Benim de patron olduğumu söyledi. Ve şimdi Cleveland'ın hakettiğini alma zamanı. | Open Subtitles | قال أني أنا الرئيس كذالك لقد آن الاوان لكلفلند ان يستعيد حقه |
Sizi unutmuş olmalılar. Hemen birşeyler getiriyorum. zamanı gelmişti. | Open Subtitles | يبدو انهم غفلوا عنك ، سأحضر لك شيئا لقد آن الاوان |
Daha hızlı ve zorlu sürüş zamanı geldi. | Open Subtitles | آن الاوان ان اركب الحصان واغادر للعمل بجد وتعب |
"Ama son zamanlarda yapmadın ve geciktin." geç kaldığım için üzgünüm. | Open Subtitles | لقد فات الاوان على عمل اي حماقة ، آسف على تأخيركم |
Çocuklar için çok geç ama beni kurtarmak için bolca zaman var. | Open Subtitles | لقد فات الاوان على بقية الشباب, لكن هناك متسع من الوقت لإنقاذي |
Ama sen çok geç olmadan iğneler için aceleyle çıkmışsın. | Open Subtitles | لا, لكن, اسرعت للخارج لانك اردة الحُقن قبل فوات الاوان |
zamanı geldiğinde ve uygun olduğunda anımsayın R. Ekstra Koruyucuları kullanın. | Open Subtitles | عندما يحين الاوان وعندما تحين اللحظه تذكر |
Monica, annen, belki basketbolun yanında diğer şeyleri de düşünmeye... başlamanın zamanı geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | مونيكا , امك تحاول ان تقول انه حان الاوان ان تفكري عن أشياء أخرى بجانب كرة السلة |
Bence gerçek bir risk almasının zamanı geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه قد آن الاوان لها لتتحمل بعض المخاطر الحقيقة |
Bu bilgiyi paylaşmak için burnunu sokamayacağın zamanı bekledim sadece. | Open Subtitles | فقط انتظرت مشاركة المعلومة حتى يكون قد فات الاوان عليك للمناقشة |
Herşeyin bir parçası olma zamanı geldi. | Open Subtitles | آن الاوان لنصبح جزء من كل الاشياء |
Artık kariyerini düşünme zamanı. | Open Subtitles | ان الاوان ان تلاحق حلمك المهني |
Açlık Oyunları için bu mıntıkadan birinin seçilmesinin zamanı geldi. | Open Subtitles | آن الاوان لتسليط الضوء على "ألعاب الجوع" المُتحدّث عنها |
Çöpleri dışarı koyma zamanı geldi! | Open Subtitles | حان الاوان لرمي النفاية |
zamanı geldi, küçük dostum. | Open Subtitles | لقد أن الاوان يا صديقى الصغير |
O konuda geç kaldık zaten. Hatun gitti bile, mağara adamı seni. | Open Subtitles | على أيّ حال لقد فات الاوان الآن، فقد رحلت أيها الرجل البدائي |
Halk Majestelerinin harekete geçmesini istiyor. Çok geç olmadan imzalayın. | Open Subtitles | انهم يطالبونك مولاي بالتصرف وقع علي هذا قبل فوات الاوان |
Özel birime izin verin, bende çok geç olmadan Amon'u durdurayım. | Open Subtitles | صوتوا لصالح هذه الفرقة. وسوف أوقف آمون قبل ان يفوت الاوان |
Hayır, onu sorgu için falan geri getirmiyorum. Artık çok geç. | Open Subtitles | لا، لن أقوم بأعادتهِ من أجل أن تسألهُ، لقد فت الاوان |
Rasheed üzerindeki etkilerini yok etmeye uğraştım ama çok geç kalmıştım. | Open Subtitles | حاولت أن اخلص رشيد من سيطرتهم لكن كان الاوان قد فات |