Ve ayrıca onlar, siyasi hakları ekonomik haklardan daha öncelikli tutmaya karar verdiler. | TED | و ايضا قررو وضع الاولية للحقوق الاقتصادية على الحقوق السياسة |
ekonomik durumun sağlık için önemli olduğunu keşfettim fakat hikaye bundan fazlası. | TED | اكتشفت أنه رغم تأثير الحالة الاقتصادية على الحالة الصحية إلا أنه هناك المزيد من الأمور الأخرى. |
Örneğin Donald Trump ekonomik politikasının çoğunu Amerikalıların üretim işlerinden vazgeçtiğine dayandırdı çünkü bu işleri Çinliler kapmıştı. | TED | على سبيل المثال، إعتمد دونالد ترامب في كثير من سياسته الاقتصادية على في هذه الفرضية أن الأمريكان قد فقدوا وظائف التصنيع لأنها قد تمت سرقتها من قبل الصينيون. |
Ekonomiden sorumlu ekibin tümü, devlet başkanı Xi Jinping de dahil olmak üzere, son derece açık bir şekilde ve bilhassa sanki birer gri gergedanlarmış gibi ekonomik risklerden ve bu riskleri nasıl dize getireceklerinden konuşuyorlar. | TED | الفريق الاقتصادي كله، حتى الرئيس شي جين بينغ نفسه، يتحدث بشكل واضح وصريح عن الأخطار الاقتصادية على أنها وحيدات القرن وكيف يمكنهم ترويضها. |