ويكيبيديا

    "الانتظار" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Bekle
        
    • beklemek
        
    • bekleme
        
    • bekleyebilir
        
    • bekleyemem
        
    • beklemekten
        
    • bekleyin
        
    • bekleyemez
        
    • sabırsızlanıyorum
        
    • Dur
        
    • beklemeye
        
    • bekler
        
    • bekliyor
        
    • bekleyemeyiz
        
    • bekliyorum
        
    Şurada biraz Bekle, yoksa bekleme odasında büyük bir kalabalık olacak. Open Subtitles ، انتظري هنا لحظة وإلا ستكون هناك زحمة في غرفة الانتظار
    Şu anda pek fazla gibi görünmeyebilir, ancak sadece Bekle. Open Subtitles قد لا تبدو مثل الكثير الآن، ولكن فقط عليك الانتظار.
    Sizi bilemem ama ben kesinlikle o kadar uzun süre beklemek istemiyorum. TED أنا لا أعرف رأيكم بالموضوع، لكنني لا أود الانتظار حتى ذلك الوقت.
    Bu nedenle bekleme salonundaki oyun masasıyla başladık - tamamen limonata standı stili. TED لذلك ابتدأنا بوضع طاولة للبطاقات في غرقة الانتظار للعيادة كطاولة بيع عصير الليمون
    Unutmayın; köprüden bir seferde yalnızca iki insan geçebiliyor, köprüden geçen kişi ya feneri tutmalı ya da ona yakın durmalı, böylece herhangi birisi iki tarafta da güvenli bir şekilde bekleyebilir. TED تذكّر: لا يمكن لأكثر من شخصين عبور الجسر معًا ويجب على أيّ عابرٍ إمّا أن يحمل المُشكاة أو يبقى بجانبه ويمكن لأيِّ أحدٍ منكما الانتظار بآمان في الظلام على أحد جانبيِّ الممر
    Birkaç şeyi açıklığa kavuşturmamız gerekiyor, ve sıra falan bekleyemem. Open Subtitles أريد أن أتحدث معة لمناقشة بعض الامور ولا يمكننى الانتظار
    beklemekten yoruldum ve de sıkıldım, çünkü bütün aptallar biraraya gelmiş. Open Subtitles 'م تعبت من الانتظار وكان كيندا م، بسبب كل البلهاء معا.
    Yetiştirildik kaçınmak için, beklemek için, sinmek ve bastırılmak için, daha fazla beklemek için, hâlâ, Bekle. TED لقد نشأنا على المراوغة، والانتظار، والانكماش والتدثر، أن يدوم الانتظار أكثر، ننتظر.
    Bekle ve gör diyenler seni daima pisliğin içine çekiyorlar. Open Subtitles الانتظار و المشاهده ستكلفك مجهود مضاعف كل مره
    Hemen telaşa kapılma. Biraz Bekle. Open Subtitles لا احصل على الجهاز العصبي، ليس علينا سوى الانتظار.
    Yani tek yapmam gereken, sıkı bir yumruk atıp savunmaya geçmek ve beklemek. Open Subtitles كل ما علي فعله هو إعطاؤه لكمة قوية ولعب موقف الدفاع ثم الانتظار
    Eğer resepsiyonda beklemek isterseniz, bitince ben size haber veririm. Open Subtitles اذا كنت تريدين الانتظار بالغرفة الاستقبال وسوف نخبرك عندما ننتهي
    Evet tabii. Zaten 18 yaşındaki tüm erkekler beklemek isterler. Open Subtitles اجل, صحيح لأن كل الشباب ذوي 18 عاماً يريدون الانتظار
    Bu klinik ve tıbbi bekleme salonlarında olan bitenleri nasıl uygulayabiliriz? TED كيف يمكننا تكرار ما يجري في غرف الانتظار للعيادات والمستوصفات الطبية؟
    Hastane bekleme odalarındaki ve konforlu ofislerdeki insanları ziyaret ettim. TED لقد زرت مع الناس في قاعات الانتظار بالمستشفيات والمكاتب الفخمة.
    On yıl bekleyen on dakika daha bekleyebilir. Open Subtitles لو أنهم قاموا بالانتظار لعشر سنوات فلن يمانعوا الانتظار عشر دقائق أخرى
    O pabuçları sonsuza dek bekleyemem. Open Subtitles فأنا لا أستطيع الانتظار للأبد للحصولعلىهذاالحذاء.
    Geri kalan bizler içinse, beklemekten başka yapacak birşey yoktu. Open Subtitles بالنسة لبقيتنا, لم يكن هناك شيء نستطيع فعله سوى الانتظار
    Lütfen bekleyin, özel haberimize tekrar döneceğiz. Open Subtitles نرجوكم الانتظار سوف نعود إلى التغطية الأخبارية الخاصة قريبا جدا
    Amerika tüm bunları düzeltmek için bir 50 yıl daha bekleyemez. TED أمريكا لا تستطيع الانتظار 50 سنة أخرى حتّى تصلح الوضع.
    Ayın 25'inde sizlere burayı göstermek... ve herkesle tanıştırmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا يمكنني الانتظار حتى تاريخ 25 لأريكمكلشيءهنا .. وأعرفكم على الجميع
    Hayır, Dur bir dakika. Open Subtitles ثمانية. أوه، لا، الآن، الانتظار لمدة دقيقة.
    İyi bir şey için her zaman beklemeye değer, derler. Open Subtitles الأشياء الجيدة هي من تستحق الانتظار من أجلها كما يقولون
    Geri gelmeni istiyordu aslında. Oturup bekler, geri gelmen için dua ederdi. Bir gece, daha fazla bekleyemedi. Open Subtitles هو في الواقع أرادكي أن تعودي في ليله ما لم يحتمل الانتظار أكثر
    Bu arada buza yatırılmış üzümlü soda ve ayı postu bizi bekliyor. Open Subtitles بالمناسبة، لديّ صودا بالعنب مثلجة مع سجادة جلد دب في الانتظار حقًا؟
    Yapmaya değer olup olmadığını öğrenmek için 10-20 yıl bekleyemeyiz. TED نستطيع الانتظار 10 و20 سنة لاكتشاف ذلك إذا كان هذا يستحق العمل عليه.
    İnşallah bu da değişecek. Kornea nakli için listede, sıramı bekliyorum. Open Subtitles على أمل أن ذلك سيتغير، أنا على قائمة الانتظار لزرع القرنية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد