emniyet kemerleri, güvenlik aygıtları vs. Bunlarla arkadaşın bir servet yaptı. | Open Subtitles | حزام مقعد من ادوات الامان وهلم جرا. وصديقك جمع ثروة طائلة. |
Fikir dijital güvenlik sistemine müdahele edip engellemek. | TED | الفكرة هي مخادعة أنظمة الامان الإلكترونية |
Konu satırı yok ama güvenli Filtre hakkında bir silsilenin içinde. | Open Subtitles | ليس هناك سطر للموضوع, لكنه موجود في موضوع حول مصفاه الامان. |
Aaron, hem güvenli uçmak hem de stabil çekim yapmak için en iyisinin kameramanla ikili uçmak olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | ءارون قرر أن أفضل وسيلة للحفاظ على الامان والحصول على لقطات ثابتة هو أن يطير جنبا إلى جنب مع مصور. |
Tamam, bırak da deneyeyim. emniyet kemerini ayarlamama yardım et. | Open Subtitles | حسنا , دع لي المحاولة فلتساعدني في تعديل حزام الامان |
Cam gelip mutfağımı düzenleyince de kendimi güvensiz ve saldırıya uğramış gibi hissettim. | Open Subtitles | لذا عندما اتى كام و نظم مطبخي شعرت بعدم الامان و انفجرت غضبا |
Bu yüzden fazla mesai emniyet ve Güvenliği tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | اذن الوقت الاضافي لساعات العمل لا يتضمن الامان او الأمن |
Bu madde eğitimi felsefem: Önce güvenlik. | TED | تعويذتي في التدريس عن المخدرات هي: الامان أولاً |
Zaman daralıyor ama hala güvenlik toleransı var. | Open Subtitles | سيكون قريب جدا و لكن سيظل هناك هامش من الامان |
güvenlik bağlantımın gemiden kurtulup kopması da kaza değildi. | Open Subtitles | ايوجد اكتر من انفلات خط الامان الخاص بى بعد ان كان مربوط بالغواصه |
Üçüncü katta hiper zaman güvenlik talep ediliyor. | Open Subtitles | نظام الامان للهايبر تايم مطلوب فى الطابق الثالث |
güvenlik, işini biraz fazla ciddiye alıyor. | Open Subtitles | بالنظر الى ارتفاع مستوى الامان الى اللون الموف |
Affedersin. Ajan Merriweather'ın silahı. güvenlik kilidi hala kapalı. | Open Subtitles | عذرا،بالنسبة لمسدس العميل ميروذر فان صمام الامان مازال يعمل |
Ayrıca olabiliğim kadarıyla en güvenli insan olmaya çalıştım, çünkü o da sağlığın bir parçası. | TED | وقد حاولت ان اكون الشخص الاكثر حرصاً على الامان بقدر الامكان لان ذلك جزء من الصحة و السلامة |
Bir atış! Patterson yine geceleri güvenli yaptı. | Open Subtitles | طلقة واحدة يا باترسون اعادت الامان الى الليل |
- Onunla dolaşması sence güvenli mi? | Open Subtitles | هل تظنين من الامان ان يبقى معه هذا الرجل ؟ |
güvenli deniz duvarı ardında bu şekilde yüzmek kuralları pervasızca ihmal demektir, bilmiyor musun? | Open Subtitles | ابعد من خط الامان عند حائط البحر فأي تخطي لتلك الحدود بالسباحة يعتبر هذا اهمال جسيم ألا تعرفين ؟ |
İstihbarata göre hareket yok ve durum güvenli. | Open Subtitles | استطلاع جوى التقارير لا حركة , انتظار الامان. |
Bir şeyden emin olmasını istiyorum Sana bahsettiğim adam sevdiği kadının mutlu ve güvenli olmasını istiyor | Open Subtitles | رجاء تأكد من الشخص الذى اخبرتك به اتمنى السعاده و الامان للمرأه التى احببتها |
Saf ve güvensiz biri. | Open Subtitles | هو فقط شخص يعاني من السذاجه و عدم الامان |
Bu ülkenin Güvenliği tehlikelere tamamen açık bir durumda. | Open Subtitles | ذهب الى مكتب الرؤساء في اليوم الاول له ليخبرهم ان الامان |
Ayrıca kentimizin güvenliğini... ve refahını tehdit eden kanunsuz adamları... doğru yola sokması için güç... ve senin adına onları cezalandırması için... yargılama kudreti... ihsan eyle. | Open Subtitles | امنحه القوه ايضا ليقدم الرجال الفوضيين للعداله الذين يهددون الامان |
Şu silahı belimden çek ya da emniyete kapa, lütfen. | Open Subtitles | ابعد ذلك المسدس عن ظهري او ضعه في وضع الامان لو سمحت |
Gerçek şu ki, ünlülerin derin cepleri ve daha derin güvensizlik duyguları var. | Open Subtitles | الحقيقه هي ان المشاهير لديهم الامكانيات الماليه الكبيره وحاله من عدم الامان |