Biliyor musun, biri yalan söylediğinde hemen anlayabildiğim için mesleğimle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | تعلم اعتقد بعد ما حدث اعتقد انه يوجد هناك شخص يدعي الاكاذيب |
Hayır. Daha fazla konuşmak yok. Daha fazla yalan yok. | Open Subtitles | لا ، لا مزيد من الحديث لا مزيد من الاكاذيب |
Böyle bir hastalık olmalı sürekli yalan söyleme hastalığı. | Open Subtitles | يجب أن يكون مرض عندما لا يستطيع الرجل التوقف عن قول الاكاذيب. |
Utancını gizlemek için oğulları hakkında yalanlar uyduruyordu. | Open Subtitles | كانت تخفي خجلها من سلوك ابنها الطويل بألقاء الاكاذيب |
Beni istiyor. Adamları da hep hakkımda yalanlar uyduruyorlar. | Open Subtitles | هو يريدنى لنفسه عملائه دائما يختلقون الاكاذيب عنى |
Bilmek istediğim neden bana o yalanları söylediğin. | Open Subtitles | فقط اريد أن أعرف لماذا دائما تسـرد الاكاذيب عني |
Satrançta yalana yer yoktur, ama benim oyunumda yalan her şeydir. | Open Subtitles | اوه , الشطرنج , فى الشطرنج لا يوجد كذب لكن فى لعبتى الاكاذيب هى كل شئ |
Sadece bir sürü yalan ve söylenti. | Open Subtitles | وهل هذا له علاقه بأي شئ؟ انها فقط مجموعه من الاكاذيب و الاشاعات |
Gerçekten şaşırdım, sen gerçekten yalan söyleyebiliyormuşsun! | Open Subtitles | لقد فوجئت حقا أنكِ يمكنكِ أن تخبري بكل تلك الاكاذيب |
Ama bu akıl almaz bir şey tabi, ...nasıl böyle müthiş bir yalan söyleyebildim acaba. | Open Subtitles | . .. لكني لم اصدق أيضا بأني استطيع أن أحكي كل تلك الاكاذيب |
Kendimi iyi göstermek için size bir sürü yalan sıralamaya niyetim yok. | Open Subtitles | انا لن اخبرك الاكاذيب لاجعل نفسى ابدو جيداً |
üzgünüm profesör yalan söylememeliyim ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | انا آسف بروفيسور لا يجب ان اقول الاكاذيب ماذا تفعل؟ |
CIA hakkında söylediği igrenç yalanlar! Çok üzücü! | Open Subtitles | تلك الاكاذيب الرهيبه التى قالها عن المخابرات الامريكيه |
CIA hakkında söylediği o korkunç yalanlar! | Open Subtitles | تلك الاكاذيب الرهيبه التى قالها عن المخابرات الامريكيه |
Geceleri kamp ateşi çevresinde oturur, yalanlar söyleriz. | Open Subtitles | نجلس حول نيران المخيم فى الليل نروى الاكاذيب بعضنا لبعض |
Umarım, benim hakkımda atıp tuttuğunuz.. yalanlar için özür dilemeye gelmişsinizdir. | Open Subtitles | اعتقد بانك اتيت للاعتذار عن الاكاذيب التي نشرتها عني |
Düşündüğün bütün iğrenç yalanları söyleyebilirsin. | Open Subtitles | و يمكنك اخبار كل الاكاذيب المقززة التى يمكنك ان تفكرى بها |
Otobüs kartımda dört binişlik kredi kaldığını söylemekten iyidir diye düşündüm. İyi yapmışsın,ama yalanları en aza indirmeye bak. | Open Subtitles | بدا مثيرا للاعجاب اكثر من اخبارها بان ترخيصي للحافلة سينتهي في 4 ايام هذا جيد ,لكن ابقي الاكاذيب باقل مايمكن |
Senin yardımını istemiyorum. yalanların da, yalancıların da topu cehenneme! | Open Subtitles | اننى لا اريد يدك كل الاكاذيب و الكاذبين الى الجحيم |
Seni yalanlardan örülü bir kazağın içinde sıcak tutabilirler ama o kazak sürekli kaşındırır. | Open Subtitles | طيب ،ويلفونك في معطف صوفي من الاكاذيب إنه يبيقيك دافيء لكن يسبب الحكة لرقبتك |
Bana hırsızlık numaraları veriyorsun ve yalanlara mı tahammülün yok? | Open Subtitles | انت تعطينى نصائح للسرقة و لا يمكنك تحمل الاكاذيب ؟ |
Bir daha asla bu yalanlarla gelme bana. | Open Subtitles | لا تقول لي ابداً هذه الاكاذيب مرة ثانية |