Kapı açık olmalı, Majesteleri. Yani yasal açıdan. | Open Subtitles | الباب لا بد أن يكون مفتوحا يا صاحب الجلالة من أجل الشرعية. |
Senin Kapı açılmıyor, benim ki de kapanmıyor. | Open Subtitles | الباب الذي جنبك لا يفتح، وهذه الباب لا يغلق. |
- Kapıyı patlatabiliriz. - Hayır. Darbe onları öldürebilir. | Open Subtitles | نحن يمكن أن نفجر الباب لا الرجة ستقتلهم |
Son şansınız! - Kapıyı açmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نفتح الباب لا نستطيع ذلك |
Yemeği hazırlarya da Kapıya bakarım. İkisi bir olmuyor. Bayan Dudley misiniz? | Open Subtitles | اما ان اصنعُ العشاءُ أَو افْتحُ الباب لا استطيعُ عمَلُ كلاهما |
Eğer herhangi biri o kapıdan gelirse, açmıyorsun, anladın mı? | Open Subtitles | أي شخص يأتي إلى هذا الباب لا تفتحه، هل فهمت؟ |
Kapıda iz yok ve lateks toz iz bulamıyor. | Open Subtitles | لا توجد بصمات على الباب لا يوجد شئ يستدل عليه |
Bu Kapı açık olmamalı. Bir sorun var. | Open Subtitles | هذا الباب لا يجب أن يكون مفتوح هناك شيء خاطئ |
Evet, biz Kapı ile ihtiyacınız. Bizim kristaller dokunmayın. | Open Subtitles | أجل ، نحتاجها قرب الباب لا تلمس كريستالاتنا |
-"Birinci Sınıf"taki yolcularımıza bakan- mutfak hostesimiz ve kabin amirimiz bıçaklanmış durumda ve pilot kabinine giremiyoruz, Kapı açılmıyor. | Open Subtitles | المضيفة جالى و المحاسب طعنا ونحن لا نستطيع دخول قمرة القيادة، الباب لا يفتح |
Bunu düşünmek de sana bir fayda sağlamaz çünkü Kapı içeriden açılmıyor. | Open Subtitles | ولن ينفعك هذا لأن الباب لا يفتح من الداخل |
Son şansınız! - Kapıyı açmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نفتح الباب لا نستطيع ذلك |
- Kapıyı kapat. Işık istemiyorum. | Open Subtitles | -اغلق الباب , لا أريد رؤية الضوء |
- Kapıyı aç. - Dinleme! | Open Subtitles | أفتح الباب لا تصغي |
- Kapıyı kilitleyeceğim. | Open Subtitles | سأحكم غلق هذا الباب لا تقلق |
Pekala, Kapıya ben bakayım. | Open Subtitles | حسناً، أسمحي لي بأن أرى من في الباب لا تـتـحركي |
Kapıya bakma. Evini terk etme. Al şunu. | Open Subtitles | لا تجيبي على الباب, لا تغادري الشقة, وخذي هذا |
Kapıya bakma. Evini terk etme. Al şunu. | Open Subtitles | لا تجيبي على الباب, لا تغادري الشقة, وخذي هذا |
Ama kapıdan girmen, seninle konuşacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن عبور الباب لا يعني أني سأتكلّم معك. حارس؟ |
Ben kapıdan yürüyerek her zaman, ben yapılacaklar için hilkat garibesi listesinde sonraki ne olduğunu asla bilemezsiniz. | Open Subtitles | كل مرة أدخل من الباب لا أعلم ما التالي على لائحتك للأشياءالتيعليأنأفعلها. |
Çünkü Shaftoe'yu o kapıdan içeri soktuktan sonra, geri dönüşü yok: | Open Subtitles | لانه حين احضر شافتو عبر هذا الباب لا مجال للرجوع |
Kapıda nöbet tutan yaşlı bir kadın varsa, bu daha da zorlaşıyor. | Open Subtitles | وجود امرأة عجوز تحوم عند مدخل الباب لا يساعد كثيراً |