor musun? | Open Subtitles | وإذا كان نصف الفرصة مع هذه الاغنية سوف يكون خادعاً، عزيزتي وانتِ تعلمين ذلك |
Evet. Hoşlandığım kişinin en sevdiği şarkıydı. | Open Subtitles | نعم.لقد كانت الاغنية المفضلة للشخص الذى احبة.استمتع بها |
Harikadır. O şey hakkında olan şarkısını seviyorum... | Open Subtitles | أحب لها هذه الاغنية التي تتحدث عن حبها لفتي, بسبب |
Biliyorum büyük ihtimalle sizin repertuarınızda yoktur, ama ben evleniyorum ve nişanlım sizi kiralamak istiyor, ama bunu sizin "Good Feeling" i çaldığınızı duymadan önce imzalayamam çünkü bu bizim şarkımız, ve eğer bizim şarkımızı çalamazsanız nasıl bir düğün grubu olursunuz değil mi? | Open Subtitles | اعلم انه ربما لم تكن هذه الاغنية لم تحضروا لها .. ولكني سوف اتزوج و خطيبي يريد ان يجلبكم يا شباب كفرقة في الزواج |
Aynı şarkıdaki gibi. | Open Subtitles | هذا ما انتما عليه مثل تلك الاغنية |
Bir sonraki parçamız en gözde şarkılardan biri olacak. | Open Subtitles | الاغنية القادمة التي سنقوم بتقديمها لكم هيواحدةمن الاغانيالكلاسيكيةالمفضلة. |